Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy’de Limak şirketinin kömür çıkarmak için dozerlerle yıktığı cami için köylülerin gönüllü avukatı İsmail Hakkı Atal Diyanet İşleri Başkanlığı’na başvurdu. İkizköy’ün Işıkdere Mahallesi’nde termik santral için kömür çıkarmak amacıyla kamulaştırılan evler ile tarihi kilise ve cami geçtiğimiz yıl yıkılmıştı. Aralık 2021’de Limak’ın dozerlerle yıktığı cami hakkında Din İşleri Yüksek Kurulu’na başvuran Avukat Atal, kurumdan yasal mevzuat gereği görev ve sorumlulukları konuyla ilgili başvurusuna yanıt verilmesini talep etti. Camiyi yıkan şirketin durumunun, Tevbe ve Bakara surelerinde geçen ilgili ayetler yönünden değerlendirilmesini isteyen Atal’a yanıt veren Diyanet, “Cemaati kalmayan bir camiinin yetkili mercilerden izin alınmak suretiyle başka bir yere taşınmasında dinen bir sakınca yoktur” dedi. Diyanet’in yanıtını değerlendiren Atal ise, cami yıkımına onay verilmediğine dikkat çekerek, “Böylece cami yıkan Limak termik yöneticilerinin Kuran’da bize bildirilen müşrikler ve zalimlerden olduklarını Diyanet İşleri üstü kapalı olarak kabul etmiştir” görüşünü savundu.
Odatv''den Yusuf Yavuz''un haberine göre, Limak tarafından işletilen Yeniköy Kemerköy (YK) Kömürlü Termik Santrali için Milas’a bağlı İkizköy’de kömür çıkarılmasına karşı yöre köylüleri iki yıldır direniyor. Bölgedeki ormanlar, zeytinlikler ve kültür mirasının yanı sıra yerel halkın yaşam alanları da adım adım kömür madeni uğruna yutuluyor. İkizköy’e bağlı Işıkdere Mahallesi’nde kamulaştırılan evler ile tarihi kilise ve cami de geçtiğimiz yıl bu kapsamda yıkıldı.
DOZERLERİN YIKTIĞI TARİHİ CAMİYİ DİYANET’E SORDU
Köylülerin tepki ve protestoları arasında Aralık 2021’de dozerlerle yıkılan Işıkdere Camisi hakkında Diyanet İşleri Başkanlığına yazılı olarak başvuru yapan köylülerin gönüllü avukatı İsmail Hakkı Atal, Din İşleri Yüksek Kurulundan konu hakkında görüş talep etti. Başvurusunda, kurumun anayasal görev sorumluluklarına da değinen Atal, şu ifadelere yer verdi:
"CAMİ YIKANLAR, AYETLERDE BAHSİ GEÇEN ZALİMLERDEN Mİ?"
“Cami yıkan YK şirketinin durumunun Tevbe suresi 17-18 ayetler ve Bakara suresi 114. ayetler açısından değerlendirilerek cami yıkanların ilgili ayetlerde bahsi geçen ‘müşrikler’ ve ‘zalimlerden’ olup olmadıkları yönünde Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığınca görüş bildirilmesi, Rahman Suresi 7-8-9 ayetler kapsamında, atmosfere verdiği sera gazlarıyla atmosferin dengesini bozan termik santral şirketlerinin, Allah''ın yarattığı ve mizan koyduğu atmosferdeki gazların dengesini bozucu faaliyetler olup olmadığı yönünde görüş bildirilmesi, Atmosferdeki dengeyi bozan termik santral şirketlerinin neden olduğu bu faaliyetlerin Rum Suresi 41. ayet kapsamında değerlendirilerek, karşılaştığımız iklim afetlerinin, ayette bahsi geçen ‘yaptığımız kötülüklerin-bozucu faaliyetlerin sonucu’ olup olmadığı yönünde görüş bildirilmesi, ‘size bir ilim verildikten sonra adaletten ayrılırsanız Allah sizi yalnız bırakır’ mealindeki Bakara suresi 120. ayet ve Rad suresi 37. ayet kapsamında değerlendirilmesi amacıyla Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulunca adaletli bir değerlendirme yapılması talebidir.”
