Kendi köylerinde topraksız kaldılar

Kendi köylerinde topraksız kaldılar

Elazığ Kovancılar İlçesi'ne bağlı Ekinözü Köyü’nün muhtarı Hayati Sinem, Züğürt Ağa filminin köylerinde gerçekleştiğini söyledi. Sinem, "Burada yaşayan insanlara yaşam alanı sunulmamıştır" dedi.

ANKA''nın haberine göre, Elazığ Kovancılar İlçesi''ne bağlı Ekinözü Köyü’nün muhtarı Hayati Sinem, “Halil Bey ve Rufekası Beyler Vakfı” ile ilgili olarak; “İçme suyu kaynaklarının bulunduğu alanlar vakıf adına tescillidir. Köyümüzün meraları vakıf adına kapatılmıştır. Köyümüzün bir tarafı da vakıf tarafından kiraya verilerek güneş panelleri ile kapatılmıştır, diğer tarafı da yine vakıf tarafından taş ocağına kiraya verilmiştir. Taş ocağı tarafından yapılan patlatmalar neticesinde köyümüzün içme suyu kaynaklarının önemli bir kısmı kurumuştur. Köyümüz Züğürt Ağa filminde anlatılanları yaşıyor. Yetkililerin bizi bu zulümden kurtarmasını bekliyoruz” açıklamasını yaptı.

İl merkezine 80, ilçe merkezine de 8 kilometre mesafedeki köylerinde yaşadıklarını “Ağalık Sistemi” olarak tanımlayan Muhtar Hayati Sinem, DEVA Partisi İl Başkanlığı’na verdiği dilekçede şu bilgileri verdi:

“1956 YILINDA  KÖYLÜNÜN ADINA TESCİL EDİLDİ”

Muhtar Hayati Sinem, "1700’lü yıllarda Osmanlı İmparatorluğu döneminde Palu beyi olan Halil bey tarafından, köyümüz; Ekinözü gelirinden kendi soyundan gelenlerin faydalanacağı şekilde vakfedilmiştir. Vakfın adı ‘Halil Bey ve Rufekası Beyler’ vakfıdır.

1956 yılında toprak reformu yapılmış ve vakıf adına kayıtlı tüm taşınmazlar bedeli karşılığında köylüye dağıtılarak köylü adına tescil edilmiştir. Köylüye dağıtılan tüm bu taşınmazların bedeli köylüden toplanarak vakfa ödenmiştir.

Tescili kabil olmayan taşlık, kayalık, dere yatağı yerler ise, tescil harici bırakılarak kamunun ortak kullanımına tahsis edilmiştir. Aynı şekilde 11 bin dönüm köy merası vasfında olan yerler de mera olarak tescil edilerek köyümüzün kullanımına tahsis edilmiştir.

1970 yılında vakfın mirasçıları, sahip oldukları siyasi, sosyal nüfuz ve vakıf adının toplumumuzdaki dini ve manevi saygınlığını kullanarak, tescili mümkün olmayan kayalık, taşlık, köy merası, çeşme, mezarlık vb. tüm taşınmazların yolsuz bir şekilde vakıf adına tescil edilmesi için çalışmalara başlamıştır" dedi.

“ZÜĞÜRT AĞA FİLMİNDEKİ GİBİ”

"Maalesef söz konusu vakfın çalışmaları başarılı olmuş, toprak reformu ile köylüler adına tescil edilen taşınmazlar dışındaki her şey kanuna aykırı bir şekilde vakıf adına tescil edilmiştir" diyen Muhtar Hayati Sinem "Köylüler adına bedeli karşılığında tescil edilen ekilebilir nitelikteki yerlerin tapularını değiştirememişler ancak bunlar dışındaki yerlerin tamamını vakıf adına tescil ettirmişlerdir. ‘Züğürt Ağa’ filmindeki gibi, devlet gelince taşınmazların gerçek vasıfları ile tescil edilmesine razı olmuşlardır. Ancak devlet gittikten sonra maalesef tehdit, korkutma veya kandırma yolu ile 11 bin dönüm taşınmazı usulsüz bir şekilde vakıf adına tescil ettirmişlerdir. ‘Züğürt Ağa’ filmindeki gibi vakıf adına gözüken usulsüz tapularda tanık olarak köylülerin ismi gözükmektedir. Yani köy merası, dere yatağı, kayalık, mezarlık cami gibi yerlerin tamamı için köylüler tapu memurunun huzuruna gelerek bu yerlerin vakıf olduğuna güya tanıklık etmişler. Köylüler, böyle bir beyanda bulunmuşsa bu beyanı baskı tehdit veya kandırma sonucu verdikleri açıktır. Kaldı ki, ortada resmi tapu kayıtları varken bunlara aykırı tanık beyanları esas alınarak vakıf olarak tescil edilmesi de bu taşınmazların gerçekte vakıf olmadığını açıkça göstermektedir" diye konuştu.

