Şu ana kadar bu sayıyı riske sokacak bir şey olmadı. Genellikle 340 ve üzerinde oyla maddeler hızla ilerliyor. Ancak gerek iktidar partisinde gerekse MHP'de bir endişe olduğu da gözlerden kaçmıyor. Çünkü maddeler geçiyor geçmesine ama AKP milletvekillerinin çoğu oyunu açıkta kullanıyor. Bunların çoğunun "Ne olur ne olmaz, bana FETÖ'cü derler" korkusu içinde olduğu biliniyor.
Buna rağmen son oylamada durumun değişebileceği de konuşuluyor ve bu sarayı da iktidar partisinin tepesini de çok korkutuyor.
Sonunda etkili bir tehdit ve şantaj aracı daha bulundu. AKP üst yönetimi "Anayasa oylamasında referandum için yeterli sayının bulunmaması halinde erken seçime gidileceğini" açıkladı. Erdoğan da "Bunun böyle olması gerektiğini" söyleyerek bu tehdidi pekiştirdi Aynı tehdidi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de yaptı. Partililerine "seçim sopası" gösterdi.
2019'a kadar durumunu garantilemiş milletvekilleri için yeni bir seçim her zaman için tehlikedir. Ayrıca birçok AKP milletvekili erken seçime gidilmesi halinde listelere bir daha konmayacaklarını biliyorlar buna bir de "FETÖ'cü damgası" yiyerek tutuklanma riski de eklenebilir.
Bu noktada benim de bir önerim var. Madem iktidar bu anayasa değişikliğinde çok kararlı ve bunun "milletin arzusu" olduğunu söylüyor, eğer gerçekten bu görüşünde samimiyse Meclis'te bu kadar dayatma yapmadan, tehdit ve şantaj dedikodularına neden olmadan hemen seçime gitsin.
Seçim kampanyasında vatandaşa başkanlık sistemini bütün ayrıntılarıyla anlatsın ve bunun için destek istesin. Gerçekten vatandaş ille de başkanlık sistemini istiyor, bir kişiye padişahlık yetkisi verilmesini arzuluyorsa AKP hem yüzde 50'yi geçer hem de Meclis'teki sandalye sayısı 330'u aşar. Hatta eğer AKP yetkilileri gerçekten doğruyu söylüyorlarsa Erdoğan'a padişah yetkisi veren başkanlık vaadi milletin büyük desteğini kazanacaktır. Yani AKP'nin bu seçimdeki oyları MHP'nin de katkısıyla yüzde 60'ları geçecek, HDP baraj altı kalacağı için Güneydoğu oyları da blok olarak gelecek ve AKP 367'yi bile geçebilecektir. Bu durumda yalnızca başkanlık sistemi için bir değişiklik değil, tüm anayasanın yeniden yazılması da mümkün olabilir ve halktan destek de önceden alındığı için referanduma bile gerek kalmayabilir. AKP var mı böyle bir öneriye acaba?
Can Ataklı Korkusuz
***
Ucu ucuna!
Oylamalar gecenin ilerleyen saatlerine sarkıyor. Gece halk, altın uykusundayken "kişiye özel anayasanın" madde madde oylaması sabaha doğru bitiyor. 340 ile 343 "Evet" bandına oturdu. Anayasa teklifinin Meclis'te gömülmesi için "Evet bandının 330'un altına inmesi" gerekiyor. Ucu ucuna sayılır. Bıçak sırtı. MHP'ye oy vermişlerden ve MHP örgütlerinden, milletvekillerine büyük tepki var. 27 vekil, 27 altın adam çıkabilir. Teklif Meclis'e gömülebilir.
Necati Doğru Sözcü
***
"Bahçeli intikam alıyor!"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 9 Mayıs 2015 Cumartesi günü: "Başkanlık federasyon demektir. Bu da Türkiye'yi bölünmeye götürecektir!" diye haykırıyor ve şöyle devam ediyordu: "Tayyip Erdoğan usulü Başkanlık Sistemi, Türkiye'nin bölünmesinin reçetesidir. Demokrasinin idam fermanıdır!"
