Krizden çıkış yolu uzun ve meşakkatlidir (II)
Dün bu köşede ekonomide yapısal sorunlardan, kaynak kullanımında etkinlik ve verimlilik kriterlerini tartışmıştık.
3. İthal ham madde ve ara malı girdi payını, üretimde yüzde 20 ve ihracat malı üretiminde yüzde 30 ve altına düşürmek gerekir.
Genel olarak üretimde ve ihracat malı üretiminde ham madde ve ara malı ithalatını düşürmek için,
*Yatırım ve güven ortamı oluşturmak;
*Devletin geçici olarak piyasaya girmesi;
*İthalata ikame edilebilir kalitede ve vasıfta, ham madde üretimi ve ara malı üretimine yüksek teşvikler vermek,
*Demokrasi ve hukukun üstünlüğüne geçmek,
*İstikrar programı hazırlamak,
*Kayyum atamalarını kaldırmak ile yatırımlara güven ortamı oluşturmak gerekir.
Sanayi odaları, firmalar nezdinde anket yaparak;
Ham madde ve ara malı girdi ihtiyaçlarını; Mevcut yatırım kapasitesi ile bunları üretme imkânlarını; Yeni yatırım yapma eğilimlerini tespit etmek gerekir
Devlet; gübre ve kâğıt üretimi ve benzerlerini doğrudan doğruya yapmalı, hububat üretimine, pamuk ve pamuk ipliği üretimine yüksek teşvikler verilmelidir.
Devlet tarım, hayvancılık ve tohum işletmeleri kurmalı, tahıl üretiminde yol göstermeli, tohum ihtiyacını karşılamalıdır. Çiftçiye Türkiye şartlarına uygun olan ve verimli olan hayvan dağıtılmalıdır.
Et ve Süt Kurumu, her ilde bir şube açmalı; üreticiden hayvanı doğrudan satın almalı, tüketiciye işletme giderlerini karşılayacak fiyattan, spekülatifi önlemek için gerektiğinde zararına satış yapmalı ve zarar sosyalize edilmeli yani hazine tarafından karşılanmalıdır.
Ham madde teşvikleri, üretimden önce kredi desteği ile ve üretimden sonra, toplam üretim değerinin en az yüzde 15’i oranında nakit olarak verilmelidir.
Bilgi, teknoloji, sermaye, nitelikli eleman temini, Ar-Ge birimi oluşturma gibi alanlarda teşvik destek mekanizmaları, il sanayi odaları aracılığı ile hazine tarafından verilmelidir.
4. Organik Tarım ve Hayvancılık.
Tarımsal üretimde dönüşüm.
Dünyada organik tarım ürünlerine talep artışına uygun, organik tarım ve hayvancılık teşvik edilmelidir.
Devlet organik tarım ve hayvan üretme çiftlikleri kurarak, öncülük edecek, tohum ve damızlık hayvan temin edilmelidir.
Organik ürünlere daha yüksek maddi destek vermek gerekir. İl tarım müdürlükleri ve ziraat odaları, organik tarım ve hayvancılık desteklerinde müşterek denetim yapmaları gerekir.
Tarımda yarı kamusal yetkide üretici birlikleri kurulmalıdır.
Aynı tür tarım ve hayvancılığa uygun olan iller arasında tarım bölgeleri kurulmalı ve bu bölgelerde yarı kamusal nitelikte “devlet organik tarım ve hayvancılık ürünleri organize sanayi bölgeleri ve üretim tesisleri” yapılmalıdır. Bu tesislerde çalışanların ücret ve maaşlarının beşte biri kesilerek yerine tesisin hisse senedi verilmeli. Aynı şekilde ürününü teslim eden üreticiye de ürün bedelinin beşte biri kesilerek yerine hisse senedi verilmeli. Bu durumda zaman içinde tesis, üretici ve çalışanların malı olacaktır. Ancak devlet altın hisseye sahip olacak ve organize ve yönetimde söz sahibi olacaktır.
Tarımda kooperatifleşme teşvik edilmeli. Kooperatife dahil üretici, aynı zamanda isterse üretimde ve hasatta işçi olarak çalışabilmelidir.
Aşağıda; özet halinde Kars-Ardahan bölgesi için organik ürünler organize sanayi bölgesi önerisi yer alıyor. 20 sene önce bu öneriyi o zamanki Tarım Bakanlığı yerinde görmüştü ve fakat her alanda olduğu gibi bu projeyi de yozlaştırdılar.
Kars-Ardahan Hayvansal Organik Ürünler Organize Sanayi Bölgesi
Kars-Ardahan’da ortak bir alan, söz gelimi birbirine yakın üç-beş köyü, Hayvansal Organik Ürünler Organize Sanayi Bölgesi olarak kurulacak. Bu alana yakın bölgelerde, aynı zamanda besi organize sanayi bölgeleri kurulacaktır.
Kars-Ardahan Hayvansal Organik Ürünler Organize Sanayi Bölgesi İdaresi, her iki vilayetin il özel idareleri, ticaret ve sanayi odaları, ticaret borsaları, ziraat odaları tarafından valilerin başkanlığında olacaktır.
Besi Bölgelerinde:
Hayvan üretimi,
Hayvansal atıkların ortak değerlendirilmesi (Biyogaz gibi),
Ortak yem bitkileri üretimi,
Ortak mera kullanımı,
Ortak süt sağma tesisleri.
Üretim ve pazarlama alanında ise:
Süt ve süt ürünleri fabrikası,
Soğuk Hava Deposu,
Kalite kontrol amaçlı Akredite Laboratuvarı,
Organize süt-süt tozu ve peynir imalatı,
İhracat ve iç pazarlama, yapılacaktır.
Türkiye’nin bir başka önemli potansiyeli, organik bal üretimidir. Ülkemizin ekolojik koşulları organik bal üretimi için uygundur. Özellikle Kuzeydoğu Anadolu’da flora zengindir, sentetik kimyasalların kullanımı sınırlıdır.
Üretim ve pazarlama, yarı kamusal üretici birlikleri şeklinde olursa, etkinlik artar.