'Kutlu Kağanlık'
"Kağanımızın buyruğudur! Eli kılıç tutan, kargı tutan, çevik ve bahadır erler büyük orduya seçilmek için hazır olsunlar! Hazır olanlar büyük meydanda toplansınlar! Ulu Kağanımızın buyruğudur! Ergenekon'dan çıkıyoruz! Ergenekon'dan çıkıp ana yurtlarımıza dönüyoruz!"
'Demirdağın Kurtları' Ergenekon'dan çıkıp ana yurtlarına döndüler:
'Kutlu Kağanlık' için…
Tanrı Dağı'ndan dönen ordunun köpürge seslerini duymak, buram buram dalgalanan dişi kurt Aşina'nın sancaklarının Altay rüzgarlarıyla nasıl dalgalandığını görmek, saçları çelik tolgasının altından ensesine kadar dökülen Bumin Han oğulları Mukan'ın, Issık'ın, Taspar'ın yan ana oluşturduğu görkemi hayal etmek, onlarla birlikte Köglemiş Suyu'nu geçmek ister misiniz?
Bumin Han'ın, "Bugün ya sırtlan gibi olup karşımızda ya da kurt olup safımızda duracaksınız, yanınızda görmediğimiz herkes düşmanımızdır, böyle biline" buyruğunu dinlemek, Sutay Dağı'nın eteklerinde uzanan yemyeşil ovada ışıldayan Bulak çerilerinin tolgalarından gözlerinizin kamaşmasını, Anakoay'ların kara kılıçları karşısında ejderha dişlerini andıran Mukan'ın Kurç kılıçlarından savrulan Apar kellelerini görmek ister misiniz?
Bumin Han'ın büyük zaferinden sonra bütün Türk boylarının Bumin Han'ın etrafında birleşmesine, Bumin Han'ın kağanlığının Kadırkan Ormanı'ndan Demirkapı'ya kadar hükmedişine, hâkimiyetinin altındaki Dokuz Oğuzlar, On Oklar, Beş Oklar, Türgişlerle birlikte Türk boylarının 'bir olma' ülküsünün cezbesine kapılmak ister misiniz?
Altaylardan inen kutsal patikaların çıktığı ve büyük toyun toplanacağı yerin adı Ötüken'di…
Türk illerini toplayıp bir eden Bumin Han'ın nâmı 'İllig Kağan'dı…
Kağnıya koşulmuş kısrakların zelvelerinden saçılan gök mavisi saçakları, kut gününe hazırlanmış süslü püslü balaları, pusatları, samur börkler ve salmaları parlayan erleri, börklerinin altından siyah dalgalar gibi dökülen örgülü saçlarıyla kadınları, ufukları yırtan Kurt başlı tuğları ve dişi Kurdun çocukları Aşina sancaklarını, kâh eşelenip kâh şâha kalkan Aşkar atları, Demiroba'nın Altaylardan Ötüken'e yolculuğunda siz de bir at üzerinde yol almak ister misiniz?
Altaylar, dişi kurdun çocukları Aşinaları "Kut tahtını kurun" diyerek eteklerinden indirerek Ötüken'e yolcu ediyordu ve on binlerce aşina Ötüken'e doğru ilerlerken, kut tahtı ufuklardaki ışık hatlarının arasından göğe doğru yükselirken, bakışlarıyla orduyu imha eden İstemi Han batıya, sabrı ve kudretiyle doğudan batıya bütün Türk illerini toparlayan Bumin Han doğuya açılırken, at nalları ve kağnı tekerlerinin ezgi oluşturduğu büyük yürüyüş tuğyanlara gelen gür sesli bir ozanın koşuğu ile süslenirken, ozanların koşuklarını dinlemek ister miydiniz?
"Kadırkan Ormanı'ndan Demir Kapı'ya kadar; Dokuz Oğuz, Basmıl,Türgiş, Üç Kurıkan, On Ok beğleri! Yenisey boylarından Kırgız beğleri! Tula boylarından Bayırku ve Tongra beğleri! Tanrı Dağı boylarından Kaokü ve Çaruk beğleri! Vey hanları! Çöllüg İlli hanları! Çöllüg İlli Ak Kay ve Kİtan beğleri! Ötüken'de oturup tahtını ve gök otağını Bumin adlı İllg namlı Türk Kağanı olan ben; göğe bir çadır çektim ve Gök gibi kutlu Türk Kağanlığını kurdum. Ötüken Yış'taki kut toyuna çağrı buyururum.
Aparları kahreden, Türk boylarına dirlik ve il veren, Gök Tanrı'nın yerler-sulardaki gözü, Aşina soyundan türeli Gök Türk Kağanı Bumin."
Bu çağrıya uyup Ötüken'deki büyük toya katılmak ister miydiniz?
Düşmanla anlaşarak, Göktürk savaşlarının felâket getireceği fitnesini yayan dokuz Kara Kam'ı dokuz ayrı Kayın ağacında idam ettiren Mukan Kağan'ın Türk birliği ve hanlık söz konusu olduğunda budun üzerindeki mânevî etkilerini umursamadan Kamları idam etmekte tereddüt etmeyip, Türk birliğinden ödün vermediğine şahit olmak iste miydiniz?
* * * * * *
Üzerimize felâket bulutlarının çöktüğü, bin bir bâdire sıkıştığımız, topraklarımız üzerindeki Türk hâkimiyetinin tartışıldığı, çağdaş Kara Kamların gemi azıya aldığı bu günlerde bütün bunları yapmak isterseniz eğer henüz daha yirmili yaşlarını süren ve Ergenekon'dan çıkışı 'Demirdağın Kurtları' kitabıyla romanlaştırdıktan sonra Gök Türklerin ilk kağanlığı 'Kutlu Kağanlık'ın romanını yazan değerli kardeşimiz Hasan Erimez'in bu iki romanını alıp sahifelerin içine gömülmeniz yetecektir. Tertemiz bir Türkçe, güçlü bir muhayyile, sağlam bir kurgu… Bilhassa genç ülkücüler, genç Türk milliyetçileri, bu iki romanı okuyunuz. Göreceksiniz ki tek çâre Türk birliğidir. Umarım bir gün doğru bir senaryo ile ve doğru bir yönetmen filmini çeker Kutlu Kağanlık'ın…