"Başkan" mı Türkiye'yi darbelerden kurtaracak
------
Referanduma gitmemize yol açan MHP'yi dikkatle izliyorum.
Yeni rejimin gelmesi halinde doğal olarak siyasete veda edeceğini bile bile ille de "Erdoğan'ı başkan yapacağız" diye yanıp tutuşan MHP'lilerin kampanya sırasında ne söyleyeceklerini gerçekten çok merak ediyorum da ondan izliyorum açıkçası. Ancak şu ana kadar dişe dokunur bir "neden evet" cevabı bulamadım.
Ekranlara çıkan MHP'liler ısrarla 15 Temmuz dinci faşist darbe kalkışmasını konuşuyorlar. "15 Temmuz'u unutmayın" diyorlar.
Tamam unutmuyoruz elbette, eee ne olacak?
MHP'liler ağızlarından düşmeyen 15 Temmuz konusunda tatmin edici bir şey söyleyemiyorlar. Söyledikleri tek şey şu; "Türkiye büyük saldırı altında, Devletin milletin bekası söz konusu, bu duruma seyirci kalmamız düşünülemez."
Seyirci kalmayın tabii de, bunun çaresi kayıtsız şartsız Erdoğan'ı başkan yapmaktan mı geçiyor acaba?
Ancak Erdoğan başkan olunca mı darbeler bitecek ve Türkiye'nin, milletin bekası kurtulacak?
Can Ataklı Korkusuz
***
MHP'nin başına gelen...
-------
Tamam, Binali Yıldırım'ın eliyle bozkurt işareti yapması, politik bir tavlamadır. (...) "İşaret eline yakışmış" düşüncesiyle yaklaşan Devlet Bahçeli, iktidarın partisine geçmişte kurduğu tuzağı ve dramatik sonuçlarını unutmuş gözüküyor.
***
2011 genel seçimlerine 1.5 ay kala nisan sonu-mayıs başlarında birbiri ardına seks kasetleri piyasaya sürülmüş ve iki genel başkan yardımcısı ile bazı milletvekili adayları istifa etmek zorunda kalmışlardı. Kaseti yayımlananlar ve yayımlanma şantajı ile istifa edenler; toplam 10 kişi. İsimlerini unutmuş olabilirsiniz.
Recai Yıldırım, Metin Çobanoğlu, Bülent Didinmez, İhsan Barutçu, Deniz Bölükbaşı, Osman Çakır, Ümit Şafak, Cihan Paçacı, Mehmet Taytak, Mehmet Ekici...
ABD'den yayın yaptığı belirtilen "Farklı ülkücülük" başlıklı siteden yapılan şantajda, Bahçeli'nin de istifası istenmişti.
Bahçeli, şantajı gerçekleştirenler için "mikrop, AKP" teşhisini koymuştu.
Niyet ise açık ve seçikti: AKP Meclis'te anayasayı tek başına değiştirecek bir çoğunluğa ulaşmayı hedeflemişti: En az 367 milletvekili. Otoriterliğin de ötesinde, diktacı başkanlığı öngören sistem değişikliğini gerçekleştirmek için MHP'nin Meclis dışı kalması gerekiyordu. MHP milletvekillikleri büyük oranda AKP'ye kayacaktı.
Şantaj daha önce de Baykal'a uygulanmıştı. Amaç CHP'yi gözden düşürmek, oy oranını artırmasını önlemekti. Çünkü seçim sistemi en çok oy alan partinin lehine çalışıyordu.
(...)
Bu iş ancak polis istihbarat, telefon dinleme, gizli örgüt vb. işbirliği ile gerçekleşebilirdi.
O zaman unutmayın ki, FETÖ çetesi ile AKP iktidarı ortak kaderi paylaşıyordu. Kuzu sarması gibiydiler. Muhalefete karşı operasyonları ortaktı.
(...)
MHP'nin defterini dürmeye yönelik tuzaklardan sonra gelinen nokta, bir "pişti durumu"dur. Operasyonsuz. Kansız, kurbansız.
Sonuç Binali Yıldırım'ın bozkurt işaretinde dile geliyor.
Bahçeli "eline yakışmış" diyor ama, ben o işareti "sizi teslim aldık, artık bizimsiniz, AKP'nin bir kompartımanısınız" diye okuyorum!