“VAKIF TAŞ OCAĞINA YER VERDİ”

Muhtar Hayati Sinem "Yüzyıllardır köyümüzü besleyen içme suyu kaynaklarının bulunduğu alanlar vakıf adına tescillidir. Köyümüzün meraları vakıf adına kapatılmıştır. Köyümüzün diğer tarafı da vakıf tarafından kiraya verilerek güneş panelleri ile kapatılmıştır. Köyümüzün diğer tarafı da yine vakıf tarafından taş ocağına kiraya verilmiştir. Taş ocağı tarafından yapılan patlatmalar neticesinde köyümüzün içme suyu kaynaklarının önemli bir kısmı kurumuştur" dedi.

“DEVLET DOLANDIRILMAKTADIR”

Muhtar Hayati Sinem "Usulsüz bir şekilde vakıf adına tescil edilen taşınmazların hiçbiri ekilebilir nitelikte değildir. Tescil harici yerleri dahi tescile uygun göstermek amacıyla gerçeğe aykırı bir şekilde tapuya tarla vasfında kaydedilmiştir. Taşınmazların hiçbiri ekilebilir nitelikte değildir ve bugüne kadar hiçbir şekilde ekilmemiştir. Ancak Kovancılar İlçe Tarım Müdürlüğü kayıtları incelendiğinde açıkça görülecektir ki, bu kayalık yerlerin tamamı yıllarca ekilmiş gösterilerek devletten tarım teşvik, mazot desteği, tohum desteği adı altında yüklü miktarlar tahsil edilmiştir. Vakıf gibi kutsal bir isim kullanılarak maalesef içinde yetim hakkı bulunan devlet dolandırılmaktadır" diye konuştu.

“TAPULARA DAYANARAK SATIŞ YAPIYOR”

"Maalesef vakıf, elindeki usulsüz tapulara dayanarak satışlar yapmaktadır" diyen Muhtar Hayati Sinem "Özünde kamunun malı olan bu taşınmazlardan belli bir soydan gelen kişilerin zenginleştirilmesi için kullanılıyor olması hiçbir vicdanın ve hukuk kuralının kabul edebileceği bir durum değildir. Yolsuz tescil edilen tapu kayıtlarının mahkeme eli ile düzeltilmesi de düşünülebilir ancak, oluşacak yargılama giderlerini köyümüzün karşılaması mümkün olmadığından maalesef bu yola girilememiştir. Köylülerimizin kendi aralarında topladığı paralarla ancak bir parsele ilişkin Kovancılar Asliye Hukuk Mahkemesi’nde tapu iptali ve tescil davası açılmış bu dava devam etmektedir. Halil Bey ve Rufekası Beyler Vakfı’nın hayır işleri ile hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Tek amacı, Halil beyin soyundan gelen insanlara gelir sağlamaktır. Ekinözü Köyü olarak naçizane talebimiz şundan ibarettir; köylüler adına tescilli bulunan alanlar konusunda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. Bu alanlar 1956 yılında bedeli ödenmek suretiyle köylüler adına tescil edilmiştir. Ancak 1970’li yıllarda vakıf adına tescil edilen tüm taşınmazlar konusunda ihtilaf bulunmaktadır. Tesciller gerçeğe ve hukuka aykırıdır. Bu nedenle, vakıf adına kayıtlı tüm taşınmazların 1956 kayıtları gözetilerek tapu kayıtlarının düzeltilmesi, gerçek vasıflarına çevrilmesinden ibarettir" dedi.