Ee, şimdi ne oldu da birdenbire kafası değişti? Neden Başkanlık Sistemi'ni getirecek anayasa değişikliğinin fitilini ateşledi? Neden şimdi Meclis'te canhıraş bir şekilde destekliyor?
* * *
Devlet Bahçeli'ye kendi sözleriyle soruyoruz:
Türkiye'nin bölünmesini mi istiyor?
Demokrasinin idam fermanını mı imzalıyor?
Garip tutumu, acayip davranışı başla nasıl izah edilebilir?
Seçimde yok olacağını anlayınca kapağı AKP'ye mi atmak istedi?
Yoksa, bana mektup yazan koyu MHP'li, gerçek ülkücü bir okurumun söyledikleri doğru mu? Gelen mesaj (özetle) şöyle: "Doğruları yazdığınız ve Genel Merkez'i uyardığınız için MHP camiası size şükranlarını sunuyor. Milliyetçi Hareket Partisi, Devlet Bahçeli'den sonra mutlaka toparlanacak, daha güçlü olacaktır, buna eminim. Gelelim bugünkü duruma ve AKP'nin desteklenmesine... Benim tahminlerime göre Devlet Bahçeli Bey, halktan intikam alıyor! 'Bu seçmen madem beni ve partimi 1 Kasım seçimlerinde perişan ederek oylarımızı yarı yarıya düşürdü, terörist partinin bile gerisine itti, işte ben de onlara böyle yaparım. Ne halleri varsa görsünler!' demek istiyor. Ben nihai oylamada MHP milletvekillerinin yurtseverliklerini göstereceklerine inanıyorum."
Rahmi Turan Sözcü
***
Ülkeyi seçilmemişler yönetecek
CHP'nin hukukçu milletvekili Haluk Pekşen önceki akşam Halk TV'de Uğur Dündar'ın programında anayasa değişikliği paketindeki tutarsızlıkları anlatırken çok ilginç örnekler verdi... Örneğin anayasa teklifinin kabul edilen 10. maddesi diyor ki:
"...Cumhurbaşkanı'nın hastalık ve yurt dışına çıkma gibi sebeplerle geçici olarak görevinden ayrılması hallerinde, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cumhurbaşkanı'na vekâlet eder ve Cumhurbaşkanı'na ait yetkileri kullanır. Cumhurbaşkanı Yardımcıları ve bakanlar, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olanlar arasından Cumhurbaşkanı tarafından atanır ve görevden alınır."
Haluk Pekşen dedi ki:
- Cumhurbaşkanı, diyelim ki yurt dışına gitti. Bu maddeye göre vekil bıraktığı yardımcısı aynı yetkilere sahip olduğundan o daha uçaktayken kanun gücünde kararname çıkarabilir, Cumhurbaşkanı'nı görevden alabilir veya onu emekliye sevk edip diğer yardımcıların tümünün görevine son verebilir. Af çıkarıp cezaevlerindeki bütün FETÖ'cüleri serbest bırakabilir.
Diyelim ki Cumhurbaşkanı bir kaza geçirdi ve hayatını kaybetti. Veya aniden iş yapamayacak derecede hastalandı. Vekil bıraktığı, seçimle gelmemiş, dolayısıyla millî iradeyi temsil etmeyen yardımcısı bir anda ülkenin en etkili ve yetkili kişisi konumuna gelebilir, millî iradeyi yüzde yüz temsil eden Meclis'i feshedebilir. Buna engel yok.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Meclis dışından biri de olabiliyor. Bu durumda Türkiye'yi halk tarafından seçilmemiş biri yönetecek demektir...
Melih Aşık Milliyet
***
KARİKATÜR: LATİF DEMİRCİ HÜRRİYET