Lagendijk, nerdesin?
Filistinli çocuğa İsrail askerlerinin yaptığını gördünüz mü, gördünüzse kustunuz mu, gece rahat uyuyabildiniz mi? Önce kendi adınıza ve ardından bir buçuk milyarlık İslâm dünyası adına ve tabi aslında insanlık adına utanıp şu sıcakta yorganı başınıza çektiniz mi?
Evet, gerçekten o bir çocuk..
Taş çatlasa 15-16 yaşında..
Batı Şeria’da inşa edilen duvarı protesto ettiği için İsrail askerleri tarafından yakalanmış, dövülmüş, elleri arkadan bağlanmış, gözleri de bağlanmış, kızgın güneşin altına bir köpek ölüsü gibi bırakılıvermiş.. Ve o haliyle kim bilir kaç saat orada öylece kızgın güneşin altında beyni kaynatılmış.
Sonra İsrailli yarbayın gözü önünde..
Bir İsrail askeri tarafından, biraz sonra çöpe atılacak bir poşet tiksintisi ile kaldırılıp bir başka İsrail askerinin namlusu önünde hedef haline getirilmiş, zavallı Filistinli gözleri bağlı olduğu için başına ne geleceğini bilmiyor, İsrail askeri bir, bir buçuk metreden Filistinli çocuğun dizkapağına nişan alıyor ve tetiğe basıyor..
Kemikleri parçalanıyor Filistinli çocuğun..
İsrailli askerler hiçbir şey olmamış gibi rahatlar..
Bu ne vicdan böyle..
Ey dünya, bu 1948’den beri böyle..
Benzer olaylar 60 yıldır her gün yaşanıyor o topraklarda ve herkes seyrediyor..
Üstelik İsrail’in yaptığı “savaş” oluyor da işte bu muamelelere mâruz kalan Filistinlilerin yaptığına “terör” deniyor... Ben böyle bir muameleye mâruz kalsam, bir de vatansız, bir de ordusuz olsam, intihar bombacısı olmayacağım da ne olacağım! 60 yıldır nerde bu Birleşmiş Milletler, nerde bu dünyaya demokrasi götürdüğünü iddia eden ABD, nerde Avrupa Birliği’nin Kopenhag Kriterleri! Ve meselâ nerdesin, Leyla Zana hapiste yahut Orhan Pamuk’a dava açıldı diye Ankara koridorları ve mahkeme salonlarında Türkiye’ye hakaretler yağdıran, AKP’ye kapatılma davası açıldığı için Türk hukuk sistemine ağzına geleni söyleyen ve Ergenekon çökertilmeli fetvaları veren Lagendijk!
Söyle sen ve senin gibiler neredeler?
Belki, “Bana ne İsrail’den, benim derdim Türkiye-AB ilişkileri” diye kaytaracaksınız; iyi de, o zaman Türkiye’nin AB üyeliğinde İsrail’in iş takipçiliğine soyunmanız ne oluyor, yani ne hakla İsrail için Avrupa Birliği organlarında Türkiye’nin Fırat ve Dicle sularından hak talep ediyorsunuz!
İşte bu İsrail için üretiliyor Büyük Ortadoğu Projesi, bu İsrail’in işine yarıyor “Ilımlı İslam” senaryoları, bu İsrail için yükleniliyor İran’a, “Nükleer güçten vazgeç” diye; oysa 1948’den beri 60 yıldır her gün, evet her gün Filistinli çocukların kollarını taşlarla kıran, ellerini arkadan bağladıkları Filistinli çocuklara bir buçuk metreden ateş eden bu İsrail’in yüzlerce atom bombasına sahip olduğunu o bombaların üretiminde bulunan İsrail vatandaşı Vanunu söylüyor..
Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nin (CSIS) hazırladığı raporda ise İsrail’in 200 nükleer savaş başlığına sahip olduğu, Amerikan Savunma Departmanı eski üyesi Anthony Cordesman ve ekibi de, İsrail’in elindeki megatonluk bombaların Amerikan yapımı en güçlü MK 18 atom bombalarının iki katı olduğunu da kayda geçirmiş bulunuyor..
Nedir İsrail’in bu dokunulmazlığı..
Filistinli çocukları taşlarla ezse de, ellerini arkadan bağlayıp bir-bir buçuk metreden kurşuna dizse de, topraklarını Amerikan yapımı atom bombalarından daha güçlü nükleer bombaların deposu haline getirse de ona kimse ses çıkaramıyor..
Yetmiyor, herkes BOP gibi, Ilımlı İslam gibi tepeden tırnağa İsrail’in işine yarayacak projelerde yer almak için kuyruğa giriyor, o da yetmiyor, Türk hava sahası işte bu İsrail’in savaş uçaklarının savaş eğitim alanı haline getiriliyor..
Velhasıl, böyle bir İsrail’e tahammül edildiği için, Türkiye’de de, İslâm âleminde de, Avrupa’da da, yani dünyanın her noktasında insanlık ölmüş demektir; gerisi hikâyedir..
Ben şimdi tutup Filistinli bu çocuğa nasıl, “Hakkını helâl et!” diyeyim...
Yüzüm(ümüz) var mı!
Böyle bir İsrail’in var olduğu ve böyle bir İsrail’e sahip çıkıldığı bir dünyada barış ve huzur mümkün mü?