Hey gidi! "Mikrop, AKP"den "Aslan Başkancılık"a!..
Orhan Bursalı Cumhuriyet
***
"Allah'ın verdiği iktidara muhalefet" çarpıtması
--------
Peygamber Efendimizin hadisi varmış, sandıktan evet çıkacakmış.
(...)
Dinin siyasette istismar edilmesi, Sıffin Savaşı'nda, Hz. Ali'ye karşı mızrakların ucuna Kur'an sayfalarının takılmasından beri Müslümanlara musallat olan beşeri bir hastalıktır.
(...)
Prof. Vecdi Akyüz'ün "Hilafetin Saltanata Dönüşmesi" adlı kitabı (...) saltanatının kuruluş sürecinde dinin nasıl alet edildiğini, yeni terimle araçsallaştırıldığını anlatır. İktidarın Muaviye'ye "Allah tarafından verildiğini" söylüyorlardı! Allah'ın verdiği iktidara nasıl muhalefet edilebilirdi?
(...) Prof. Akyüz böyle dini terim ve referanslar istismar edilerek nasıl bir "istibdat" oluştuğunu anlatır. Temeldeki problemin "iktidarın sınırlanması" konusundaki yetersizlikler olduğunu belirtir. (Dergâh Yay. 1999)
(...) Tarihe analitik gözle bakmalıyız. 'İslam tarihi' de kutsal değildir, Prof. İhsan Süreyya Sırma'nın doğru tercihiyle "Müslümanların Tarihi"dir. Bu tarih de insanlık tarihi de bize iktidarı dinle kutsamanın vahim sonuçlar doğurduğunu, gücün sınırlanması gerektiğini gösterir. Çağımızda bunun yolu kuvvetler ayrılığıdır, denetim ve dengedir, bağımsız ve tarafsız yargıdır, hür basındır...
(...) 16 Nisan referandumunun konusu hangi anayasal makamlara ne tür yetkiler verildiğidir. Cumhurbaşkanına verilen çok büyük ve geniş yetkilerin nasıl denetleneceği, nasıl dengeleneceği sorunudur... Yasama ve yargı organlarının denetim ve denge işlevlerini yapabilecek bağımsızlığa sahip olup olmadıkları sorunudur...
Taha Akyol Hürriyet
***
O kadar istiyordunuz madem
niye pakete koymadınız şu idamı?
-------
İdam, Anayasa değişikliği paketinin içinde yok ama referandum kampanyasında var..
Havuç konu yapıldı..
Diri tutuluyor, canlı tutuluyor..
***
Şu söyleniyor; referandumla anayasa değişikliği gerçekleşirse bir sonraki adım idam olacak..
İdamın referanduma sunulmasının yolu açılacak..
***
MHP zaten dünden razı.. İktidar da madem bu kadar çok istiyor 18 maddelik paketin içine koysalardı..
O da aradan çıksaydı..
Bir daha referandum yapıp masrafa gerek kalmasaydı..
(...)
İnsan sormadan edemiyor..
Yoksa.. İktidar idamı getirmek istemiyor da sadece 'oy için' kullanmak mı istiyor
Mehmet Tezkan Milliyet
***
Kimi asacaksınız birader!
----
Bir takım insanlar meydanlarda kendilerine öğretileni bağırıyor: "İdam isteriz!" Cumhurbaşkanı Erdoğan da cevap veriyor: "İdam, Meclis'ten geçip önüme gelirse hemen imzalarım!"
(...)
Apo'yu idamdan kurtaranlardan biri olan Devlet Bahçeli şimdi AKP'ye "Topu çevirmeyin, idamı getirin, destekleyelim!" diyerek idam cezası istiyor.
Peki, Türkiye'de idam cezası geri getirilirse Öcalan'ı asabilecekler mi?
Hayır!
Çünkü yasalar geriye doğru işlemez!
15 Temmuz canisi Feto asılabilecek mi?
Hayır! Evrensel hukuka göre cezalar geriye doğru işlemediği için o da asılamaz!
Ee, peki kimi asacaksınız birader? Şovu bırakıp şunu bir söylesenize...
Rahmi Turan Sözcü