Kurumsal yapıda reform
Muhalefet şimdiye kadar ya iç çekişmelerle boğuştu veya insanların zaten yaşadığı yoksulluğu onlara tekrar – tekrar anlatmaya çalıştı.
Halka umut vermedi. Gerçekte Muhalefetin umut olması için halka kurtuluş yolunu göstermesi gerekir.
Öte yandan bu gün yaşamakta olduğumuz ekonomik sorunlar, AK Parti öncesinde olduğu gibi yalnızca İktisat politikaları ile çözülemez. Çünkü bozulan yalnız ekonomi değil, ekonominin altyapısı olan kurumsal yapı da bozuldu. İstikrar için önce kurumsal yapı reformu yapmak gerekir.
1 -Demokrasi ve Hukuk
Hedef tam demokrasiye geçmek olmalıdır. Bu nedenle;
Başkanlık sitemi kaldırılmalı ve parlamenter sisteme geçilmelidir.
Seçim ve siyasi partiler yasası değişmesi, siyasi parti adaylarının yüzde 95’i doğrudan parti üyeleri tarafından seçilmesi gerekir. Merkez kontenjanı için yüzde 5 marj verilebilir.
Türkiye’de hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı, Avrupa Birliği Müktesebatını aynen kabul etmesi ile ancak gerçekleşir.
Avrupa Birliği müzakerelerine bakmadan; müktesebat içinde yar alan hukuk müktesebatı yasalaştırılmalı.
Avrupa İnsan hakları mahkemesi ve Anayasa mahkemesine uymayan mahkemeler ve hükümetler için müeyyide uygulaması yasası çıkarılmalıdır.
2.Kurumsal Devlet Düzenine Geçmeliyiz.
Anayasada ve yasalarla, laik devlet teminat altına alınmalı. Devletin ve devlet imkanlarının dini alanda kullanılmasını önlemek için, diyanet işleri Başkanlığı kaldırılmalı ve camilerin bakımı, din adamlarının maaşları belediyeler tarafından yerine getirilmelidir.
Merkezi devlet ve yerel yönetimler arasında, yetki ve sorumlulukları yeniden düzenlemek gerekir.
Yerel yönetimler Merkezi tasalluttan çıkarılmalı; belediye oluşturma ve kaldırılması için referandum şartı konulmalıdır.
Planlama, İşleyiş ve örgütlenme yapısı; belediyelerin kendileri tarafından yapılmalı. Denetim iç denetim yoluyla yapılmalı. Parti Genel merkezlerinin, İçişleri bakanlığının ve valilerin vesayet yetkisi kaldırılmalıdır. İcabı halinde, Belediye Meclis üyelerinin onda birinin isteği ile denetim ve yolsuzluk iddialarında kovuşturma, Sayıştay ve yerel mahkemeler tarafından yapılabilir.
Belediyelerin de kendilerini ve bölgelerinin haklarını ilgilendiren konularda doğrudan mahkemeye gitme hakları olmalıdır.
Tüm imar planlaması ve uygulaması Belediyeler tarafından yapılmalı; Çevre ve şehircilik bakanlığı ve TOKİ’nin merkezden plan yapma yetkileri kaldırılmalıdır.
Belediyelerin vergi toplama hakkı genişletilmeli, özel kişi ve şirketler tarafından belediyelere yapılacak hibeler, okul, yurt, hastane şeklinde ayni nitelikte olabilmelidir.
Türkiye’nin 1988 yılında imzaladığı ve 1993’te yürürlüğe giren Avrupa Konseyi Yerel Yönetimler özerklik şartnamesinde Türkiye’nin çekince koyduğu maddelerden yukarıdaki prensiplere uyan ve demokratik olanlarla ilgili çekincelerini kaldırmak gerekir.
3. Devlette idari yapı değişmelidir.
Devlet idari yapısında, kurumsal devleti temsil eden eski müsteşarlık sistemine geçilmeli ve Bakan yardımcılığı makamı kaldırılmalıdır.
