Madem verdiğiniz emri yerine getirdi, neden 6 gün beklediniz!
"Neye inanmak istersin?" diye sorarsanız, elbette bir illegal yapılanma mensubunun Türk Ordusu'nda Kuvvet Komutanlığı'na kadar yükselmemiş olduğuna inanmak isterim.
Dolayısıyla, Genelkurmay Başkanlığı'nın, "darbe lideri" olarak gözaltına alınan, fotoğraflarından anlaşıldığı üzere darp da edilen ve tutuklanan Hava Kuvvetleri eski komutanı Orgeneral Akın Öztürk hakkındaki dünkü açıklamasını, kayıtsız şartsız doğru kabul edebilmek isterim.
Öztürk verdiği ifadede darbe girişimine katıldığı iddialarını reddetmiş, tam tersine darbecileri vazgeçmeleri için iknaya çalıştığını söylemiş ve Genelkurmay Başkanı'nı da şahit göstermişti.
Genelkurmay dünkü açıklamasında Öztürk'ün ifadesini doğruladı ve kendisinin Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal tarafından "bu işi durdurmakla" görevlendirildiği için Akıncılar Üssü'ne gittiğini kaydetti.
***
Gelin görün ki...
Akın Öztürk, 16 Temmuz'da gözaltına alındı.
Şahit gösterdiği Hulusi Akar, 16 Temmuz'da kurtarıldı.
Ama bu "çok önemli", olayla ilgili bütün algıyı değiştirecek açıklama tam 6 gün sonra, dün yapıldı.
Bunu da sormayalım mı:
Öztürk, madem Genelkurmay'ın verdiği "darbeyle mücadele" görevini yerine getiriyordu, bunu açıklamak için neden 6 gün beklendi? O 6 gün boyunca "silah arkadaşlarının" çok ağır fiziksel ve psikolojik saldırıya uğradığı ortada olduğu halde hem de?
Garip, hatta çok saçma değil mi!
***
Sizi bilemem... Ben kendi adıma;
Kafamda Emekli Amiral Semih Çetin'in "Ortaya çıkmak için darbenin gidişatını bekleyen, sonra da darbe karşıtı tavır alan FETÖ'cüleri aklamaya çalışabilirler" iddiası...
İçimde "Eğer öyleyse itirafçıların anlatacaklarından korkan deşifre olmamış darbeciler, illaki suç ortaklarını susturmak için kurtarma planlarına girişecektir" kaygısı...
Dua edebiliyorum sadece;
Allah sonumuzu hayır etsin!
++++++
Aranıyor; Sahibinden hükümlüdür(!)
-----
Mesaj Ergenekon yaftalı kumpasa dahil edilen ve uğradığı linç, itibarsızlaştırma kampanyasına dayanamayarak intihar eden Yarbay Ali Tatar'ın ailesi adına ağabeyi Ahmet Tatar'dan geldi:
"Merhum kardeşim Yarbay Ali Tatar'ın yaşamını kaybetmesinde birinci derecede sorumlu tuttuğumuz, yasal süreç yürürken FETÖ tarafından Yargıtay'a adeta kaçırılıp koruma altına alınan 19. Ceza Dairesi üyesi Süleyman Pehlivan'ı o günden beri takip ediyoruz. Son darbe teşebbüsünden sonra gözaltı listesinde olmasına rağmen nerede olduğunu tespit edemiyoruz. Kaçmış olmasından endişe ediyoruz. Bu konudaki hassasiyetimizi anlamanızı, kaçmasının engellenmesi ve yargı önüne çıkması için katkılarınızı istirham ediyoruz..."
7 yıldır aradığı adaleti bulamayan bir ailenin son bir umut verdiği "ARANIYOR" ilanı varsayın... Anlayın... Mümkünse katkı sağlayın...
+++++
O mektubu hatırlamanın tam zamanı
------
"Bu şekilde giderseniz ne yönetecek bir ordu, ne yaşayacak bir cumhuriyet, bir ülke bulamayacaksınız... Şunu bilin ki, en küçük suçu ve günahı olmayan ben, bu yapılan hukuksuzluğa isyan ve bu karanlığa bir nebze ışık olabilmek için hayatıma son veriyorum."
Yarbay Ali Tatar, 19 Aralık 2009
+++++++
Bu işte bir adaletsizlik var
-----
Onu suçlayan, gözaltına alan, tutuklayanların "darbeci" olduğunu "yaşayarak" öğrendiğinize göre, o "darbeci"lerin düzmece delillerle kumpas kurduğu Murat Eren neden hâlâ cezaevinde?
Unutulmasın...
#MuratEreneÖzgürlük https://twitter.com/hashtag/MuratErene%C3%96zg%C3%BCrl%C3%BCk?src=hash
++++++
Bana ikiyüzlülüğün resmini çizebilir misin Abidin
----
İnternette başı boş dolaşıyordu; kim, dünyanın hangi köşesinde çizmişse ellerine sağlık...
16 Temmuz 2016 sabahına "kimden taraf olarak" uyanacağına bu metotla karar veren, içinde sanatçısının da, gazetecisinin de, siyasetçisinin de, bakkalı, manavı vs.. "sokaktaki adam"ının da bulunduğu ikiyüzlü bir güruha ithaf olmuş olsun....
+++++
Olağanüstü hali sindirme reçetesi: Sokaklarda eli palalı, linç ayarlı tekinsiz tipler dolaşacağına, sokağa da çıkmayıverelim arkadaş; kıyamet mi kopar!