KURTULUŞ SAVAŞI’NIN KAHRAMAN KADINLARI

KURTULUŞ SAVAŞI’NIN KAHRAMAN KADINLARI

KURTULUŞ SAVAŞI’NIN KAHRAMAN KADINLARI

Erzurum’un her karış toprağında hizmetten hizmete koşarak destanlaştı

 

Ağabeyim Hasan cepheden ağır yaralı olarak bir gece önce eve gelmişti. Bir yandan ona bakarken, bir yandan da 3 aylık çocuğumu emziriyordum. Kardeşim o gece kollarımın arasında öldü. Sabaha karşı minarelerden ’Moskof Aziziye’ye girdi’diye haykırışlar başlayınca, kardeşimin alnını öpüp, ’Seni öldüreni öldüreceğim’diye and içtim. Yavrumu Allah’a emanet ettikten sonra, ağabeyimin tüfeğini ve satırımı alıp dışarı fırladım. Sel gibi Aziziye’ye akıyorduk. Tabyanın mazgallarından düşman ölüm yağdırıyordu. Düşmanda iyi silah vardı, bizde de iman. İleri atıldım. Dadaşlar arasına karıştım. Satırım durmadan kalkıp iniyordu.
Başka bir hikâyesinde cepheye babası kardeşi ve kayınbiraderi gider. Onlar gittikten hemen sonra Türkleri kılıçtan geçirmişler haberini alır ve küçük oğlunu bırakarak evden cepheye doğru yol alır. Cephede ilk önce babasının sonra kayınbiraderinin ve kardeşinin cesedini gördükten sonra eve geri döner ve bıraktığı 3 aylık oğlunun karnının Ermeni askerleri tarafından deşilmiş olduğunu görür. Eline bir keskin bir budama makası alıp evden dışarı çıkar ve 17 Ermeni askerini öldürür.
Tabyanın geri alınmasının ardından, aralarında Nene Hâtun’un da bulunduğu yaralıların tedâvisine başlandı. Fakat bu sırada Nene Hâtun yaralı olmasına rağmen diğer yaralıların tedavisini yapmak için çalışmıştır. Nene Hâtun bu özverisiyle tanınıp, saygı ile sevilmiştir.
Nene Hatun’un vatan için gece başlayan mücâdelesi, tüm düşman Erzurum’dan kovuluncaya kadar devam etti. Erzurum’un her karış toprağında cephâne taşıyarak, yaralılara hemşirelik yaparak, yemek pişirerek, su dağıtarak, hizmetten hizmete koşarak destanlaştı. Gazi Ahmed Muhtar Paşa’nın zaferinde Nene Hâtun’un ve onun vatan aşkını paylaşan bütün insanların da payı vardı.
Ölümünden bir yıl önce kendisini ziyaret eden NATO’da görevli Amerikalı General Ridgway’ın bir sorusuna: "Ben o zaman gereken şeyi yapmıştım. Bugün de gerekirse aynı şeyi yaparım" cevabını vermişti. Bu cevap üzerine general Nene Hatun’un elini öptü.
Yaşamını sürdürdüğü Erzurum’da 22 Mayıs 1955’de zatürre hastalığından dolayı 98 yaşında vefat etmiştir. Nene Hatun, kurtuluş mücadelesini verdiği Aziziye Tabyası’na defnedilmiştir. Türk Kadınlar Birliği tarafından ölümünden bir kaç ay önce yılın annesi seçilmiştir.
(Nene Hatun, Kurtuluş Savaşı başladığında yaşı ilerlediği için savaşa katılamadı ama gönlü ve duaları daima o çok sevdiği Mustafa Kemal ve askerleriyle beraberdi. Biz de onun aziz hatırasına hürmeten “Kurtuluş Savaşı’nın Kadın Kahramanları” dizimizde bir kez daha anmak istedik. K.E.A)
(Devam edecek)