Memur alımı yazılı sınav yoluyla yapılmalı ve mülakat kaldırılmalıdır. Devlet fonksiyonları yeniden tarif edilmeli ve bu fonksiyonlara uygun liyakat esası getirilmelidir.
Bakanlıkları da bu fonksiyona göre yeniden oluşturmak gerekir. Söz gelimi Milli Emlak Genel Müdürlüğü, Çevre Bakanlığına değil, Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlanmalıdır.
Altyapı yatırımları bütçeden yapılacak, zaruri halde yap- işlet devret yolu ile ihale edilmeli ve tekrar söylemek gerekirse; kamu-özel işbirliği yasası tamamıyla kaldırılmalıdır.
Bürokrasi tamamıyla E devlet üzerinden veya internet üzerinden yapılmalı. Özellikle yatırımların teşvikinde objektif kriterler konulmalı ve yatırım teşviklerinin denetimi yalnızca Sayıştay tarafından iş bitiminde yapılmalıdır.
Sit alanları ve çevre koruma; ilgili belediye ve Üniversiteler işbirliği içinde yapılmalı. Merkezi devletin kontrolü ve yetkisi kaldırılmalıdır.
Cumhurbaşkanlığı örtülü ödeneği kaldırılmalı, Kamuda ithal araba kullanımı yasaklanmalı, Kamu ihale yasası, hiçbir istisna getirilmeyecek şekilde yeniden düzenlenmeli, bütçeden yapılan tarımsal destekler, GSYH’nin en az yüzde biri ve üstünde olmalıdır.
4. Çağdaş Eğitime Geçmeliyiz
Hedef; eğitimin iktisadi ve sosyal kalkınmanın ve insan refahının bir aracı haline getirmek olmalıdır.
Eğitimin kalkınmada beklenen pozitif etkiyi yaratması için, eğitim için ayrılan kaynakların en verimli ve etkin şekilde kullanılması gerekir.
Eğitimin yatırım vasfını artırmak için yükseköğrenimde ve özellikle teknik eğitimde fırsat eşitliği sağlanmalıdır. Yetenekli olanlar ne kadar geniş tabandan seçilirse, eğitimin yatırım vasfı o kadar yüksek olur. Bunun için eğitim prensipte devlet tarafından ve parasız verilmelidir. Paralı eğitimde ise tam burslu kontenjanını yüzde 20’ye çıkarmak gerekir.
Devlet Üniversitelerinde isteyene kredi verilmelidir.
Yüksek öğrenimde açık öğretim öğrenci sayısı örgün öğretimden fazladır. Açık öğretim düzeni kaldırılmalı; Devlet Üniversitelerinin kapasiteleri artırılmalıdır.
Eğitimde işgücü planlaması yapılmalı. Yüksek öğrenimde İşgücü Talebine uygun vasıfta eğitim kurumları açılarak eğitim yapılmalıdır…
Beyin göçünü durdurmak için, işsizlik oranı düşürülüp, AR-GE harcamalarını artırmak, yurt dışına gidenler için yüksek teşvik vererek geri getirmek gerekir.
Eğitimi ideolojik tuzaktan kurtarmak gerekir. Bunun için de imam hatip liseleri talebe göre açılmalı; ihtiyaçtan fazla olan imam-hatip okulları mesleki ve teknik okullara çevrilmelidir.
Üniversiteleri siyasi vesayetten kurtarmak gerekir. YÖK düzeni kaldırılmalı, Üniversitelerde bilim özgürlüğü ve idari özerklik sağlanmalıdır. Vakıf Üniversiteleri kâr amaçlı olmaktan çıkarılmalı, istismarları önlemek için uygun olmayanlar devletleştirilmelidir.
Üniversitelere bilimsel ve idari özerklik getirilmelidir.