Küresel belâ; ABD!
ABD gerçekten küresel bir belâ! Küreselleşmeyi güçlü şirketleriyle ‘yumuşak’ biçimde kendine akan ‘ekonomik nehir’ haline getirmesi yanında; sadece silah gücü üstün ordusuyla insanın doğal hukukuna aykırı biçimde ortalığı toz-duman ediyor. ABD’nin bu genel tavrından başka bize, Türkiye’ye karşı takındığı özel tavır ise, hiç mi hiç göz ardı edilemez. ABD kesin olarak, Türkiye’ye karşı düşmanca bir durumu (konsepti) yaşatmayı kendi yararına görüyor. ABD, Türkiye gibi potansiyel gücü ’petrol terazisine’sığmayacak kadar büyük ve uzun soluklu bir devletin içten, yürekten müttefikliğini örseleyip; PKK ve Barzani-Talabani aşiretleriyle gizli müttefik durumdadır. Doğrudur; Türkiye ile ‘60 yıllık müttefiklik’ sözü yıllardır ortada dolaşıp duruyor; ama bu sözü ABD, sadece bir nostaljik algı olarak kullanılıyor. Nitekim bu ’nostaljik algı’gerçeğini eski Başkan Bill Clinton 2007’de yaptığı açıklamayla kesin olarak kabul etti.
Şu gerçeği bilmeliyiz; sadece Clinton değil, ABD’nin eski Başkanlarından hiçbiri, ülkesinin dış politikasıyla ilgili ’stratejik’bir konuda aklına gelen her sözü söylemez. Muhalefette de olsa, karısı Başkanlık yarışında da olsa, ‘hazırlıksız’ lâf etmez. ABD eski devlet başkanları sıra dışı bir söz söylemişse, biliniz ki o söz; kesinlikle ‘devlet’ tarafından etkisi hesap edilerek ‘söylettirilmiş’tir. Tıpkı Clinton’un 2007’de Türkiye’ye yönelik sözleri gibi’85 Clinton ne demişti? Arşivime baktım; bu konuda Skyturk’ün 16.04.2007 tarihli haberi aynen şöyleydi:
“ABD yönetiminin Irak Kürtlerini Dış saldırılara karşı koruması gerektiğini ileri süren ABD eski başkanı Bill Clinton, Türkiye’nin Kuzey Irak’a girmesine “Amerika izin vermemelidir” yorumunu yaptı... Londra’da Arapça yayımlanan Şark El-Awsat gazetesine demeç veren ABD eski başkanı, “Amerika, Irak’taki güçlerini Kürdistan’a ve Kürdistan’a yakın bölgelerde konuşlandırmalıdır” şeklinde konuştu. Clinton, Kürt bölgesine konuşlandırılacak ABD güçlerinin Türkiye’nin bölgeye girmesini engelleyeceğini ve Kürtleri yabancı güçlerden korumasında etkili olacağını savundu. Clinton, ayrıca “Türkiye her ne kadar geçmişten beri müttefikimiz olsa da Türkiye’nin Irak topraklarına girmesine izin verilmemelidir. Türkiye’nin Irak’a girmesi, bölgeye felaket getirir” şeklinde konuştu.”
Şimdi iyice tanıdınız mı ’sevimli’ Bill Clinton’u?
Şaşırmayınız; bu sözleri o sempatik-sevimli ‘Clinton amcamız’ söyledi’85 Türkiye’de deprem bölgesinde bir küçük çocuğu kucağına alıp sevmesiyle, bizlerden ‘kolayca’ sevimlilik duyguları devşiren Clinton söylüyor bu düşmanca sözleri!
Devletinin yararı için Türkiye düşmanlığı cephesinde yerini alan Clinton’un düşmanca sözlerinden son cümlesi olan “Türkiye’nin Irak’a girmesi bölgeye felaket getirir” sözü, yöredeki Türk yönetim tarihine taban tabana terstir. Türkler 400 yılı aşkın bir zaman Irak’ı yönetti; hiç de felaket getirmedi. Aksine Fuzûlî’nin “Burc-u Evliya” dediği Bağdat’ı ve tüm Irak’ı gözü gibi korudu. Türkler ABD gibi Irak’ı kan gölüne çevirmedi. Türkler ABD gibi üç yılda bir milyon insanı yok ederek Irak’ta insan değirmeni gibi çalışmadı. Türkler, hak ve hukuk gözetti. Hep doğrudan yana olmayı, “yanlış hesap Bağdat’tan döner” diyerek ilkeleştirdi. Türkler uydurma Irak yönetimleriyle antlaşma yaparak -gerçekte silah gücüyle-Irak’ın zenginliğini çalmadı!
Türk’ün tarihi lekeli değildir!
Ey ABD, senin varlığın dünyaya bir koca lekedir!