Köy enstitülerinin kapanması bende acı bir yaradır buralar kapanmasaydı Türkiye şaha kalkmıştı" dedi.
Artvin'in Şavşat ilçesine bağlı Kireçli Köyü'nde yaşayan Kars Köy Enstitüsü’nden mezun 92 yaşındaki emekli öğretmen Timur Şahin, enstitülerde öğrencilerin yeteneklerine göre yetiştirildiğini belirterek enstitülerdeki eğitim sistemini bugünkü eğitim sistemiyle karşılaştırdı.
Emekli öğretmen Timur Şahin, köy enstitüsüne gitmeye nasıl karar verdiğini şöyle anlattı:
"Kars Cilavuz Köy Enstitüsü mezunuyum. Köyde 120 tane koyunum vardı. Gece yatarken Timur kaç tane koyunun var 120 tane ve günde 5 koyun giderse kaç gün yeter? 20-21 gün işte o zaman seni kurtarmaz dedim. Sabah kalktım yalnız gitmeye de cesarete edemediğim için köyden ilkokul arkadaşım Elfaz Keskin'e Kars'taki köy enstitüsüne kayıt yaptırmaya gidiyorum birlikte gider miyiz diye teklif ettim. Arkadaşım da kabul etti. Babası ben seni 4 yıl boyunca okutamam ve o yüzden de gönderemem deyince; baba ben okumaya Timur beyle gideceğim ister gönder ister gönderme dedi. Bunun üzerine arkadaşımla Kars'a gittim o gece o okulda misafir edildik sabahta müdür beyin yanına çıktık. Kendimizi tanıttıktan sonra müdür beye dedim ki sayın müdürüm biz annemizin babamızın haberi olmadan köy enstitüsünde okumak için buraya geldik ve kaydımızın yapılmasını istiyoruz. Dedi ki "Oğul burası yatılı bir okul ve ben buraya kaydedersem paramla okutmam gerekir ve bu sene gidin babanıza annenize yardım edin derslerinize çalışın ve gelecek sene okullar açılmadan 20 gün öncesinde gelin imtihana girin ve inşallah kazanıp okur ve istikbal sahibi olursunuz" dedi. Bizlerde ertesi sene Kars'a gittik imtihana girdik ve nasipte de varmış ve imtihanı da kazandık ve 5 sene tahsil yaptık. İlk kez Balıklı Köyü'nde göreve başladım.
"KÖY ENSTİTÜLERİNDE ZEKA VE KABİLİYET TESTLERİNE TUTULURDUK"
Hayranım köy enstitüsü eğitimine, bizi zekâ ve kabiliyet testine tabi tuttular. Kabiliyeti marangozda gelişmiş çocukları marangoz atölyesine, müzik yönünden kabiliyeti gelişmiş çocukları müzik bölümünde çalıştırdılar. Demircilik hatta şoför kursu bile vardı. Her meslekle ilgili kişileri yönlendirip meslek eğitimine tabi tuttular ve benimde müzik kabiliyetim olduğu için 5 yılımı müzikle geçirdim fakat bir talihsizlik oldu. O yıla kadar yani mezun olduğum yıla kadar müzikle ilgilenenler Kars'ta imtihan edilirdi. Ne yazık ki o zaman bakanlıktan gelen yazıda şöyle diyordu: "Müzik, beden eğitimi, resim iş gibi kabiliyet derslerinden imtihana girecek olanların Ankara'ya gelmeleri gerekiyor. "Ben de müziğe müracaat etmiştim ama o imkânı elde edemediğim için ve dolayısıyla da imtihana gidemedim o da ben de ukde olarak kaldı.
"LİSEYE GİREN ÇOCUKLARIN KABİLİYET TESTLERİNE TABİ TUTMALARI GEREKİR"
Okulu bitirdikten sonra; çobanla çobandım, çiftçiyle çiftçilik yaptım, tarımla uğraşanlarla da tarım önderliği yaptım. Bizim burada korunga ve yonca ekilmezdi ama ben ilk kez bu ikisini ektim ve köyümüzde yılda üç kez korunga ve yonca ürettim. Bugünkü eğitimle karşılaştırmayı şöyle istiyorum. Bugün eğitim enstitüsünden mezun olan bir vatandaş veya üniversiteyi bitiren vatandaş çivi çakmasını ve keser tutmasını bilmiyor. Bu da acı bir gerçek. Benim dört tane torunum var çocuklarımı meslek sahibi yaptım ama torunlarım babalarının ve büyükbabalarının cüzdanına bakıyorlar bende üzülüyorum. Liseye giren çocukların kabiliyet testlerine tutarak kabiliyetlerine göre yönlendirilseler ve ona göre çocukları yetiştirseler ülkemizde gençlerimiz iş sıkıntısı çekmez. Köy enstitülerinin kapanması bende acı bir yaradır ve eften püften sebeplerle köy enstitülerini kapadılar ve buralar kapanmasaydı Türkiye şaha kalkmıştı.