Körfez ülkeleri, dünyanın en yüksek göçmen nüfus oranına sahip bölgelerinden biri. Katar’da iş gücünün %95’i, Kuveyt’te %85’i ve Bahreyn’de %78’i göçmenlerden oluşuyor. Göçmenler, bu ekonomilerin temel taşını oluştururken, çoğunluğu düşük nitelikli işlerde çalışıyor. 2020 itibarıyla Körfez bölgesinde 35 milyon yabancı işçi bulunuyordu.
PETROL DÖNEMİ VE İŞÇİ GÖÇÜ
1970’lerdeki petrol geliri patlaması, Körfez’e büyük bir iş gücü göçü başlattı. 1970-1975 yılları arasında bölgedeki göçmen sayısı 800 binden 1,8 milyona çıktı. 1980’lerde, bölge dünyanın en büyük göçmen işçi pazarı haline geldi. Ancak bu durum, düşük ücretler ve kötü çalışma koşullarıyla insan hakları ihlallerini de beraberinde getirdi. Özellikle Katar’da 2022 FIFA Dünya Kupası için yapılan inşaatlarda yaşanan zorla çalıştırma iddiaları uluslararası eleştirilere yol açtı.
KAFALA SİSTEMİ VE İNSAN HAKLARI
Kafala sistemi, göçmen işçilerin haklarını kısıtlayan bir sponsorluk sistemi olarak dikkat çekiyor. Çalışanların iş değiştirmesi, ülkeyi terk etmesi veya sendikalara katılması neredeyse imkânsız. Bu sistemin, göçmen işçilerin yaşamlarını zorlaştırdığı ve hak ihlallerine neden olduğu vurgulanıyor.
ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ VE GELECEK
Paris Anlaşması hedefleri doğrultusunda, petrol fiyatlarının 2050’ye kadar varil başına 10 dolara düşebileceği tahmin ediliyor. Bu durum, Körfez ülkelerini ekonomik çeşitliliğe yönlendiriyor. Turizm ve yenilenebilir enerji sektörlerine yatırım, bu dönüşümün temelini oluşturuyor. Örneğin, Katar son yıllarda FIFA Dünya Kupası gibi büyük etkinliklerle spor turizmini destekliyor.
Körfez ülkelerinin gelecekte daha sürdürülebilir politikalar benimsemesi ve Kafala sistemini reforme ederek insan haklarını öncelik haline getirmesi bekleniyor.