Baharat, kuruyemiş ve hatta süt ürünlerinde de bulunabilen aflatoksin maddesi, kanser riskini artırıyor. Kuru yemiş, baharat ve süt ürünlerinin uygun koşullarda üretilmediği ve saklanmadığı durumlarda aflatoksin maddesinin ortaya çıkabileceğini belirten Doç. Dr. Gıda Mühendisi Murat Doğan, küflü gıdalardan uzak durulması gerektiğini vurguladı. Küflerin ürettiği zehirli bir madde olan aflatoksinin, vücuda zarar verdiğine dikkat çeken Murat Doğan, üretim şekli ne olursa olsun bu maddenin oluşabileceğini söyleyerek, “Ürünler uygun koşullarda depolanmadığı ve üretilmediği zaman, nem nedeniyle bu küf gelişebiliyor. Bu küfler geliştikten sonra da bir toksin üretiyor. Bu toksinler karaciğer, böbrekler ve sinir sisteminde çeşitli sorunlara yol açıyor” dedi. Doğan şöyle devam etti:
“Bir fındık veya fıstık baklava ya da başka bir üründe aflatoksin maddesi varsa, pişirme işlemi bu zehri ortadan kaldırmıyor. Bu ürünler yenildiğinde zehir vücuda giriyor. Belki az miktarda alınıyor ama 20-30 yıl sonra sağlık problemi olarak karşımıza çıkıyor” Hayvan yemlerinde de aflatoksin maddesinin görülebildiğini ifade eden Doğan, “Uygun koşullarda saklanmayan hayvan yemlerinde bu küf gelişebiliyor. Küf yemde aflatoksin zehrini üretiyor. Bu yemleri yiyen hayvanlar ise zehri sütlerine aktarıyor. Hayvan kendi vücudundaki zehri, sütü aracılığıyla dışarı atıyor. Bizler de bu sütleri içerek, zehri vücudumuza almış oluyoruz. Ayrıca bu zehirli sütlerden yapılan başka bir üründe, sütten daha fazla zehir oranı olabiliyor. Yani sütte 1 birim zehir varsa, peynirde bu birim 15’e kadar yükselebiliyor” diye konuştu.
KÜF NASIL OLUŞUR
Kuru yemiş ve baharatların geleneksel yöntemlerle kurutulduğunu ve saklandığını söyleyen Doğan, “Pul biberler geleneksel yöntemlerle üretiliyor. Bu yöntemde dışarıda kurutma işlemi yapılıyor. Dışarıda kurutulan ürünlerde bu küfler havadan gelip, çoğalabiliyor. Böylece bu küf aflatoksin üretiyor. Yani zehir üretiyor. Pul biber fabrikasyon koşullarda kurutma kabinlerinde kurutulursa, bu toksinler önlenmiş olur” dedi.
Fındık, fıstık, ceviz gibi kabuklu kuru yemişlerde de küf kaynaklı aflatoksin maddesinin bulunabildiğini belirten Doğan, “Örneğin fındık toplandıktan sonra çotanak içinde depolarda tutuluyor. Nem nedeniyle küf oluşuyor ve aflatoksin üretiyor. Kabuklu kuruyemişlerde küf olsa bile, küfün tadı ve kokusu içine işliyor” diye konuştu.
GENETİK YATKINLIK
Gıdalardan alınan zehirli maddelerin kronik zehirlenmelere yol açtığını söyleyen Doğan, “Bu madde baktığımızda üç temel problem yaratıyor. Karaciğer, böbrekler ve sinir sistemine zarar veriyor. Bu zarar zamanla ortaya çıkıyor. Ayrıca genetik yatkınlık varsa daha hızlı zarar veriyor” dedi. Pul biber ve kırmızı toz biberdeki boya tehlikesine de değinen Doğan, “Yapılan son araştırmalarda pul biber ve kırmızı toz biberde boya bulundu. Ama hangi boya olduğu belirtilmedi. Sudan kırmızısı adında bir boya var. Bu boya 90’lı yıllara kadar birçok sektörde kullanıldı. Yasaklanan bu boya son yıllarda bazı denetimsiz firmaların ürünlerinde görüldü. Bu boya kansere neden oluyor” dedi.
ÜRÜNLERİN KOKUSUNA VE RENGİNE DİKKAT EDİN
Kuru yemiş ve baharatlarda aflatoksin ve boya olduğunu nasıl anlayabileceğimiz konusunda da bilgi veren Doğan, “Baharat alırken özellikle de pul biberi koklayın. Üründe küf problemi varsa bu kokudan anlaşılır. Ayrıca pul biber ve kırmızı toz biberde boya olduğu renginin canlılığı, parlaklığından belli olur. Rengi çok parlak ve canlı olan ürünleri almamanızı öneririm” dedi.