Kurultay doğruları
Servet Avcı 'Kurultay yalanları'nı yazdı...
'Kurultay Doğruları'yla nazîre yapalım...
Kurultayın ilk doğrusu ve kurultayın kahramanları Milliyetçi Hareket Partisi'nde barajın hemen üzerindeki oy yüzdelerini başarı olarak görmeyen ve iktidar isteyen, Cumhurbaşkanlığı başta olmak üzere Meclis Başkanlığı'na ve hiçbir makama lâyık görülmeyen ülkücülerin örselenmesine rıza göstermeyen, siyâsetçisinden köşe yazarına önüne gelen herkesin istediği gibi ülkücülere hakâret edebilmesine, seçim başarısızlıklarının sandık görevlilerine fatura edilmesine, milletvekilliği listelerinin Genel Başkanın ve etrafındaki üç-beş kişinin dudaklarının arasına hapsolmasına ve teşkilât kapatmalara "yeter artık" diyen MHP üst kurul delegeleridir, onların kararlılığı ve hiçbir tehdide pabuç bırakmayan ülkücü irâdesidir...
'Çağrı Heyeti'nin ve berâberindeki hukukçu kadronun titiz çalışmaları ve hukuk bilgileri ve dahi hukukî mücâdeleleri kurultayın önemli ve takdire şâyân doğrusudur...
Denizli, Aksaray, Söğüt, Bilecik, İnegöl, Bursa, Uşak, Elazığ, Sinop, Burdur, Samsun, Bafra, Sakarya, Çorum, Tekirdağ, Kırklareli, Edirne, Sivas, Tokat, Gümüşhane, Bayburt, Kilis, Bolu, Erzincan, Giresun, Nevşehir, Kırşehir, Gaziantep, Ordu, Fatsa, İzmir, Kayseri, Hatay, Mersin, Erzurum, Çankırı, Kastamonu, Amasya, Aydın, Muğla, Afyon, Balıkesir, Eskişehir, Kocaeli, Samsun, Konya...
İl ve ilçe başkanları... Görevden alınan, teşkilâtları feshedilen, vâlilik kararlarıyla teşkilâtları kapatılan, hakâretlere uğrayan, tahfif edilen, tehditlere mâruz kalan fakat, "Biz anamızdan il başkanı olarak doğmadık, ölünce de mezar taşımızda il başkanı yazmayacak" diyerek ortaya koydukları irâdeden geri adım atmayan il ve ilçe başkanlarımız ve onların yönetimlerindeki arkadaşları kurultayın geleceğe dâir ümit-vâr doğrusudur ve her türlü takdirin üzerindedir gösterdikleri kararlılık...
Salon toplantılarında hınca hınç salonu dolduran ve kurultayın doğruları arasındaki en güzel tabloyu oluşturan ülküdaşlarımız, toplumun her kesiminden vatandaşlarımızdır...
İzmir mitingi doğru olduğu kadar bir dönüm noktasıdır da aynı zamanda. Ortada ne seçim var, ne bir referandum, milletvekili ya da bakan olmayan bir inanmış genel başkan adayı İzmir gibi bir büyükşehirde, Gündoğdu Meydanı gibi büyük bir meydanda miting yapıyor ve meydanı elinde üç hilâlli bayraklarıyla on binlerce ülkücü dolduruyor. İzmir mitingini yapma konusundaki kararlılığı aynı zamanda Müsâvat Dervişoğlu'nun da kurultay doğrusu olarak kayda geçmiştir...
Kurultay çalışmalarının iki sembol ismi vardı; hemen bütün il gezilerine iştirâk eden ve bayrak asmak ve salon düzenlemek gibi işler de dâhil hiçbir işten kaçmayan Prof. Dr. Sezgin Çelik'in saygın mücâdelesiyle, her gezinin, her faaliyetin gayretkârı Ali Çolak'ın üstün hizmetleri arasında yer alan ismini anamadığımız sayısız ülküdaşımızın emekleri en güzel doğrularındandı kurultayın...
Ve...
Ülkücülerin evlerindeki kardeşler arasına 'abla' olarak aileye dâhil olan ve kurultay sürecinde 'her ülkücü hânesinin ablası' olan, ülkücüleri iktidar olmaya inandıran, güven veren, samimiyetiyle ülkücülerle arasındaki uhuvvet râbıtasını kuvvetlendiren, mütevâzı ama dik duran, yılmayan, yorulmayan, yalnız MHP seçmenine değil, 14 yıllık AKP iktidarının seçmen üzerindeki rehin ipoteğini kaldıracağının güvenini tüm kesimlere veren MHP Genel Başkan adayı Merâl Akşener kurultayın doğrusudur...
19 Haziran, doğru tarihtir...
19 Haziran, MHP Üst Kurul Delegelerinin analarının ak sütü gibi helâl bir tarihtir...
19 Haziran, artık barajın hemen üzerindeki oy yüzdeleriyle yetinen bir yönetim anlayışının, Salı günleri grup toplantılarındaki nutuklarla yetinen mesâi anlayışının, oligark yönetimin sonudur...
Artık ayaklarda çarık, elde âsâ memlekette basmadık toprak parçası bırakmamacasına çalışmak, büyük bedeller ödeyen ülkücü hareketi, Milliyetçi Hareket Partisi'ni anlatmak ve iktidar yürüyüşünü başlatmak...
19 Haziran, bir seferberliğin 'vira Bismillâhı'dır...
Kutlu olsun...