Loğoğlu'ndan güvenlikli bölge uyarısı

Loğoğlu'ndan güvenlikli bölge uyarısı

Emekli Büyükelçi Faruk Loğoğlu, "Türkiye'nin kontrolünde olması Türkiye için tam anlamıyla bir tuzaktır. Nedeni ise, sınır boyunca Türkiye yeni bir cephe açmış olacaktır” dedi.

Fatih ERBOZ / ANKARA

Suriye'de kurulması tartışılan güvenlikli bölge tartışmaları sürüyor. Emekli Büyükelçi Faruk Loğoğlu, "Türkiye'nin kontrolünde olması Türkiye için tam anlamıyla bir tuzaktır. Nedeni ise, sınır boyunca Türkiye yeni bir cephe açmış olacaktır. İnsan hakları ihlalleri başta olmak üzere yaşanan tüm olaylardan Türkiye sorumlu olacaktır" dedi.  ABD'nin, Rusya'nın veya her ikisinin birlikte oluşturacağı güvenlikli bölge konusuna Türkiye'nin girmemesi gerektiğini kaydeden Loğoğlu, şunları söyledi:  "Türkiye'nin asla uzaktan yakından bulaşmaması gerekir. Bu Türkiye'ye yönelik sıkıntıları, tehditleri azaltmaz, bilakis arttırır. Hele ki güvenlikli bölgenin Türkiye'nin kontrolünde olması Türkiye için tam anlamıyla bir tuzaktır. Nedeni ise, sınır boyunca Türkiye yeni bir cephe açmış olacaktır. Yaşanan her olaydan, insan hakları ihlalleri başta olmak üzere yaşanan tüm olaylardan Türkiye sorumlu olacaktır. Bunun içinden çıkmanın hukuki ve siyasi anlamda tek yolu, Türkiye'nin Şam yönetimiyle görüşmesidir."

Türkiye'nin Şam yönetimiyle görüşmesinin önemli olduğuna işaret eden Loğoğlu, "Sınırımız boyunca bir bölgenin güvenli olabilmesi ancak ve sadece o toprakların Suriye Cumhuriyeti ordusu ile olur. Suriye'nin o bölgeye hakim olmasıyla olur. Onun dışında ABD'nin stratejisi hem YPG-PYD'yi korumak, bölgeyi de kontrol etmek isteyecek" diye konuştu. Nasıl bir bölge olacağının tam olarak belli olmadığını da dile getiren Loğoğlu sözlerini şöyle tamamladı: "O bölgeyi kim kontrol edecek, uçuşa yasak bölge ilan edilecek mi, bunların hiç biri belli değil. Kürt koridoru olarak ifade edilen koridorun illa ki Türkiye sınırına bitişik olması gerekmiyor. 30 kilometrenin altında da böyle bir kuşak oluşabilir. Türkiye güvenli bölgede olmamalı. Şam hükümeti ve Suriye'nin ordusu olmalı. O bölge Suriye'nin toprakları. Güvenli olabilmesi için de Suriye devletinin olması lazım ya da BM Güvenlik Konseyi'nin bir kararı olmalı. Şu anda ikisi de yok."

İlgili Haberler