“Kendim için bakım yapıyorum” sözü tartışmaya açık bir kelimedir. Çoğunluk bu düşünceyi savunsa da karşı cinsi etkileyebilmek için çekici hale gelme çabasında olanların oranı çok yüksektir.
Bu dediğime “Çok saçma” yanıtını verenleri duyar gibiyim. O zaman size bir soru: Evden dışarıya çıkmayacak kişinin makyajını yapıp şık kıyafetler içinde evde zaman geçirme yüzdesi kaçtır. Çift hane olma olasılığı çok düşüktür.
Öyle olsa 2 gün evde kalan kişi o zaman kendim için diyerek makyajını yapıp şık kıyafetler içinde evinde zaman geçirmesi gerekmez miydi?
Bir kişi markete gitse en azından saçını tarayıp, üzerine uygun kıyafetler giyer. O gidilecek yer önemliyse saç bakımına ilaveten tırnak, ruj, maskara, fondöten de sürmeyi ihmal etmezdi.
Düğün dernek gibi yerlere gidilecekse önceden randevu alınıp kuaförlere gidilir, profesyonel kişilere makyaj yaptırılır, kıyafetler ve ona uygun ayakkabılar günler öncesinden seçilirdi.
AİLELER DE KAZANÇLI
Ama insanların alım gücünün düşmesi kozmetik sektörünü de olumsuz etkiledi. Önceden kadın ve erkek ürünleri üretilirdi. Bu ürünler de büyük rağbet görürdü. Şimdilerde ise kozmetik sektörü cinsiyet ayırımı yapmadan ürünler üretmeye başladı.
Hem kadın hem de erkeklerin kullanılabileceği ürünler büyük rağbet görmeye başladı. Bir ürünü alan eşiyle ürünü ortaklaşa kullanmanın mutluluğunu yaşamaya başladı. Böylece bütçeden de aynı anda yüksek meblağların çıkmasının da önüne geçildi.
Kozmetik sektörü de bu üretimden karlı çıkıyor. 2 ürün için yapacağı reklam sayısı teke düştü. 2 ürün yerine tek ürün üreterek elektrikten, işçilikten kazanç sağlamış oldular.
