Laikliği Atatürk getirmemiştir yalanı...
CHP'nin 1927 yılında toplanan kurultayında kabul edilen CHP tüzüğündeki "Fırka, dini ve vicdanları siyasetten ve siyasetin her türlü karışıklığından kurtararak ulusun siyasi, sosyal, iktisadi bütün kanunlarını teşkilat ve ihtiyaçlarını aklî, ilmî ve fenlerin çağdaş uygarlığa kazandırdığı ilke ve biçimlere uygun olarak gerçekleştirmeyi, bir başka deyişle devlet ve ulus işlerinde din ile dünyayı birbirinden ayırmayı en önemli ilkelerden sayar" ifadelerine ve Atatürk'ün sayısız söylem ve uygulamalarına karşın kimi ünlü yazar ve tarihçiler, laikliği Atatürk'ün değil, İnönü'nün getirdiğini iddia edebilmişlerdir. Bunların bu dayanaksız ve maksatlı iddialarını bugün de birileri yine tekrar eder olmuşlardır.
Bu iddiayı ortaya atanların başında İsmet Bozdağ gelir. Bozdağ, İslamcı bir gazetede; 11-12 Mart 1994 günü, şöyle diyor: "Laikliği kim ortaya attı: Atatürk mü?.. Laiklik, Atatürk'ün yazılarında ve konuşmalarında bir kez olsun kullanılmamıştır!.. Laiklik, İsmet Paşa'nın patentinde olan bir kavramdır. Bir avuç Bilimsel Sosyalist, laikliğin yanına Atatürk'ü yerleştirme marifetini, gösterdiler. Görülüyor ki, bir Atatürk saptırması karşısındayız! Laikliği 1936 yılında Recep Peker'le anlaşarak C.H.P. programına sokan da, Atatürk'ün yataklara düştüğü 1937 yılında Anayasa'ya sokan da, İsmet Paşa'dır... İsmet Paşa gibi Batı normlarını benimsemiş bir devlet adamının Anayasa'ya laikliği yerleştirmesini tuhaf karşılamamak gerekir."
Bozdağ'ın bu sözlerinden hız ve ilham alan o günün İstanbul Anakent Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan, Boğaziçi Üniversitesi'nde şunları söylemiştir: 'Laiklik Atatürk'e ait değildir. Laiklik, Atatürk hastayken, 1937'de İnönü tarafından Anayasa'ya sokulmuştur.' (Yeni Günaydın, 13 Mayıs 1994.)
Yukarıya CHP'nin 1927 yılındaki kurultayında kabul edilen maddeyi aldım. Atatürk o kurultayda Büyük Nutkunu da okumuştu. Yani o madde Atatürk'ün bilgisi dışında mı oraya yazılmıştı?
"Kartal Gözüyle Laiklik" kitabımda bunların ayrıntısı vardır. Yazdık ama okumadan ahkam kesmek moda bu ülkede.
Aslında Türkiye Cumhuriyeti'nin laikliğe geçme serüveni teey Erzurum Kongresi'ne ve Lozan'a dayanır. Cevat Dursunoğlu "Milli Mücadele'de Erzurum" adlı eserinde, Ziya Gökalp'in manevi öğrencileri olarak kendisi gibi düşünen bazı genç delegelerin, kongre sonuç bildirisine "asrilik" sözcüğünü, din adamı delegelerin muhalefetine rağmen sokturduğunu söyler. O gün laiklik diyememişlerdir, asrilik denmiştir. Lozan delegelerinden Dr .Rıza Nur, "Hayatım ve Hatıratım" adlı eserinde, İngilizlerin 'azınlıkların evlenme-miras gibi sorunlarının hangi hukuksal düzenle çözüleceğini' sorduklarını, onlara 'Din ve Devlet işlerinin ayrıldığı bir devlet yönetimine geçileceği ve kurulacak devletin laik bir cumhuriyet olacağı' cevabını verdiğini yazıyor.
Haa son bir şey: Dincilere yaranmak için Atatürk laikliği ağzına almamıştır diyen İsmet Bozdağ, "Atatürk'ün Evrensel Boyutları" adlı kitabında, Türkiye'nin dünyada 3. laik ülke olduğunu ifade eder, "Atatürk laiklik prensibinin kabulünden bazı pratik sonuçlar bekliyordu" der ve Atatürk laikliğinin ne demek olduğunu uzun uzun anlatır.
Laikliği bu ülkeye getiren Atatürk'tür efendiler! Kimse saptırmalara kalkışmasın!