AA
Prof. Dr. Tahsin Özgüç'ün 1948 yılında ilk bilimsel kazıları başlattığı höyükte yapılan arkeolojik kazılarla Anadolu ve dünya tarihine ışık tutulmaya devam ediliyor.
Kültepe'de 75 yıldır süren kazılara başkanlık eden Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, AA muhabirine, hocası Prof. Dr. Tahsin Özgüç'ün 58 yıl boyunca kesintisiz burada kazı yaptığını, bunun dünyada bir rekor olabileceğini söyledi.
Geride kalan 75 yılda kazılarla Anadolu tarihini, Mezopotamya, Suriye tarihini aydınlatan sonuçlar elde ettiklerini ve halen de yeni sonuçlara ulaştıklarını anlatan Kulakoğlu, "Kültepe'nin özelliğidir, her sene bir sürpriz çıkartır. Kültepe'nin geçmişi 6 bin yıl öncesine dayanıyordu. Şimdi tepede (Warşama Sarayı'nın altındaki eski tabakalarda) yapacağımız çalışmalarda bir alan var. Burası daha erken tabakalara ait, burada 7 bin yıla inmek gibi bir hedefimiz var. Kültepe'nin ilk kuruluşunu anlamaya çalışıyoruz. O zaman nasıl yaşandığını öğrenmeye çalışıyoruz." diye konuştu.
Arkeolojik kazıların zaman aldığına dikkati çeken Kulakoğlu, birinci hedeflerinin Kültepe'nin ilk ne zaman kurulduğuna dair verilere ulaşmak olduğunu ifade etti.
Uzun zamandır Karum'daki (aşağı şehir) kazılara ödenek ve diğer koşullar nedeniyle daha az zaman ayırabildiklerini aktaran Kulakoğlu, şunları kaydetti:
"Bu sene yine Karum'da daha geniş bir alanda çalışmaya niyetliyiz. Daha önce yapılan kazılarda anlayamadığımız ya da bulamadığımız bazı verilere ulaşmak istiyoruz. Özellikle de şimdi belki toprak sadece toprak gibi gözüküyor ama aslında o toprağın içinde neler var, bir evin tabanı içinde bulunan toprağın içinde o kadar çok bilgi var ki artık günümüz koşullarında, günümüz teknolojisinde, günümüz analizleri sonrasında o evin içinde hiçbir eser, eşya bulmasak da onu topraktan anlayabiliyorsun. O evin hikayesini yazabiliyorsun, artık teknoloji bu seviyede. Kazdığımız bir mezar içindeki toprak eskiden atılırdı, artık atmıyoruz. Çünkü o mezarın içindeki adamın bakterisine, hastalığına, ölüm nedenine, yediğine, içtiğine kadar bize bilgi verilecek çok data var, bunları toplamak istiyoruz."
Höyükte Asurlu tacirler gelmeden önceki hayatı da anlamaya çalıştıklarını anlatan Kulakoğlu, "Orada büyük bir yapımız var. O yapının birkaç seferde eklenerek büyütüldüğünü görüyoruz ve burada büyük bir gücün olduğunu biliyoruz. Özellikle de dış ülkelerle ve Mezopotamya, Suriye ile olan ilişkileri doğrulayabilecek verileri arıyoruz. 2017 yılından bu yana idol odası dediğimiz yer vardı. Onun içinde bulunan malzemelere baktığımızda direkt olarak Suriye ve Akdeniz kıyılarıyla ilişki kurabiliyorduk. Şimdi bunları doğrulamaya çalışacağız. Tabii hava koşulları müsaade ettiği müddetçe bu çalışmaları yapacağız." ifadelerini kullandı.
Kulakoğlu, Kültepe kazılarının şanslı kazılardan olduğunu çünkü yerel yönetimin, Büyükşehir Belediyesinin Kayseri'nin bu değerine kıymet verdiğini ve desteklediğini dile getirdi.
Kazıların uluslararası bir ekip tarafından yürütüldüğünü ve farklı ülkelerle işbirliği yapıldığını belirten Kulakoğlu, şöyle konuştu:
"Kültepe için birlikte çalışıyoruz. İtalya, Güney Kore, Japonya'dan ekibimiz var. Onların dışında Fransa'dan Danimarka'ya, Amerika'ya, hatta Brezilya'ya kadar çeşitli ülkelerden, üniversitelerden gelen bilim insanları var. Hepsi Kültepe'ye bir şey vermeye çalışıyor. 'Bizim ülkemiz değil' diye konuya bakmıyorlar. Aslında burada elde edilen veriler tüm insanlığa ait. Eserler de bilgiler de insanlığın ortak geçmişini aydınlatan bilgiler. Dolayısıyla herkes gönüllü olarak herhangi bir ücret ya da maddi çıkar beklemeden katkıda bulunuyor."