Köylünün derdini dinlemek için Ekinözü köyüne giden DEVA Partisi Elazığ İl Başkanı Mehmet Kangal ve Kovancılar İlçe Başkanı Adem Sağır; Muhtar Hayati Sinem’den bilgi alarak şunları söylediler:

Mehmet Kangal: “Bugün Ekinözü Köyü''ndeyiz. Tarihi bilinen ismiyle Habap Köyü''ndeyiz. Muhtarımız sağ olsun, bizleri davet etti ve bazı sıkıntılardan bahsetti. O sebeple parti teşkilatımızla, ilçe teşkilatımızla ve köylü vatandaşlarımızla bir araya geldik. Habap Köyü''nde gerçekten vatandaşlarımız mağdur ve seslerini duyurmak istiyorlar. Neden mağdur? Köyde adı sanı bilinmeyen ve herhangi bir köyle bağlantısı olmayan bir vakıftan bahsettiler. Ve bu vakıf zamanında köylünün ortak alanlarını ve özellikle mera alanlarını kendi adına tescil ettirmiş ve bugün itibarıyla de köylüye yaşam alanı sunmamaktalar.''''

Adem Sağır: “Buradan bu gün Ekinözü Köyü''nde DEVA Partisi İl Başkanım değerli yönetimiyle birlikte Ekinözü Köyü muhtarının daveti üzerine geldik. Sağ olsun il başkanı bizlere duyarsız kalmadı, bu konuda. Ekinözü Köyü Habap Köyü''müz tarih kokan bir köydür ve tarihe hükmetmiş, medeniyetlik yapmış bir köyümüzdür. Ama malumunuzdur ki, bugün Ekinözü Köyümüz sahipsiz bir şekildedir. Muhtarım köylü vatandaşlarımızla beraber mücadelesini vermektedir. Yalnız verdiği bu haklı mücadelenin karşılığını alamamaktadır. Bizler de sayın muhtarıma destek olma açısından ve gerçekten yanında samimi bir şekilde olduğumuzu belirtme açısından, il başkanımızla beraber buraya geldik. Gerekli açıklamaları sayın il başkanım yaptı. Kendilerine çok teşekkür ediyoruz, bizleri kırmadığı için. Her konuda bizim yanımızda olduğu için, teşekkür ediyoruz.''''

Köy Muhtarı Hayati Sinem: ''''Malumunuz köyümüzde yıllardır süregelen çok ciddi sorunlarımız vardır. Gasp edilen mera arazilerimiz vardır. İçme suyuna 200 metre mesafede verilmiş taş ocağı ruhsatı vardır. Köyümüz suyu tamamen kesilmiştir. Bu minvalde ilgili tüm yerlere müracaatlarımız olmuştur. Köy ciddi bir mağduriyet yaşamaktadır. Mağduriyetlerin en büyüğü ise 11 bin dönüm mera vasfına sahip arazilerimizin, özel bir silsileden gelen aile vakfına dönüştürülmesidir. Bunun sonucunda ne burada yaşayan insanların ne de burada hayvancılık eden insanların ve hayvanların yaşam alanına tasallut olunmuştur. Yaşam alanı sunulmamıştır. Bu minvalde yetkililerimizden gerekenin yapılıp bu konuda da bize destek sunmalarını önemle rica ediyorum.''''

İŞTE ZÜĞÜRT AĞA FİLMİNİN KONUSU

En iyi Türk filmlerinden biri olan Züğürt Ağa''nın başrolünde usta oyuncu Şener Şen yer alıyor. Filmin senaryosunu Yavuz Turgul yazıyor, yönetmenliğini ise Nesli Çölgeçen üstleniyor
Züğürt Ağa filminin konusu şöyle; Haraptar adlı köyün haşmetli ağası (Şener Şen), her gün yeni bir kan isteyen babası Abdo’yla yaşadığı yörede egemenliğini sürdürürken her şey tersine gelişir. Yanaşmalarının küçük kızıyla gerdeğe giren baba, yaşamını yitirir. Köylüler ağanın ürünlerini çalıp satarlar. Kuraklık nedeniyle topraklarını da baraj yapmak isteyen politikacılara satarak kendini kente atan ağa, burada da tutunamayacaktır. Karısına varıncaya kadar herkesin terk ettiği ağaya sadık kalan yalnızca yanaşmanın kızı Kiraz’dır.

İlgili Haberler