1998 yılında, Tip Ia süpernovalarının gözlemleri karanlık enerjinin varlığını ortaya koydu. Evrenin hızlanan genişlemesinden sorumlu bu enerji, evrenin toplam enerji yoğunluğunun %68’ini oluşturuyor. Karanlık enerjinin fiziksel doğası, bilim dünyasının en büyük bilinmezlerinden biri. Bu bağlamda, Karanlık Enerji Spektrometresi (DESI) projesi, karanlık enerjinin dinamik özelliklerini anlamayı hedefliyor.
2024 yılı Nisan ayında DESI ekibi, evrenin üç boyutlu en büyük haritasını yayımlayarak geç dönem genişleme tarihini %1'den daha yüksek bir doğrulukla ölçtü. Bu bulgular, karanlık enerjinin geleneksel anlamdaki sabit bir kozmolojik sabit olmayabileceğini, aksine dinamik bir evrimsel yapıya sahip olabileceğini gösteriyor.
QUİNTOM-B MODELİ VE YENİLİKÇİ YAKLAŞIMLAR
Araştırmada, karanlık enerjinin zaman içindeki evrimini yeniden yapılandırmak için Gaussian süreç yöntemi kullanıldı. Bulgular, karanlık enerjinin Quintom-B modeline uygun olarak hem "fantom" hem de "özdek" rejimlerine geçtiğini ortaya koydu. Bu model, Zhang Xinmin liderliğindeki ekip tarafından 2004 yılında önerilmişti.
Araştırmacılar, bu dinamik özelliği anlamak için üç farklı değiştirilmiş kütle çekim teorisi üzerine odaklandı: f(R), f(T) ve f(Q) yerçekimi teorileri. Yapılan analiz, bu modellerin Quintom dinamiğini etkili bir şekilde açıklayabildiğini ve geleneksel LCDM senaryosuna göre hafif bir sapma gösterdiğini ortaya koydu.
GELECEK PERSPEKTİFLERİ
DESI’nin sunduğu yeni veriler, karanlık enerjinin sadece bir sabit olmadığını ve dinamik özellikler taşıdığını işaret ediyor. Bu durum, evrenin genişleme hızını ve karanlık enerjinin doğasını anlamada yeni bir bakış açısı kazandırıyor.
Araştırmanın baş yazarı Prof. Yi-Fu Cai, bu çalışmanın daha fazla bilim insanını karanlık enerjinin temel özelliklerini keşfetmeye teşvik edeceğini umuyor. Gelecekteki araştırmalar, hem gözlemsel hem de teorik açıdan karanlık enerjiyi daha derinlemesine anlamamıza katkı sağlayabilir.