DHA’da yer alan habere göre, korona virüsün vücuda etkilerinden bahseden İç Hastalıkları Uzmanı, Dr. Taner Has, “Korona virüse neden olan yeni tip korona virüs, diğer adıyla 2019-nCoV, damlacık ya da temas yoluyla bulaşıyor. Yani hasta bireylerden ortama saçılan damlacıkların solunması veya bu damlacıklarla kirlenmiş yüzeylere temas ile virüs alınabiliyor. Korona virüs ailesinin diğer üyelerine kıyasla çok daha bulaşıcı olduğu görülen korona virüs, ACE/2 olarak adlandırılan proteine bağlanarak çoğalmaya başlıyor” dedi.
"BAZI HASTALARDA AĞIR ZATÜRRE VE SOLUNUM YETMEZLİĞİ GELİŞEBİLİYOR"
Solunum sıkıntısı veya kandaki oksijen düzeyi düşük olan hastaların yatarak tedavi altına alınabildiğini kaydeden Taner Has, “Vücutta en çok akciğerleri tutan virüs; kuru öksürükten ateşe, hafif zatürreden ağır solunum yetmezliğine kadar uzanan klinik tablolara neden olabiliyor. Solunum sıkıntısı olmayan hafif vakalar evde tedavi edilirken solunum sıkıntısı yaşayan veya kandaki oksijen düzeyi düşük olan hastalar hastanede yatarak tedavi altına alınabiliyor. Hastanede yatan bazı hastalarda ağır zatürre ve solunum yetmezliği gelişebiliyor, bu durumda yoğun bakım şartlarında tedavi ve kimi zaman da solunum cihazı kullanımı gerekebiliyor” ifadelerini kullandı.
“AKCİĞERLERDE İLTİHAP BİRİKİMİNE NEDEN OLABİLİYOR”
Akciğerde su toplanmasını ve iltihap oluşumunu engelleyen ACE/2 proteininin 2019-nCoV tarafından tutulması sonucunda akciğerlere hava yerine su girdiğini belirten Uzm. Dr. Taner Has, “Bu da ağır bir zatürre tablosuna ve akciğerlerde iltihap birikimine neden olabiliyor. Hava keseciklerinin iltihaplanması nedeniyle kandaki oksijen oranı düşüyor, bu da doku ve organların oksijensiz kalmasına neden olarak hayati risk doğuruyor. Koronaya dair en çok merak edilenlerin başında, hastalığı atlatan veya yoğun bakım tedavisi gören hastaların akciğerlerinde ve diğer organlarında kalıcı hasar olup olmayacağı sorusu geliyor. Hastalığın tüm dünya için çok yeni bir durum olduğunu belirterek şu an için insan vücudu üzerindeki uzun vadeli etkileri konusunda yeterli veri olmadığını ifade ediyor. korona virüs hastalığının kalp ve akciğerler üzerine uzun vadede olumsuz etkilerini araştırmaya yönelik çalışmalar global ölçekte sürüyor. 2021'de sonuçlanması beklenen bu çalışmalar, genellikle COVID-19 hastalığında akciğerlerde görülen fibrozis durumunun sürüp sürmeyeceğine ve akciğer kapasitesinde düşme olup olmayacağına odaklanıyor” dedi.
“KRONİK HASTALIK SAHİPLERİ HASTALIĞI DAHA AĞIR GEÇİRME RİSKİNİ TAŞIYOR”
Uzman Dr. Taner Has, "Korona virüs salgını ile ilgili merak edilen konulardan bir diğeri, KOAH (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı) ve astım hastalarının COVID-19'dan etkilenme potansiyeli. Kronik hastalıklara sahip tüm bireylerin bu süreçte ilaçlarını düzenli kullanmaları ve sosyal mesafe kurallarına kesinlikle uymaları gerekiyor. Yapılan gözlemler korona virüs hastalığının astım hastalarında çok fazla atak oluşumuna neden olmadığını gösterse de kronik hastalık sahipleri hastalığı daha ağır geçirme riskini taşıyor. Tıp dünyası için de henüz çok yeni olan hastalık hakkında kesin bilgiler verebilmek için daha fazla güvenilir veri ve çalışma gerekiyor. Pandemi kontrol altına alındıktan sonra tüm ülkelerin verileri bir araya getirildiğinde ve bilimsel çalışmalar tamamlandığında hastalığın uzun vadeli sonuçları hakkında daha net şeyler söylemek mümkün olacaktır. Koronavirüsün akciğerlerde ve diğer organlarda hasar bırakıp bırakmadığına dair çalışmalar tüm dünya çapında sürüyor” dedi.
Merkez Bankası Faiz kararını açıkladı peki şimdi dolar ne olacak?
Kozmik oda kumpasını emekli Albay Erkan Yılmaz Büyükköprü anlattı
Tarihe not düşsün Ergenekon davasında yaşananları bir bir anlattı
Uzmanı anlattı bel fıtığı böyle başlıyor
Pandemi döneminin en riskli hastalığı: Koah nedir?
Meme kanserinde kişisel kontrol nasıl yapılır?