Lozan’ın gizli maddeleri ve Türk medyası
2002 seçimlerine giden süreçte ana akım medyada sürekli AKP ve Erdoğan aleyhinde haberlerin yer alması, AKP ve Erdoğan’ın iktidara gelişini engelleyemedi.
Aksine kendilerini Erdoğan’ın hedefi haline getirirken bir mazlum yaratılması sürecinde de AKP’nin ekmeğine yağ sürdüler.
Medya gücünü elinde bulundurması gerektiğinin bilinciyle iktidara gelen AKP’nin Türk medyasını dönüştürme süreci Uzan grubuyla başlarken bu sürecin son kurbanı ise Doğan grubu oldu.
Son kalenin de düşmesiyle beraber Türk medyasında ana akım medyada AKP’yi ve Erdoğan’ı eleştiren yayınlara rastlanmazken bu medya organlarında çalışan ve AKP''ye muhalif gazeteciler de işsiz bırakıldı.
Ana akım medyayı baskı altına alan iktidar aynı zamanda kendi yandaşı iş adamlarına da kendi medyalarını kurdurtmayı ihmal etmedi.
Bu medya organları ise o kadar kirli yayınlar yaptılar ki toplumun gözünde var olan gazetecilik algısını da yerle bir ettiler.
İktidarın tetikçisi görevindeki bu yayın organlarında o kadar taraflı yayınlar yapıldı ki izlerken, dinlerken ve okurken nutkumuz tutuldu.
Biz utandık onlar utanmadı!
İşte Lozan’ın gizli maddeleri efsanesi de bunlardan biriydi.
100 yıl sonra Lozan bitecek ve gizli maddelerde yer alan yasaklar kalkacak, biz bor, petrol ve doğalgaz çıkarıp dünyanın gelişmiş ülkeleri arasına gireceğiz!
Bu medya aygıtlarının televizyonlarına çıkarılan sözüm ona profesörler Lozan’ın gizli maddelerinin varlığına toplumu ikna etmeye çalışırken bu medya aygıtlarında yazan, çizen sözüm ona gazeteciler de yazılarıyla bu sürece destek verdi.
Senelerce bu yönde yayın yaptılar ama senelerce, aralıksız ve durmadan.
Siyasal iletişimde temel kurallardan biridir; geleceğe yönelik hedef koy ve seçmenini bu süreye kadar konsolide et.
Süreyi öyle bir belirlersin ki zaten potansiyel iktidarının sonudur o süre. Önemli olan o süreye varabilmektir.
İşte AKP’nin bu politik kurnazlığına bu medya organları gün gün yaptıkları yayınlarla destek oldu.
“Lozan’ın gizli maddeleri yoktur” diyen profesörler ve aydın kesime ne mi oldu?
Onların halka sesinin duyuracağı bir televizyonları, köşeleri olmadığı için sesleri cılız kaldı.
Sonra ne mi oldu dersiniz?
Lozan’ın 100. yılında AKP’li Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Şentop çıktı ve “Lozan’ın gizli maddeleri yoktur” dedi.
Şentop’un bu açıklaması sonrası malum medya organları televizyonlarına çıkarttıkları profesörlere bu sefer Lozan’ın gizli maddelerinin olmadığını anlattırdılar.
“SAFSATALARA İNANMAYIN” dediler utanmadan.
Sanki bu safsataları ortaya atanlar kendileri değilmiş, bu safsatalara destek olanlar kendileri değilmiş gibi.
İnanılır gibi değil!
Bundan sonraki süreçte malum medyanın yazarları çizerleri topluma bu yönde yayınlar yapacaklar ve korkarım
“LOZAN’IN GİZLİ MADDELERİ VAR” DİYENLER MUHALİF MEDYA VE GAZETECİLERDİ DİYECEKLER YAKINDA!