Laik cumhuriyetimizi 100 yıldır yıkamadılar

“Halife” sözcüğü İslam devletlerinde peygamberimiz Hz. Muhammed'den sonraki devlet başkanlığı kurumunu ifade ediyordu.

Dört Halife döneminde Halife seçimle belirlendi.

945 yılında Büveyhîler'in Abbasî Hanedanı'nın başkenti Bağdat'ı işgalinden sonra ruhani önderlik ve saltanat haline dönüştü.

13-16. yüzyıllarda halifelik Memluk himayesindeki Mısır’da kullanıldı.

Osmanlı Devleti'nde ise halife ünvanını ilk kez I. Murad kullandı.

Mısır'ın fethi sonrası Yavuz Sultan Selim kutsal emanetlerle birlikte Halife ünvanını da aldı ve Osmanlı’nın hilâfet yapısı kesinleşti.

“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” denilerek 1 Kasım 1922'de saltanatın hilâfetten ayrılmasına ilişkin yasa Meclis'te kabul edildi.

Osmanlı İmparatorluğu’nun son padişahı Vahdettin, 17 Kasım 1922'de İngiliz harp gemisi “HMS Malaya” ile İstanbul'dan gizlice kaçtı, kaçırıldı.

Yeni meclis 29 Ekim 1923'te cumhuriyeti ilan etti.

Mustafa Kemal Paşa cumhurbaşkanı seçildi.

Halife'yi devletin başına getirmek isteyenler başarılı olamadı.

3 Mart 1924 günü Urfa vekili Şeyh Saffet Efendi ve elli üç arkadaşı, “hilâfetin kaldırılması” için 12 maddeden oluşan kanun teklifini Meclis'e sundu.

Hilâfetin kaldırıldığı birinci madde ve hanedan üyelerinin yurt dışına çıkarılmasına dair 2. Madde, 158 üyenin 157'sinin oyuyla kabul edildi.

Tek ret oyunu Gümüşhane mebusu Zeki Bey verdi.

Değerli okurlarım,

İşte o gün hilafet ve halifelik isteyenler bugün AKP iktidarının müsamahası ile yeniden boy gösterdiler

Hedefleri kuşku yok ki laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti Devletini yıkmak, halifelik ile İslam cumhuriyeti kurmaktır.

Tevhid yazılı yeşil bayraklar bu hedeflerinin sembolüdür.

Laik cumhuriyetimizi 100 yıldır yıkamadılar, gelecek yüzyıllarda da asla yıkamayacaklar.

Ata’mızın “Gençliğe Hitabesi” ile verdiği görev hilafet isteyenlere verilecek en güçlü yanıttır.

Yaşasın laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti.

Yazarın Diğer Yazıları