Bakan Kirişçi, kuraklığı coğrafi şartlara ve nüfus artışına bağladı. Göllerin kuruma sebebi bambaşka çıktı

Bakan Kirişçi, kuraklığı coğrafi şartlara ve nüfus artışına bağladı. Göllerin kuruma sebebi bambaşka çıktı

Bakan Vahit Kirişçi, tarım konulu toplantıya katılmak için Burdur'u ziyaret etti. Toplantıda kuraklık sorununa ilişkin açıklama yapan Kirişçi, kuraklığın sebebini coğrafi şartlar ve nüfus artışı ile ilişkilendirdi. Bilim insanlarının açıklamaları ise doğaya zarar veren projelerin Türkiye'nin göllerini kuruma sürecine soktuğunu ortaya koydu.

Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Tarım Sektörü Temsilcileri Toplantısı’na katılmak için Burdur’a gitti. Bakan Kirişci, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Konferans ve Sergi Salonu''nda tarım ve hayvancılık sektörü temsilcileriyle bir araya geldi. Toplantıda ülkece yaşadığımız kuraklığa dikkat çeken Kirişçi, kuraklığın sebebini coğrafi şartlar ve nüfus artışı ile ilişkilendirdi.

Göreve 13 ay önce geldiğini ve Burdur ziyaret etmek için geç kaldığını dile getiren Bakan Kirişci, “Burdur, tarımsal üretim adına bu coğrafyanın en tebarüz etmiş illerinin başında geliyor. Türkiye''nin malum gündemleri nedeniyle, biraz da iklim normalleşsin düşüncesiyle bugüne kısmet” dedi.

Bakan Kirişçi, “Göller Bölgesi’nin ortasında sancak gibi yükselen Burdur” diyerek ziyaretini Twitter hesabından paylaştı.

KİRİŞÇİ, KURAKLIĞI COĞRAFYAYA VE NÜFUS ARTIŞINA BAĞLADI

Burdur''un tarımsal üretim merkezi olduğunu belirten Bakan Kirişci, “Dünyada ve Türkiye''de kuraklığı, çevresel ve iklimsel değişimleri ve bu manada da yağışlarla ilgili yaşadığımız problemleri konuşur hale geldik. Biz Akdeniz çanağında ve yarı kurak bir coğrafyada bulunan bir ülkeyiz. Bu özelliğimizi mutlaka bilmemizde yarar var. Ülke olarak dünyadaki ülkelerden bu yönüyle de ayrışıyoruz” dedi.

Bakan Kirişci, 2002''de 65 milyon olan ülke nüfusunun bugün 85 milyona ulaştığını belirterek, “20 milyonluk bir ilave nüfusu da bu ülkenin görmesi ve bunu dikkate alması gerekir. Bununla da kalmıyoruz. Kesişim noktasında bulunmamızın, jeopolitik risklerin doğurduğu bir de göç yolu üzerindeyiz. Düzenli, düzensiz hiç fark etmiyor. Ülkemiz ister istemez bunlara da ev sahipliği yapmak durumunda kalıyor. Bunların da 4,5 milyon civarında olduğunu bilmemizde yarar var” diye konuştu.

BURDUR GÖLLERİ UZUN SÜREDİR KURUYOR

Bakan Kirişçi, kuraklık sorununu coğrafya ve nüfus özelinde görse de, Burdur göllerindeki yaşanan kuruma uzun süredir devam ediyor.

Türkiye’nin Maldivleri olarak bilinen Salda Gölü, geçtiğimiz yıllarda su seviyesindeki çekilme ve göl kıyılarındaki kirlilik ile dikkat çekti. 44 kilometre yüz ölçümüne sahip, ölçülebilen 185 metre derinlikle de Türkiye’nin en derin gölü konumundaki Salda Gölü kumsalının siyahlaşmaya başladığı görüldü.

Tam koruma talebine rağmen Salda''nın etrafında millet bahçesi projesine başlandı. Ayak bile basılmamalı uyarısı yapılan gölde çok sayıda turist ağırlanıyor.

Hidrobiyolog Dr. Erol Kesici, Cumhuriyet’e verdiği röportajda, su çekilmesinden kaynaklı Salda da kararma oluştuğunu dile getirdi.

“SALDA’NIN EKOSİSTEMİ ÇÖKÜYOR. MİLLET BAHÇELERİNDEN VAZGEÇİN”

Salda’nın ekosisteminin çökmeye başladığını dile getiren Kesici, “Gölü besleyen derelerin önü kapatıldı. Ayrıca tarımla birlikte yeraltı suları çekiliyor. Salda yıllarca kendi doğal dengesindeydi. Ne zaman insanlar müdahale etti, kararmalar başladı” diye konuştu.

Kesici, etrafında yapılan oteller ile de gündeme gelen Salda’nın koruma alanının genişletilmesi gerektiğini söyledi. “Gölü kurtarmak için uzaktan bakmamız gerekiyor. Millet bahçesi projesinden vazgeçilmeli. Etrafında yapılaşmaya izin verilmemeli. Salda’nın koruma alanı genişletilmeli. Yoksa gerçekten kaybedeceğimiz bir döneme giriyoruz” dedi.

BURDUR GÖLÜ DE KURUYOR

Türkiye’nin yedinci büyük gölü olarak bilinen Burdur Gölü de Salda Gölü gibi son yıllarda önemli oranda su kaybı yaşadı ve kurumaya yüz tuttu.

Buharlaşma, kirlilik, yapılan on binlerce sondaj, gölü besleyen derelere inşa edilen gölet ya da barajlar nedeniyle kuruyan gölün Isparta’ya sınırı kayboldu. Biyomühendis Hüseyin Çağlar İnce, özellikle batı kısmı büyük ölçüde kuruyan Burdur Gölü’ne ilişkin açıklama yaptı.

Burdur Gölü’nün kurumasının Antalya’ya kadar su kaynaklarını tüketeceğini söyleyen İnce, “İnsanlar, bu tür kaynakların sınırsız olduğunu düşünüyor fakat bir anda yok olabiliyor. Mesela Akşehir Gölü ile Göl Marmara. İnsanlar kayıklarını bile gölden alamadı, ortasında kaldı. Toroslar karstik yapıda olduğu için bu göller yer altı su kaynaklarının şamandırası gibi. Onlar bittiğinde tüm yer altı su kaynakları da etkileniyor. Burdur Gölü de Toroslar’ın en üst seviyelerindeki göllerden biri ve Antalya bölgesini direkt etkiliyor. Son 15 yıllık gözlemimde Burdur Gölü’ndeki azalma, yağış çok olan yıllarda bile hep devam etti” dedi.

BURDUR BELEDİYESİ KURAKLIĞI GÜNDEME GETİRDİ

Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, Burdur’da yaşanan kuraklığa dikkat çekti. Ercengiz kuraklığa ilişkin yaptığı açıklamada “Asıl sorunumuz içme suyunda başladı. İçme suyunda derin kuyulardan aldığımız su, ilk göreve geldiğimizde 50 metrelerdeyken bu yıl 210 metrenin üzerine çıktı. İçme suyu barajımız olmadığı için yeni sondaj çalışmaları yaptırıyoruz. Sondajla sağladığımız sular da maalesef yaz aylarında, havzada yapılan tarım nedeniyle bir miktar da olsa kaybedildiği için şehrimizin içme suyu anlamında yetersizliği başladı” dedi.

İlgili Haberler