Kuşatma yarılacak... Başaracağız...

Abdülhamit Han "Tarih değil, hatalar tekerrür ediyor!" diyor.. En büyük sorunumuz da bu..

Zalime kafa tuttuğunu iddia ederek gücü ele geçirenler, bir zaman sonra yeni zalimler olup çıkıyor..

Olan ülkeye oluyor, devlete oluyor, millete oluyor..

Ne diyor Yavuz Sultan Selim:

- Devletleri yıkan tüm hatanın altında, nice gururun gafleti yatar.

Zalimleşmek, gafletlerin en büyüğü.. Ve Türkiye, böylesi bir gafletin pençesinde..

Tarih, gaflet ve dalalet karşısında her Türk'e, Mustafa Kemal'in sözündeki o hayati görevi dayatıyor:

- Tarih yazmak, tarih yapmak kadar önemlidir.

Böyle zamanlarda ne yapmalı? Hacı Bektaş-ı Veli'ye kulak vermeli:

- Okunacak en büyük kitap, insandır.

İnsan okuduğunuzda beklentiler aynı:

-İş, ekmek, huzur, güven, adalet..

Hemen herkesin aklı-fikri- vicdanı, Yusuf Has Hacib'in o muhteşem sözünden besleniyor sanki:

-Ey hakim, memlekette uzun müddet hüküm sürmek istersen, kanunu doğru yürütmeli ve halkı korumalısın.

Çevrenizdeki yalaka tayfanın suflajıyla değil, Hacı Bektaş-ı Veli'nin tembihiyle insan okuduğunuzda, görüyorsunuz gerçeği..

Ve büyük Türk Milleti, kanıyla, canıyla kurduğu Cumhuriyeti'nin getirildiği hali görüp, Mustafa Kemal'in sözündeki gerçeği talep ediyor:

- Cumhuriyet, düşüncede, bilgide, sağlıkta güçlü ve yüksek karakterli koruyucular ister.

Büyük Türk Milleti'nin her değeri kıymetlidir..

Anıttepe de bizim, Kocatepe de.. Şah da bizim, Sultan da.. Osmanlı da bizim Cumhuriyet de.

Düne çamur atarak bugünü yüceltemezsiniz..

Mesele, "Dün de bizim yarın da" diyebilmekte..

"İnsan inciyi denizden çıkarmayı bilmezse, o, ha inci olmuş, ha çakıl taşı!"

Örülen duvara, kurulan tezgaha, karanlık odalarda yapılan hesaplara inat, "O inciyi o denizden çıkaracağız.."

Kim ne ile korkutmaya çalışırsa çalışsın, yerimiz belli, yurdumuz belli.. Yavuz'dan öğrendik ki:

- Cesaret zafere, kararsızlık tehlikeye, korkaklık ise ölüme götürür.

Ne diyor Mustafa Kemal:

- Birlik ve beraberlik, ölümden başka her şeyi yener.

Türkiye her alanda olduğu gibi yine şahit ki, adaletin kurumlarında bile Bizans oyunları sahneleniyor..

Yıkılalı 564 yıl oldu ama görüyoruz ki, ülkemizin her kalesine sinmiş Bizans'ın entrikaları..

Gülüp geçiyoruz.. Çünkü milletimizi tanıyor ve Fatih Sultan Mehmet'e kulak veriyoruz:

- Ey Bizans, ya ben seni alırım ya da sen beni.

Zihinlerine Bizans çökmüşlerin işgali altındaki bu güzel ülkede, gönülleri fethetmek zorundayız..

Tek bir kişiyi bile kaybetmeyi göze alamayız..

Başarmaktan başka şansımız yok..

Ve biliyoruz ki,

Başaracağız.. Başaracağız.. Başaracağız..

Dedi, içimdeki ses..

***

Ben dedim de aklıma ben geldim...

***

"Artık Amerikan silahı kullanmıyoruz.." Böyle diyordu Cumhurbaşkanı Erdoğan.. Neden? Çünkü aramızda kriz var..

F-16'lar, Cobra'lar, M-60'lar vs.. sayısız silah ve mühimmat çöpe gitti sanıyor insan..

Hayır, sadece Cumhurbaşkanı'nın korumalarına satılmayan silahlar, yok hayatımızda..

E zaten satmadılar ki olsun..

Daha önce de ifade etmiştim; Ülkemin Cumhurbaşkanı'nın güvenliği için yapılacak ticaret herhangi bir ticaret değildir.. Ve ABD'nin yaptığı ayıptır..

Ama benim daha büyük bir derdim var..

Cumhurbaşkanı, kendi korumalarına o silahlar satılmayınca, "ABD silahı kullanmayın" demiş.. On yüzden "Kullanmıyoruz" diyor..

Ordu, polis, vatandaş, milyonlarca ABD silahı kullanıyor ne gam..

Tayyip Erdoğan kullanmıyorsa, Türkiye kullanmıyordur..

Tayyip Erdoğan'ın korumaları Amerikan silahı kullanmadı mı, Türkiye Amerikan silahı kullanmamış oluyor..

Akıl, zihin, vicdan, yorum.. Hepsi aynıyla şöyle çalışıyor;

"Ben dedim de aklıma ben geldim.."

***

Bilmem söylesem mi, söylemesem mi...

***

Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Belediye Meclisi'nde, partisi CHP'nin delege seçimlerinden bahseden AKP'liye izin vermemiş..

Arka sıralardaki bir AKP ile de sözlü atışma yaşamış..

Sen misin bunu yapan..

Ne dedi Cumhurbaşkanı; "Talimat verdim, Çanakkale törenlerinde konuşturmayacaklar..."

Millî bir destanın anmasında, Millî iradenin temsilcisi kürsüye çıkamayacak..

Ülgür Bey ile ilgili fikri haklarım itinayla saklı.. Kendisine ağır itirazlarım var.. Ancak mevzu o değil..

Millî iradeyi tekerlemeye çevirirseniz olacağı bu..

Millî irade tanımazlık bir başladı mı, duracağı yer belli olmaz..

Sırf Mustafa Kemal Atatürk'ün diye uzak durdukları, akıllarına ancak 15 Temmuz'dan sonra gelmiş sözü hatırlatsam ne, hatırlatmasam ne;

"Egemenlik kayıtsız şartsız Milletindir..."

Eş başkanlık zihniyle "Millî Egemenliğe" düşman olanlara, bilmem söylesem mi, söylemesem mi..

***

GÜNÜN SÖZÜ

'Millî egemenlik' öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar, yok olur.. Mustafa Kemal ATATÜRK

Yazarın Diğer Yazıları