Korkumuz ‘tahrir’, umudumuz Apo!
Orta Doğu, Kuzey Afrika ülkelerinde, iç savaş boyutuna varan ayaklanmalar, isyanlar, dominolar, iskambil kağıtları gibi hükümetleri, hanedanları yıkıyor. Tunus’ta, adeta bir düğmeye basılınca başlayan ayaklanma bütün bölgeye yayılmakta. Suudi Arabistan’a kadar yolu var. Bütün o ülkelerde, halkların, hükümetlere, hükümdarlara, iktidarların başlarının yolsuzluklarına karşı birikmiş öfkeleri patladı.Tunus’ta çakılan kıvılcımın ateşi, bütün bölgeye yayılıyor! Genel görüntü bu.Yangın sirayet ediyor, yayılıyor. Tabii, görenek de var.Yangın başlayınca, öfkeli olanlar Tunus’tan, Mısır’dan cesaret alıyorlar. Acaba, başka yerlerdeki iktidarlar ibret alıyorlar mı?
Böyle, düğmeye, kimin-kimlerin, nasıl-neden ve şu sırada bastıkları sorusunu akla getiriyor. Bu da, her türlü komplo teorilerine, senaryolar oluşturulmasına yol açıyor. Bölgede, kurulu düzeni değiştirmek ve bundan yaralanarak kendilerine hizmet edecek “yeni düzeni” kurmak isteyenler kim? Böylesine büyük bir komployu tasarlayabilecek güç, kimin gücü?
ABD’nin “Büyük Orta Doğu Projesi”, bir yakıştırma değildi; gizli de değildi; resmen açıklanmıştı... CIA ve Pentagon’un gücü ve oyunları da mâlum... Bu “projelerin” ancak bölgenin, alt üst edilmesiyle gerçekleştirilebileceği de malum. Bu, “şişeden çıkarılan cinin” sonunda, onu çıkaranlara hayrı olur mu; bu da düşünülmesi gereken başka konu!
Yangın bulaşıcı
Yangın Türkiye’ye sıçrar, virüs ülkemize de bulaşır mı? Öyle ya projeye alet edilmek istenen başlıca ülke Türkiye -ve Türkiye de, dolu barut fıçısı- ve daha da doldurulmakta... Kundakçılar provokatörler faaliyette, yer yer ayaklanma provaları yapılıyor. Fakat Türkiye’nin şartları, tarihi ve gelenekleri başka. 2. Cumhuriyetçiler, ne derlerse desinler, Cumhuriyetin temelleri sağlam atılmış. Son savunma hattımız Türk Ordusu o ülkelerdeki ordular gibi bir ordu değil. Bütün gayretlere rağmen, hâlâ ayakta!
Olası bir yangının kıvılcımları, PKK ve taşeronları tarafından sadece Güney Doğu’da değil, batı kentlerinde, Ankara’da, İstanbul’da havai fişeklerle, molotof kokteylleriyle ve kundaklamalarla, her gün her gece çakılmakta! Ve açık söylemeli: Bu “eylemler” karşısında evleri, iş yerleri, araçları kundaklanan, yakılan, tahrip edilen vatandaşların, PKK’ya karşı öfkeleri birikiyor! Bunun ceremesini de, maalesef, çoğu masum, PKK yandaşı olmayan, Kürtler ödeyebilir. Ve durumun bir Türk-Kürt kavgasına hatta iç savaşa dönüşmesi muhtemelden öte, maalesef, yakın! Zaten PKK BDP, bunu istiyor; TBMM’deki “PKK vekilleri”, dokunulmazlıklarına sığınarak, TBMM kürsüsünden, Türklere hakaret ediyor, eylemleri tahrik ediyorlar. Terör eylemlerinin içinde de, arkasında da onlar var! Çünkü asıl amaçları, yabancıların müdahalesini sağlamak!..
Ve kentlerde, bu kıvılcımlar çakılır isyan provaları yapılırken, TSK’nin yerel müdahalesine imkân verecek “EMASYA Protokolü” de artık yok! Maazallah, böyle bir durum vaki olursa, TSK’ni zaafa uğratmak için her şeyi yapanların, “İmdat Ordu” diye çığlıklar attıklarını duyar gibiyim... Seçim ortamı, her türlü provokasyona, yol kazasına müsait. Allah Türk’ü korusun!
Apo sahnede
Bu ortamda, Apo, senaryonun sahnesinde. Hem terör eylemlerinin uzaktan kumandalı başı, hem de barış havarisi... Yakalanışının 12. yıl dönümde, sade Güney Doğu’da değil, adeta bütün Türkiye’de “Biji Apo” avazeleri yükseliyor, havai fişekleri eşliğinde! İmralı’ya, sokulalı 12 yıl olmuş... Bu yıllar, “Kürt Sorunu” konusundaki ihanet ve gafletin öyküsü. İmralı’daki açık duruşmalarda, binlerce insanımızın katili olduğu sabit olan, Türkiye’yi bölüp “Büyük Kürdistan’ı” kurmak için ülkeyi bu hale getiren adam. Şimdi barış konferansında, müstakbel “Baş Müzakereci”... Bu eşkıya başının, uygulanmasına başlanan “Master Planın” parçası, baş aktörlerden birisi mi, diye düşünüyor insan! AKP iktidarı, ne kadar inkâr etse de foyası çıktı; bu adamla pazarlık yapıyor... Barış için değil... Seçim ve oy hesaplarıyla söz konusu Kürt oyları. “Açılım-Habur fiyaskoları” yetmedi, şimdi umut Apo!
Ve Apo, göbeğini kaşıyarak “Mandela şartları bana da uygulansın” diyor ve herhalde İmralı’dan, Boğaz’da bir yalıya nakledilmeyi bekliyor. Başımıza Mandela kesildi bile!.. Apo, “Diyarbakır’ı, Mısırda’ki Tahrir meydanına çevirin” diye bir talimatının olmadığını, bunun KCK, BDP, DTK kararıyla olacağını söylemekle onlara talimat veriyor. Türkiye’de de isyan ateşlerinin yakılacağını ima ediyor. Kesin tarihi “Mart”! Yoksa soykırım planlamasının olduğu bahane edilerek, Türkiye’nin Libya ve Mısır vb.deki gibi bir “sivil direnişi” Diyarbakır’dan başlatacak...
Ve tam bu sırada da CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, “Ana dilde eğitime” kapıyı aralıyor... Neler yapılmaz bır avuç oy uğuna!..