Gülay TUNÇEL - Barış ÇİNÇİN / YENİÇAĞ
Ailesinin de hastalığa yakalandığını ancak belirti göstermediklerini belirten Çil, "Benim ailem de bu virüsü kaptı ancak hiçbirinde belirti olmadı sadece bende belirtiler baş gösterdi. Bende çeşitli semptomlar oldu ama ailemin diğer fertlerinin hayatlarında hiçbir şey değişmedi. Testleri pozitif çıktı ve öyle kaldılar" dedi.
Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Habip Çil’in Yeniçağ’a özel açıklamaları şu şekilde:
“VİRÜSLERİN KESİN BİR TEDAVİ YÖNTEMİ YOK”
"Virüsler için genel bir tedavi yöntemi uygulanıyor. Virüslerin bakteriler gibi kesin bir tedavi yöntemi yok. Mesela biz çeşitli bakteriyel grupları antibiyotik ile tedavi edebiliyorduk. Virüslerde, bakteriler gibi bir ilerleme kaydetmiş değiliz. Özel olarak virüsleri yok eden ilaçlar var ama bunlar bizim bakteriyel durumda elde ettiğimiz gibi başarılı sonuçlar vermiyor. Şöyle düşünün biz çiçek ve kızamık aşısı ile virüsleri tedavi ediyoruz. Eğer bu aşılar olmasaydı, kızamık ve kaba kulak gibi birçok hastalık, insan hayatını olumsuz şekilde etkilemeye devam ederdi. Esas tedavi bunlar aşı ile oldu. Virüslerde tedavinin ana eksenini aşı oluşturuyor. Bu tarz enfeksiyonlarda ilacı doğrudan verelim ve hastalık ortadan kalksın gibi bir durum söz konusu değil.”
“Bu mevcut hastalığa karşı uygulanan tedavilere gelince, sıra dışı sıtma ilaçları etkili oldu ve bu hastalarda kullanmaya başlandı. Korona hastalarında virüsün ana nedeni, vücudun bu hastalığa karşı geliştirdiği abartılı savunma reaksiyonu, yani şöyle düşünün tatlı dil ile çözeceğimiz bir olayı, kavga-dövüş, cam- çerçeve indirerek üstesinden geliyoruz. Dolayısıyla ölümler neden gerçekleşiyor bunu bilmek gerekiyor. Korona virüs hastalarında ölümlerin ana nedeni, hastalığın bu virüse karşı geliştirdiği aşırı savunma reaksiyonudur."
"HASTALARIN AZ BİR KISMI SOLUNUM CİHAZINA BAĞLANIYOR"
"Hastaların solunum cihazına bağlanması bizim istemediğimiz bir tablo. Zaten bu tablo ile az hasta karşılaşıyor ama yine de insanların böyle bir tablo ile karşılaşmasını istemeyiz. Bu hastalarımızın da iyi bir takip ile solunum cihazından ayrılması ve normal hayata dönmeleri için çalışıyoruz. Solunum cihazından geri hayata dönen insanlarımız oldu. Yani, solunum cihazına bağlanan her hastanın hayatını kaybedeceği gibi bir durum söz konusu değil. Bu hastalarımız kesinlikle ümitsiz vaka değiller. Takipleri iyi yapıldıktan sonra eski hayatlarına geri dönmeleri için hiçbir sebep yok önlerinde. "
“AŞI ÇOK ÖNEMLİ”
"Virüslerin temel özelliği ile ilgili durumlar söz konusu. Mesela, kızamık geçiren bir hastanın bir daha kızamık geçirmediğini biliyoruz. Kızamık aşısı almış birisinin de kızamığa yakalanması durumunda bu hastalığı çok hafif belirtiler ile atlattığını biliyoruz. Ancak şunu belirtmek lazım ki korona virüs aşısı ile ilgili bilgilerimiz daha çok yeni. Diğer virüslerle aynı reaksiyonu mu gösteriyor yoksa daha farklı cevaplar olabiliyor mu? Bunu zaman gösterecek.”
“İKİ KEZ YAKALANANLAR VAR”
“Dünyada enfeksiyonu iki defa geçiren bireylere dair vakalar var. Az da olsa elimizde bu tarz veriler var. Ancak şu an için elimizde net bilgiler yok. Belirli bir süre geçtikten sonra konu hakkında daha net bilgiler elde etmiş olacağız. Ancak test ile ilgili şunları söyleyebiliriz. Hastamız test yapmış ise ve negatif çıkmışsa kişinin bünyesinde korona virüs olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bağışıklık kazanıp kazanmadığına ilişkin ise testler var. Bu testlerin sonucunda bağışıklığımız olup olmadığı ortaya çıkıyor. Bir kişinin hastalığa karşı bağışıklık kazanıp kazanmadığını bilmemiz için bu testlerin sonuçlarına mutlak ihtiyaç duyuyoruz. Ama bu testlerden çıkan sonuçlar bizim hayatımızın ne kadarlık bölümü için geçerli, henüz bu konuda bir şeyler söylemek için erken."
Öte yandan kalp hastalığına ilişkin özellikle göğüs ağrısı ve nefes darlığı olan kişiler mutlaka Kardiyoloji hekimine başvurmayı korona günlerinde de ihmal etmesinler. Erken teşhis hayat kurtarır.
Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Habip Çil’in Yeniçağ’a özel açıklamalarını aşağıdaki YENİÇAĞ TV YouTube kanalımızdan izleyebilirsiniz.