Bir dönem Hükümet medyasının önde gelen isimlerinden olan Fehmi Koru, kişisel internet sitesinde gündeme ilişkin değerlendirmeler yapmayı sürdürüyor. Koru, bugünkü yazısında Meral Akşener’in kuracağı yeni parti üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Bahçeli’nin baraj altı kalma riskinin olduğuna vurgu yapan Koru, MHP’nin AKP çatısı altında seçimlere gidebileceğini iddia etti.
İşte Koru’nun o yazısı:
Nereye gitsem, hangi ortamda bulunsam mutlaka gündeme gelen bir soru var: “Yeni bir siyasi parti kurma çabasına giren Meral Akşener ne yapar?”
Soruyu yöneltenlerin önemli bir bölümü, bunu, olumlu bir gelişme beklentisiyle soruyor, başarılı olmasını dilediklerini belli ediyorlar.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti genel başkanı Tayyip Erdoğan’ın.. partisi saflarında yer alan bakanlar, milletvekilleri, il ve ilçe başkanlarına dönük platformlarda tekrarladığı.. ‘Metal yorgunluğu’ tespitinin bir başka yüzü bu olsa gerek.
Bu da benim Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti yönetimine bir saha raporum olarak kayıtlara geçsin: Şu sıralarda insanlar yeni alternatiflere kulak verme eğilimindeler…
Mihenk taşı
Soruya benim cevabım şu oluyor: Zamanın ruhuna uygun kurulmuştu AK Parti, halktan bu sebeple ilgi görmüş, ilk seçimde iktidara taşınmıştı; her yeni arayışın mihenk taşı aynıdır: Zamanın ruhuna uyan çıkışlara kulak veren mutlaka bulunur.
Meral Akşener’in mesajları ve yanına aldığı kadrolar bu mihenk taşına vurulacak, partileri ya büyük ilgi görecek, ya da Türkiye’de sayıları hiç de az olmayan partiler arasına bir yenisi olarak katılacaktır.
Hangisi olabilir sizce?
Unutuluyor, o sebeple hatırlatayım: Meral Akşener AK Parti’nin kuruluş kadrosunda yer alan bir isimdi. 28 Şubat günlerindeki dik duruşu sebebiyle, AK Parti’yi oluşturan kadro, kendisini mutlaka aralarında görmek istiyordu. Meral Hanım partinin hazırlık çalışmaları içerisinde en baştan itibaren yer alıyordu.
Afyon’da yapılan ve AK Parti’nin kuruluş belgeleri ile kurucu olarak ilân edilecek kadronun belirlendiği toplantıda ipler koptu.
“Vitrin için düşünülen isimler fazla Refah Partili görüntü verdiği için…”
Tayyar Altıkulaç ‘Zorlukları Aşarken’ adını verdiği üç ciltlik anılarında iplerin koptuğu ve kendisi gibi “Daha geniş kesimlere açık bir parti olmak lâzım” görüşünü benimseyenlerin araçlarına binip Afyon’dan ayrılmalarına yol açan süreci etraflıca anlatır.
Meral Akşener de ayrılanlar arasındadır.
Ancak Tayyar Altıkulaç’a telefonla ulaşılmış ve geri dönmesi sağlanmıştır; kurucular arasında yer almayan ve daha sonra MHP’ye geçen Meral Akşener’e ise ulaşılamadığı anlaşılıyor.
Bilindiği gibi, AK Parti, geniş kapsamlı bir kadro ve toplumun her kesimine hitap eden bir vizyonla kuruldu.
Akşener’in kadrosu
Yeni oluşumun çekirdek kadrosunda MHP’de kongre yapılmasını isteyen, ancak önlerine yargı duvarı çıkarılan kişiler bulunuyor. Daha sonra partiden ihraç edilen milletvekilleri ile onlarla birlikte hareket ettikleri için görevden alınan MHP il ve ilçe başkanları…
DYP’de bulunduğu sırada omuz omuza mücadele verdiği bazı önemli isimlerin de Akşener’e destek çıktığını duyuyorum.
Geniş kadro ne kadar geniş olacak, şimdilik bilinmiyor.
Bahçeli neden duyarsız kalıyor?
Konu üzerinde düşünürken benim aklımı en fazla kurcalayan, MHP’nin –daha doğrusu Devlet Bahçeli’nin– bu arayışa duyarsız ve ilgisiz kalması.
Doğrudan partisini ve kendisini ilgilendiren bir konuda bu duyarsızlığın sebebi ne olabilir?
Öyle ya… Kurulur ve halktan beklenmedik bir ilgi görürse kendilerine de zararı dokunur diye, görüyoruz, başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere AK Parti yetkilileri teyakkuz haline geçmiş bulunuyor. Bu sebeple, ‘metal yorgunluğu’ teşhisi eşliğinde partisini hallaç pamuğu gibi atma hazırlığına girdi Cumhurbaşkanı Erdoğan.
MHP lideri Bahçeli gelişmeyi umursamıyor bile.
Oysa, oylarından birazı yeni oluşuma gidecek olsa MHP yüzde 10 barajına takılabilir.
Endişe duyması gerekmez mi MHP liderinin?
Neden acaba?
“Yel kayadan ne aparır” diye düşünüyor olabilir mi?
Genellikle liderler ayrılıklar söz konusu olduğunda “Kalan sağlar bizimdir” moduna girerler.
Yeni bir ittifak mı yoksa…
Aklıma gelen bir başka senaryo, 7 Haziran seçiminden itibaren eski tavrını değiştirdiği ve AK Parti ile çizgi paylaşımına girdiği görülen Devlet Bahçeli’nin, bunu, kapsamlı bir uzlaşma zemininde gerçekleştirdiği ihtimalidir.
Hatırlayalım: 7 Haziran seçimi sonrasında çağrı üzerine Külliye’ye gitti ve seçim hükümetinde yer aldı diye Tuğrul Türkeş’i partiden ihraç eden MHP lideri, milletvekili sayısının yarısını kaybettiği 1 Kasım seçiminin ertesi günü kendisine gelen “Görüşelim” çağrısına olumlu cevap vermiş ve Beştepe’ye giderek Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmüştü.
İşte o görüşmede kalıcı bir uzlaşıya varılmış olabilir (mi?)
Yine unutuluyor diye hatırlatmak gerekir: 12 Eylül (1980) sonrasında tırpan yiyen partilerin liderleri Necmettin Erbakan ile Alparslan Türkeş, ilk iki seçimde partileri yüzde 10 barajına takılınca, 1991 seçimine ittifak yaparak girme kararı almışlardı.
Türkeş ve arkadaşları Refah Partisi listelerinden aday gösterilerek seçime girdiler ve ittifak yüzde 17 oy alarak 62 milletvekili çıkardı.
Alparslan Türkeş ve arkadaşları seçim sonrasında RP’den ayrılıp kendi partilerine geçtiler.
Yapılacak ilk seçimde böyle bir ‘ittifak’ söz konusu olabilir mi?
Meral Akşener partiyi kurabilirse halktan göreceği ilgi bu soruya sağlıklı cevap verebilmemizi sağlayacaktır.