‘ALLAH’IN ATMOSFERE KOYDUĞU DENGEYİ BOZUCU FAALİYETLER Mİ?
Başvurusunda, dünya genelinde yaklaşık 5 bin civarında, Türkiye’de ise 33 kömürlü termik santralin bulunduğuna işaret eden Avukat İsmail Hakkı Atal, söz konusu santrallerin iklim krizine neden olan sera gazlarının yüzde 30’undan sorumlu olduğuna değinerek, “Atmosferin dengesini bozan termik santral şirketlerinin Rahman Suresi 7-8-9 ayetler kapsamında değerlendirilmek suretiyle, Allah’ın atmosfere koyduğu dengeyi bozan ayette bahsi geçen denge bozucu (mizanı bozucu) faaliyetler olup olmadığı, ayrıca bu denge bozulmasının sonucundaki iklim afetlerinin ‘hüsrana araç yapmayın mizan’ şeklinde ifade edilip edilmediğinin Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığınca değerlendirilerek görüş bildirilmesini talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.
DİYANET, CAMİ YIKILMASINDA DİNEN SAKINCA GÖRMEDİ
Köylülerin gönüllü avukat İsmail Hakkı Atal, Diyanet tarafından başvurusuna verilen yanıtı kamuoyu ile paylaştı. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Haçkalı imzasıyla kendisine verilen yanıtta, “Cemaati kalmayan bir camiinin yetkili mercilerden izin alınmak suretiyle başka bir yere taşınmasında dinen bir sakınca yoktur. Nitekim İslam tarihinde bunun örnekleri bulunmaktadır” ifadelerine yer verildiğini belirten Atal, “Böylece cami yıkan Limak termik yöneticilerinin Kuran’da bize bildirilen müşrikler ve zalimlerden olduklarını Diyanet İşleri üstü kapalı olarak kabul etmiştir. İkizköy Akbelen’de tarihi Işıkdere Camisi''ni yıkım emri veren Limak termik santrali yöneticilerinin camii yıkarken Allah’a şirk koştuğu ise para ve kapitalizmdir” dedi.
YIKIMA KARŞI AÇILAN DAVALAR İÇİN REKORLAR KİTABI BAŞVURUSU
Türkiye’nin birçok bölgesinde sürdürülen yıkım projelerine karşı hak arayışını sürdüren insanlar için gönüllü avukatlık yapan İsmail Hakkı Atal, geçtiğimiz ay ülke genelindeki termik santrallerin kapatılması ve buna bağlı 606 maden sahası ihalesinin iptali için dava açmıştı. Bu kapsam ve sayıda açılan davanın dünyada bir ilk olduğuna işaret eden Atal, Ankara 11. İdare Mahkemesi’nde açtığı davanın ardından Gunnies Rekorlar Kitabına başvuruda bulunmuştu.
"TÜRKİYE, GEZEGEN TARİHİNİN EN YIKICI SALDIRILARIYLA KARŞI KARŞIYA"
Türkiye’deki ekolojik yıkım politikalarına dikkat çekmek amacıyla Gunnies Rekorlar kitabına başvuran Atal, konuyla ilgili değerlendirmesinde şu ifadeleri kullanmıştı:
“Belki de dünya tarihinde ilk defa bu kadar çok kirletici, yok edici tesisin davasının görüldüğü ilk mahkeme, ilk ülke ve bu davaları da üstlenen belki de ilk avukat biz olduk. Türkiye toprakları ve halkı gezegen tarihindeki en yıkıcı ekolojik saldırıyla, maden termik şirketlerinin eko kırım faaliyetleriyle karşı karşıyadır. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun cahil yöneticileri iklim değişikliğinin ve kanser hastalığının sebebi olan termik santrallerle Türkiye’yi donattıktan sonra koronavirüs salgını oldu ve termiklerden çıkan partikül madde kirliliği olan bölgelerde koronavirüs vaka sayısının 9 kat fazla, koronavirüs ölümlerinin de 3 kat fazla olduğu ortaya çıktı.”