İnsanımızı insana kulluktan, devlete onurlu ve eşit vatandaşlığa yükselten Cumhuriyetle geçen bir asrın sonunda yine saltanatı yıkmak zorunda kalmamız tam bir kör talih olmalı. Yirmi yıllık tek parti iktidarının ülkemizi getirdiği nokta; her alanda gerilik, her kesimde fakirlik, kısıtlanmış özgürlük ve toplumu boğan örgütlü, sistematik adaletsizlik.
Önce dövüşüp sonra paraya sıkışıp barıştığı kabile devletleri eksenli dış politika. Suç cennetine döndünüz sorusuna cevap veremeyip programı terk eden diplomatlık.
Sınır namustur sloganı atıp kevgire çeviren milyonlarca sığınmacının girişini seyreden bir güvenlik. Yabancı örgüt ve mafyaların, uyuşturucu baronlarının çatışma sahası olan bir memleket.
Yeni''nin halkın algısındaki cazibesini hoyratça kullanıp bilinçaltındaki Cumhuriyet düşmanlığını ''''eski'''' kamuflajıyla sunanların yönetiminde ülke kötüledikleri eskiden de geriye gitti.
Uluslararası bağımsız değerlendirme kuruluşlarının raporlarında; Türk ekonomisinin dünya ekonomisi içindeki payı 1980''de yüzde 0,86 idi. Sonrasında yabancı sermaye girişiyle oran yükseldi.
Yolsuzlukların artmasıyla durum tersine döndü. Ucube Başkanlık rejimiyle, 2021 yılında Türkiye''nin dünya ekonomisindeki payı yüzde 0,84 oldu. Yani ile 42 yıl öncesinin altına düştü. 2022 yılı tahmini yüzde 0,67 ve bu da elli yıl geriye gitmektir.
Hukukun üstünlüğü, adalet- basın özgürlüğü vb kalkınmışlık endekslerinde 3.lige düştük. Zimbabwe, Gana, Küba vb ile aynı sınıftayız artık.
Halkımızın yüzde 80''i yoksulluk, yarısı açlık sınırı altındayken Türkiye Yüzyılı ambalajıyla yeni vizyon açıklamaları ve ne yazık ki bir kısım ahalinin de bunu alkışlaması kula kulluğun zamane versiyonundan başka ne olabilir ki?
Seçim öncesinde ekonominin sorumlusu benim deyip, akla ziyan faiz-enflasyon kuramıyla patlattığı enflasyonun, kötü yönetimi olduğunu gizlemek için suçu 3 harfli marketlere yükleyene inanan ahaliye başka ne demeli?
Seçmen kitlesinin yüzde 80''ini bu marketlerden alışveriş yapıyor ve akılcılıktan yoksunluğunu bildiği kitlesini marketlere düşman ederek hem gündemi hem de zihinleri iğfal ediyor.
İktidar öncesi tüm iddialarının tersine düştüler. Ne siyasi bir ideolojileri ne de fikri ahlaki bir ilkeleri kalmadı. Yalnızca iktidarda kalmaya hasrettikleri bu kirli siyasetin, ülkeyi büyük bir yıkıma götürdüğünün yeterince görülmemesi çok acı.
Taht için evladını bile boğduran Osmanlıcıların, iktidar için feda etmeyecekleri hiçbir değer ve kesim yoktur. Tümü yandaşları olan 3 harfli marketlere de, halka da acımayacakları açık. Öyleyse bu Ucube Sistemin doğrudan veya dolaylı zararını görenlerin önceliği de artık çok açık.
Herkes için güvenli ve faydalı olan, demokratik yolla yanaşan seçimde iktidarı sandığa gömüp bu saltanatı yıkmak.
Dünyanın yapay zeka, 4.0 endüstrisi gibi konuları konuşup, yarıştığı bu çağda, Cumhuriyetten yüzyıl sonra geldiğimiz bu nokta kör talih değil de ne?