Kulübede servet yatıyor!..
Son Antalyaspor maçında sahada Umut saç baş yolduruyor, kulübede ise bir servet değerinde futbolcular yatıyor!..
Teofilo, Song, Sezer, Gabrıc, Ferhat gibi maliyetleri 15 trilyon lirayı aşan futbolcular sahada işler yolunda gitmediğinde, kurtarıcı olarak sahaya sürülemiyorlar. İyi de o takdirde bunlar bu kadar parayı nasıl alıyorlar? Ya da bunlara bu kadar parayı kim vermiş?
Siz bunları kulübeye bile giremeyen Tony Sylva ile Zafer Yelen’i ekleyin, üstüne bir de Yattara’yı koyun, etimi size 20 trilyon’85 “20 trilyon lirayı yeni bir takım kurarım. O takımla da şampiyon olamazsam da ilk sıralardan da aşağıya düşmem” diyebilecek o kadar gerçekçi spor adamı, yönetici var ki!..
Hele hele, sadece bugünkü tabloya takılmayıp, Trabzonspor’da son 20 yılda tüm transferlerin bu tür benzerlikler oluşturduğunu da hatırlayın bakalım, bugün 100 milyon liraya aşan borç için, “Olsun borcumuz var ama değdi” diyebilecek misiniz? Ne gezer!.. Son çeyrek asırda bir tek şampiyonluk dahi elde edememiş bir takım için, “borç yiğidin kamçısıdır” derseniz, herkes sizi güler, sizinle alay eder.
Trabzonspor’u yönetenler artık bu “taşıma su ile bu değirmenin dönmediğini” görmeli, ona göre tavır almalı, hareket etmelidirler. Şampiyon olamadıktan sonra bu kadar paraları çarçur etmenin ne anlamı var? Kurarsınız yarıya yakını Trabzon kökenli futbolculardan bir kadro, başlarda 2-3 sezon şampiyon alamazsanız bile ardından şampiyonluğun en büyük adayı haline gelebilirsiniz. Olamazsanız da “milyonlar gitti” diye hayıflanmazsınız.
Evet; “Kulübede servet yatıyor” ibaresi Trabzon’da yayınlanan ülkemizin en büyük yerel gazetelerinden olan Karadeniz’in spor sayfasındaki haberin bir başlığı idi. Ama çözüm, gazetenin spor manşeti olsa gerek: “Operasyon planı..”
İşte doğru, yani yapılması gereken bu. Suni tedbirlerle, yamalar vurarak bu iş yürümüyor, olmuyor. Yerinde bir operasyonla gerçek anlamda neşter vurmak zamanıdır..