Kürtlerin kuyruğu yoktu, şimdi var...

Nazım Hikmet’in o dizelerini bilirler tüm solcu Kürtler ve Türkler... “Kürtlere kuyruklu derler, yalan.Kuyrukları yok.Yalnız çok asi, çok fakir insanlar.Zenginleri de var ama az...”

Evet böylesi saçma bir iddia bir zamanlar seslendirilmiş, Kürtlerin kuyruklu olduğu yaygın bir söylenti haline gelmiştir ülkemizde. Yalnız Nazım’da değil, Kemal Tahir’in “Yol Ayrımı” adlı romanında da Ağrı’da isyan eden Kürtlere bir roman kahramanı bu yakıştırmayı yapar.Kürtleri, birileri gibi camekânda görmüş bir adam değilim, onlarla yıllarca birlikte yaşam sürdüm. Kürtlerle siyaset yaptım, kavga ettim, onların muhasebecileri, mali müşavirleri oldum, onları haber yaptım, kan davalarında aracı heyetlerine girdim, borç aldım, ekmeklerini yedim... Her hallerini bilirim onların, iyi yanlarını da, kötü yanlarını da... Nazım Hikmet’in dedikleri doğru, kuyruk muyruk yoktur... Daha doğrusu “yoktu”, şimdi oldu, artık Kürtlerin kuyruğu var...Şaşırdınız değil mi, sabırlı olun anlatacağım.

Kürtlerin kuyruğu, “yardakçı ve yanaşma sol” dur, ülkemizdeki etnik özürlülerdir... Hani şu HDP’ye destek bildirileri yayımlayan, HDP’ye oy isteyen, oradan aday olmaya can atan, kendisi bir şey olamadığı için Kürtlere yamanmaya ve yaranmaya çalışan “solda sıfırlar” var ya, işte onlardır günümüzde “Kürtlerin kuyruğu”... “Çerkez solu” , “Laz solu” , Halkevleri ve bilmem ne karın ağrıları, hepsi Kürtlere kuyruk olmuşlardır. Kürtler de barajı aşmak için “kuyruklu” olmaya teşne olmuşlardır.

Nasıl mı? İşte böyle... Kuyruklarını böyle kışkırtıp kandırmaya arkalarına takılıp sallanmaya çağırıyorlar. Yüksekova Haber adlı gazetede Lokman Ergün adlı yazar “Türkiye Solu’nun Samimiyet Sınavı” başlıklı yazısında şöyle diyor:

“AKP’yi durduracak tek güç ve tek siyasi proje, şüphesiz ki HDP’dir. Ortadoğu’da muazzam bir devinimi yaratan bir dinamizm varken ve bu dinamizm HDP’de vücut bulacakken, CHP gibi arkaik yapılara, milletvekili listelerindeki bir yer için göz kırpan ’sol’siyasetçiler, ulusalcılığın sığ sularına yelken açmaktalar.

Onlarca yıllık devrimci mücadelede, ortaya bir başarı hikayesi koyamamış ve hüsranlarını bölünerek azaltmaya çalışmış Türkiye devrimcilerinin, Kobanê’de yaratılan zaferin açtığı ufukları görmesi gerekiyor. Bu Anadolu halklarının birlikte yaratacakları bir yaşamın manifestosu niteliğindedir. Ve bu zaferi, siyasi alana taşımak, küçük hesapların ötesinde, büyük düşünmeyi gerektiriyor.”

HDP’nin yayın organı gibi çalışan bu gazetede Almanya’da toplanıp HDP’ye destek bildirisi yayımlayan kuruluşların adı da var. Upuzun bir dizelge... Seçme yaptım bunlardan, okuyun ve sorun kendinize, zerre kadar Türklük duygusu, yurt sevgisi olan kimseler bunların ardına düşer mi?

“Kürdistan İslam Partisi ( PİK), Federasyona CivakaİslamaKurdistan (FCİK), Pontus Rum Derneği, Çerkezler İnisiyatifi, Lazabura -Laz Dili ve Kültürü Derneği, Kürdistan Öğretmenler Birliği (YMK) Almanya Kürt Enstitüsü, Ezidi Kadın Meclisi, Kürdistan Öğrenciler Birliği (YXK), Dersim Yeniden İnşaa, 38 Dersim Soykırım Derneği, Kürecik Halk İnisiyatifi, Kürdistan Gaziler Birliği, KurdênAnatolie İnisiyatifi, Avrupa Koçgirililer İnisiyatifi, Demokratik Aleviler Federasyonu (FEDA), Almanya Demokratik Kürt Toplum Merkezi (NAV-DEM.)”

Yazarın Diğer Yazıları