Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Eğitim Görevlisi Prof. Dr. Yunus Emiroğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sağlıklı kişilerde 12-24 saat açlığın vücuda zararlı olduğunu gösteren bir verinin bulunmadığını belirtti.
Bazı sağlık problemlerinde, özellikle tıbbi durumu kırılgan hastalarda tedavi rejimini aksatabileceği için oruç tutmanın önerilmediğini anlatan Prof. Emiroğlu, orucun sakıncalı olabileceği sağlık sorunlarını ise şöyle açıkladı:
"Yeni enfarktüs geçiren, kalp ameliyatı olan, stent takılan hastaların bir yıl oruç tutmamalarını öneririz. Hastalığı veya tıbbi işlemi komplikasyonsuz atlatan hastalarda bir yıldan sonra durumu tekrar değerlendirilir eğer tam sağlıklarına kavuşmuşlarsa oruç tutmalarına müsaade edilebilir. Fakat kalp damar hastalıklarında tam şifa her zaman sağlanamaz, hastanın ömür boyu ilaç kullanması gerekebilir. Günümüzde kalp ilaçlarının çoğu günde tek seferde alınan ilaçlardır. Bu nedenle oruç kararı için kendisini takip eden hekime danışması uygun olacaktır. Genel anlamda kontrolsüz hipertansiyon hastaları, tedavi sağlanamamış kalp yetersizliği olanlar, yeni kalp krizi geçiren veya ameliyat, stent uygulanan hastalar, tıbbi durumu stabil olmayanlar, aşırı zayıf kişiler, diyabet hastaları, yaşlılar oruç tutmamalıdır."
Prof. Dr. Emiroğlu, açlık veya susuzluk nedeniyle sıhhatinin bozulmasından şüphe duyulanlara da orucun önerilmediğini vurguladı. Felç geçiren, beslenme ve diğer ihtiyaçları için desteğe ihtiyaç duyan hastaların kesinlikle oruç tutmaması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Emiroğlu, tedaviye rağmen klinik olarak düzelmeyen veya hastanede yatarak tedavi gören hastalara da orucun kesinlikle önerilmediğine işaret etti.
Türk Böbrek Vakfı Ahmet Ermiş Diyaliz Merkezi Başhekimi Bilal Görçin ise böbrek hastalıklarında oruca yaklaşımın hastalığa ve evrelerine göre değişkenlik gösterebildiğini vurguladı. Hemodiyalize girenlerin idrarları olmadığı, vücuttan atılmayan zararlı maddelerin oluşturduğu ağız kuruluğunu su içmeden geçirme imkanları bulunmadığı için oruç tutmalarının mümkün olmadığını belirten Görçin, bu hastalar diyalize girdiklerinde kanları yabancı maddelerle temas ettiği için de oruçlarının sayılmayacağını belirtti. Görçin, şunları söyledi:
"Böbrek fonksiyonlarının yüzde 50''nin altına indiği 3. evre ve sonrası hastalarda, rahatsızlık ilerledikçe oruç tutulması sonucu karşılaşılacak sıkıntılar artacaktır. Özellikle şeker hastalığına bağlı böbrek yetmezliği varsa bu sorunlar daha ciddi görülecektir. Bu nedenle, böbrek fonksiyonlarının yüzde 30 ve daha aşağısı bozulan hastaların oruç tutmaları sıkıntı yaratır. Günde birden fazla ve farklı zamanlarda alınan ilaçlar, şeker kontrolü, tansiyon kontrolü oruçla birlikte zor olabilir."
AA