Kritik günler öncesi kritik kurultaylar
Mahallî seçimlerin öne alınacak olmasıyla birlikte Türk siyasî hayatı hızlı bir döneme girecek... Üç etaplı bir yarış, Türkiye’nin önümüzdeki kritik yıllarını şekillendirecek... MHP’nin desteğiyle 2013’e çekilecek olan mahallî seçimler, 2014 Cumhurbaşkanlığı ve 2015 genel seçimleri açısından laboratuvar niteliği taşıyacak...
Sağın oy sayısı itibariyle iki büyük partisi AKP ve MHP bu zorlu ve önemli virajlara kurultaylarla girecek... Kadrolar yenilenecek mi, yoksa eski kadrolarla mı devam edilecek soruları kurultaylarla cevap bulacak... Son üç genel seçimi oylarını yükselterek geçiren iktidar partisi, ‘başarı’nın getirdiği bir teslimiyet sonucu liderin iki dudağı arasında yeniden yapılanacak...
Ama MHP açısından durum farklı... 1969’dan beri muhalefetteyken girdiği bütün seçimlerde oylarını arttıran MHP, son seçimlerde tarihinde ilk defa muhalefetteyken oy kaybetti... Hemen hemen hiç kimsenin üzerinde durmadığı belki de gözden kaçırdığı bu olumsuz envanter ve son on yıla damgasını vuran ‘durağan görüntü’, doğaldır ki, 4 Kasım’daki kurultayı farklı kılacak... Ülkenin içinde bulunduğu kritik duruma ve milliyetçi potansiyeli büyütmesi gereken sosyal ve siyasî şartlara rağmen partinin belli bir seviyeye çakılı kalması, hatta ‘barajı geçiyor’olmayı neredeyse ‘başarı’gibi sunan bir anlayışla yönetilmesi, taban tarafından ‘katlanılabilir’ olmaktan çıkmış durumda...
Dolayısıyla hem MHP hem de Türkiye açısından büyük önem taşıyan kurultay, 2009’daki ‘tek adam’ve ‘tek liste’li kurultaydan farklı geçecek... Devlet Bey’i de sayarsak,şu ana kadar 6 isim adaylığını açıkladı... Geçen haftaki bir yazımda, kurultayla ilgili bazı sorular sormuş, “Bu sorulara verilecek ikna edici cevaplar, kimin yerinde kalacağından veya kimin onu devirip, görevi devralacağından daha önemlidir... Adayları izleyip, bu konuya temas etmeye devam edeceğiz” demiştim...
Koray Aydın’ın Ankara’daki adaylık açıklamasını ve onu takip eden televizyon programlarını izleme imkânım oldu... Aydın’ın coşkulu kalabalık önünde yüksek performansla okuduğu ve daha sonra televizyon programlarında vurguladığı ‘taahhütname’ niteliğindeki konuşma oldukça iddialıydı...
Aydın’ın seçilmesi durumunda MHP’de neleri değiştireceğine dair vurguladığı farklar incelenmeye değer... Koray Aydın, milletvekili aday tesbitinde halen yüzde 100 olan Genel Merkez ‘kontenjan’ını en fazla yüzde 6’yla sınırlandırıyor... Böylece kendisinde yeterlilik gördüğü halde, ne yaparsa yapsın Genel Merkez kontenjanının önüne geçme imkânı bulunmayan partililere hareketlilik getirecek, tasfiye edilmiş ‘merkez sağ’dan toplama eskilerin tercih edilme ihtimali ortadan kaldırılmış olacaktır... Bu MHP için bir yaraydı ve bu noktada teşhis ve tedavi yöntemi doğru gözükmektedir... Yine ‘önseçim’ adı altında yapılan ve ‘gizli sayım’la sonuçlandırılan tartışmalı oylama yerine, sayımın açık yapıldığı ‘resmî önseçim’taahhüdü bu konuda adaleti vaad ediyor...
Partiyi ‘kontrol altında tutmaya yarayan’, bu amaçla üye kaydetmekten kaçınan bir anlayışın terkedileceği verilen önemli sözler arasında... Teşkilatlarda resmî delege seçimi yapılmaması için başvurulan ‘sınırlı üye’ taktiği yerine, üye kayıtlarının bir siyasî şenliğe dönüştürülmesi ve elektronik ortamda sınırsız biçimde yapılması sözü kayıt altına alınmış durumda...
Aydın’ın programında gözümüze çarpan en önemli özelliklerden birisi de adeta keyfiyete dönüşen ‘görevden almalar ve fesihler’le ilgili ‘partiçi demokrasi’ garantisi... Yine genel başkanlık ve milletvekilliği görev sürelerine sınır getiriliyor olması mevcut hâlle aradaki farkı ortaya koyması açısından hayati öneme sahip...
Bu taahhütlere resmiyet kazandırmak için ilk işinin ‘tüzük kurultayı’ toplamak olduğunu ‘şeref sözü’yle bağlayan Koray Aydın’ın teknik işleyişe yönelik büyük değişiklikler içeren bu sözleri elbette çok önemli... Ama ondan daha önemli değişiklik teklifleri de var... Bu da ‘bir gün bile yolu bu partiden geçmiş herkesi kucaklama’ iradesi ve partiyi ideolojik anlamda ‘ülkücü köklerine döndürme’ sözü... Kurultaya kadar sıklaştıracağımız periyottaki yazılarımızdan birisini bu konuya ayıracağız...
Doğrusu Koray Aydın’ın genel başkanlığa talip olduğu programda ‘A gidecek, B gelecek’ basitliğinin çok ötesinde tesbit, teşhis ve tedavi metodları göze çarpıyor... Kendilerini ‘milliyetçi’ olarak tanımlayanların bile birinci partisi olmaktan çıkan MHP’de ideolojik anlamda öze dönüşle ilgili görüşlerimizi bir başka yazıya bırakarak şu sözümüzü tekrarlamış olalım... Başta MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli olmak üzere, diğer adayların, hatta çıkacak olan adayların geleceğe ilişkin program ve projelerini burada değerlendirip tartışacağız...
Özellikle Devlet Bey’in daha önce yapılmayan ama bundan sonra yapılırsa partiyi ileriye taşıyacağına inandığı görüşlerini ve taahhütlerini aktarıp, takip edenlere mukayese imkânı sağlayacağız... Tabii heyecan bekleyen kitleyi dalgalandıracak bir program hazırlayarak, bunu kurultaydan önce kamuoyuna sunarlarsa... Aksi halde niyet okuyacak durum olamayacağına göre, bunu mevcut statükonun devamından memnuniyet duyacaklarına yorumlayabileceğiz ancak...