Lozan’ı sakın deldirtmeyin

Lozan’ı sakın deldirtmeyin

Lozan’ı sakın deldirtmeyin

İnalcık, Patrikhane’nin  statüsünün Türkiye açısından Lozan’da belirlenmiş olduğunu
bir kez daha hatırlattı
Patrİkhanenİn bir takım oldu bittilerle ekümeniklik iddiasını “fiilen gerçekleştirme yolunda olduğuna” dikkat çeken Prof. İnalcık, “Bartholomeos’un, ‘patrikhanenin Ortodoks hakları üzerindeki evrensellik iddiasını hâlâ sürdürdüğü’ iddiası tarihi verilere tamamıyla aykırıdır” dedi.

PROF. DR. HALİL İNALCIK’TAN HÜKÜMETE PATRİKHANE UYARISI
Lozan’ı deldirtmeyin

Ünlü tarihçi İnalcık “Ekümeniklik konusu oldu bittiye getirilmemeli. Hükümet Lozan’a sahip çıkmalı” dedi.

Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis’in ziyaretinin ardından “Bartholomeos’un Ekümeniklik” iddialarını tanıma sinyali veren Başbakan Erdoğan’a tepkiler sürüyor. Hükümete en son uyarı Cumhurbaşkanı Gül’ün Çankaya sofrasında ağırladığı isimlerden biri olan ünlü tarihçi Prof. Dr. Halil İnalcık’tan geldi. Milliyet’e açıklamalarda bulunan  Prof. İnalcık, patrikhanenin bir takım oldu bittilerle ekümeniklik iddiasını “fiilen gerçekleştirme yolunda olduğuna” dikkat çekerek “ Bartholomeos’un ‘Ortodoks hakları üzerindeki evrensellik iddiasını hâlâ sürdürdüğü’ iddiası tarihi verilere tamamıyla aykırıdır” dedi. İnalcık şunları kaydetti: “Birincisi Osmanlı’da Patrikhane’nin sınırlar ötesindeki Ortodokslar üzerinde otoritesi yoktu.   İkincisi, Patrikhane Ortodoks dünyasını temsil eden makam değildi. Padişahın bir beratıyla tayin edilmiş bir din adamıydı ve devlet içinde memur durumundaydı. Sadece dini meselelerde, rahip atamaları gibi  hususlarda otoritesi vardı. Rum halkı üzerinde idari, siyasi her türlü otorite Sultan’a aitti.”

İstanbul Rumlarını temsil ediyor
“Lozan’da Türk heyeti, patrikhanenin İstanbul’u terk etmesi için direndi, ancak kabul ettiremedi. Batı’nın ısrarıyla ’ İstanbul’daki Rumların dini işlerini temsil edecek bir dini otorite olarak kalması koşuluyla’ patrikliğin kalmasına izin verildi” diyen İnalcık, “ Metropolitler meclisinin seçtiği patriği İstanbul Valisi tasdik edecekti. Yani İstanbul’a mahsus bir müessesedir” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: “ Yunanlı uzmanların  (The Ecumenical Patriarchate gibi...) yazılarında Patrikhane’nin bazı oldubittilerle Lozan’daki statüsünü nasıl değiştirdiği anlatılır. Türk hükümetlerinin de göz yumması sonucu Lozan’daki statüyü değiştirme yolunda şu oldubittileri gerçekleştirdiler:

Göz yumuldu
* Patriklerin Türk vatandaşı olma şartının, ABD vatandaşı Athenagoras’ın seçiminde aranmamasına DP hükümetince göz yumuldu.

*
Patriğin, siyasetçileri ziyaret etme girişimlerine tavır konmadı.

*
Türkiye’yi ziyaret eden yabancı liderlerin patriki ziyareti vazgeçilmez bir protokol haline döndü.

Patrik seçimini yapan metropolitlerin Türk vatandaşı olma zorunluluğu da ortadan kalktı. Dolayısıyla patrik bugün evrensel statüyü fiilen gerçekleştirme yolunda görünmekte.


İnalcık, Fener’in ekümeniklik iddialarının tarihi dayanağı olmadığını söyledi. İnalcık “Osmanlı döneminde Balkanlar’da Sırp Patriği, Ohri’de başka patrik, Rusya’da bağımsız patrik vardı” dedi


Hedefleri Bizans’ı ihya etmek
” Türkiye açısından Patrikhane’nin statüsü Lozan’da belirlenmiştir. “ diyen İnalcık şunların altını çizdi: ” Aralarında halledip gelse dahi biz Lozan’ı önlerine koymak durumundayız. Lozan’da tespit edilen temel prensibe aykırı taleple gelirlerse tabii ki reddedilecektir. Türk hükümetleri Lozan’ın delinmesini amaçlayan her hareket karşısında olmalıdır. Patrik’in Yunan destekli iddialarını kabullenirsek Lozan delinmiş olur. Yunanlılar, AB’nin de gücünü kullanarak İstanbul’da Ortodoks dünyasını temsil eden bir makam yaratmak istiyor. Patriklik ve Yunan hükümeti “Megali İdea” nın gerçekleşmesi için işbirliği yapıyor. “18. asırdan beri bütün Yunanlıların gönlünde yatan emel İstanbul’da Yunan hakimiyetini yeniden kurmak, Kıbrıs’ta, Pontus’ta Batı Anadolu’da Bizans’ı ihya etmektir.” diyen İnalcık sözlerini şöyle tamamladı: “ Her Yunan bu inançla yaşar. Ekümeniklik kabul edilirse Türkiye’nin değil Yunanistan’ın gelecekteki planlarını en iyi temsil eden kişi olur.”

Lahey’e Hocalı anıtı dikilecek
Avrupa Adalet Divanı’nın bulunduğu Lahey’in merkezine, 1992 yılında Ermenilerce gerçekleştirilen “Hocalı Katliamı” nı simgeleyen bir anıt dikilecek. Henüz hazırlık aşamasında olan anıtın, Şubat ayı sonlarına doğru şehrin merkezinde bulunan askeri mezarlığa inşa edileceği öğrenildi. Hocalı Katliamı’nı simgeleyecek olan anıtın üzerinde dikkati çeken figür, bir anne ve elleri üzerinde ateşten korunmak istenen bir bebek. Anıtın Hollanda’da dikilmesi için 1 yıldır izin almaya uğraşan Hollanda Azerbaycan Derneği yöneticileri, artık koşturmanın sonuna gelindiğini ve abidenin bu ay sonlarında Hollanda medyasının da katılımıyla gerçekleşeceğini dile getirdi. 

Vakıflar  maratonu sürüyor
Meclis, üniversitelerde türbanı serbest bırakacak anayasa değişikliği ve Meclis Genel Kurulu gündeminde bulunan Vakıflar Kanunu nedeniyle yoğun bir haftaya hazırlanıyor. Meclis Genel Kurulu’nda yarın Vakıflar Kanunu’nun görüşmelerine devam edilecek. Türbanda anlaşan ancak, Vakıflar Kanunu’nda araları açılan AKP ile MHP en çok tartışılan vetolu 25. maddesinde anlaşma yoluna gitmeyi deneyecekler. Başbakan Erdoğan’ın, parti yönetimine verdiği talimatla, MHP’nin istemediği düzenlemelerin Vakıflar Kanunu’nun 25. maddesinden çıkarılabileceği öne sürülüyor. Türbanla ilgili anayasa değişikliğinin ilk turu Çarşamba, ikinci tur oylaması ise Cumartesi günü gerçekleştirilecek.