Libya'daki yerimiz

Libya bölündü. Böyle devam etmez. Bir şeyler olacak.

Libya'nın, Türklerin gönlünde ayrı bir yeri vardır. Enver Bey, Mustafa Kemal ve daha birçok askerimiz, Eylül 1911'de, İtalyanlar Libya'yı işgale kalkışınca, kılık değiştirerek gizli yollarla Libya'ya gitmişler ve İtalyanlara karşı Libyalılara askerî eğitim vermişler, muharebeyi idare etmişlerdir.

Senûsîler ve liderleri (veya şeyhleri) Ahmed eş-Şerif es-Senûsî'yi (1877-1933) duydunuz mu?

Ahmed Şerif, önce Fransızlara, sonra İtalyanlara karşı savaşırken, Osmanlı yönetimiyle, Millî Mücadele başlayınca Mustafa Kemal'le iş birliği yapmıştır.

Balkan Savaşı patlak verdi. Sonra, Osmanlı Devleti, İtalya ile Ekim 1912'de Uşi (Ouchy) Antlaşması'yla imzalamak mecburiyetinde kaldı. Libya'dan çekilmeyi kabul etmişti.

Ahmet eş-Şerif es-Senûsî, İstanbul'a haber üzerine haber gönderiyor ve İtalyanlar Trablusgarp'tan çekilmedikçe antlaşmaya varılmamasını istiyordu. Osmanlı çaresizdi. Düşman İstanbul'a yürüyordu. Osmanlı yönetiminin İtalyanlarla antlaşması Ahmed Şerif'i çok üzdü. Enver Bey, İstanbul'a dönmeden önce Ahmed Şerif'e Osmanlı Devleti'nin Trablusgarp'tan çekilme sebeplerini anlatmak istedi. Ancak Ahmed Şerif bu vaziyeti kabullenemediğini söyledi.

Ahmed Şerif, mücadeleyi tek başlarına yürüteceğini ilân etti ve Osmanlı yönetimi de dâhil İslâm ülkelerinden yardım istedi. Ne yaptı İslâm ülkeleri? Yaralara pansuman için birkaç koli ilâç gönderdi. O kadar!

İslâm ülkelerinde iki şey var: Acizlik ve haset. Geçmişte de öyleydi, şimdi de öyle.

Zamanımızla benzerliğe bakın siz...

Ahmed Şerif derlendi, toplandı, İtalyanları yenilgi üzerine yenilgiye uğrattı. İtalyanlar "hasetlik"ten istifade ettiler... Ahmed Şerif'e muhalif kabile reisi Ramazan eş-Şitâvî'ye para verip Ahmed Şerif'in önünü kesmek istediler.

Birinci Dünya Savaşı patlayınca, Osmanlı Devleti Almanlarla birlikte harbe girdi. Enver Paşa, Alman denizaltısıyla, Trablusgarp ve Bingazi valisi payesi verilen Ahmed Şerif'e yardıma gönderildi.

Muharebeler... Muharebeler... Sürüp gitti. Birinci Dünya Savaşı bitimine az kala, Enver Paşa, Ahmed Şerif'i İstanbul'a çağırdı. Ahmed Şerif İstanbul'da büyük itibar gördü. Sonra Bursa'da ve ardından Konya'da ikamet etti.

Libyalı lider, Mustafa Kemal'le yazışmış, Millî Mücadele'yi hep desteklemiştir. Millî Mücadele sırasında, 18 Şubat 1921 Cuma günü, Sivas'ta Büyük Cami'de toplanan İslâm Konferansı'nda başkanlık yapmıştır. Konferansın gayesi, İslâm birliğini kurabilmek için İslâm devletlerini teşvik etmekti.

Ahmed Şerif bir tarikat şeyhidir aynı zamanda. Padişah/Halife'yi değil, Millî Mücadele liderini desteklemiştir. Derin düşünenler buradan bir mana çıkarırlar herhâlde!

Libya, geçmişte bizimdi. Bunun emperyal fikirlerle alâkası yok. Libya'ya 1500'lerde girişimiz de önce davetledir. Biz, bizimle olmak isteyenlerle birlik olmalıyız. Düşman olanlara da tavır almalıyız. BM'de tanınan Libya Hükûmeti için nasıl destek gerekiyorsa vermeliyiz. Bu devlet yaşamalıdır. Bizim için son derece mühim. Ama kendimizi de heba etmemeliyiz, Hiç kimse çıkıp "Libya'da ne işimiz var, Suriye'de ne işimiz var?" dememeli. Dünya bölündü. Biri bir tarafı, biri diğer tarafı destekliyor. Türkiye de ortada kendisine bir yer açmalıdır.

Ama önce diplomasi, sonra diplomasi... En sonra ne gerekiyorsa o!

Yazarın Diğer Yazıları