Kopya çekmek yok
Sadece geçtiğimiz yıl muhalefetin TBMM''ye sunduğu tam 662 teklifi reddeden iktidar, muhalefetten teklif bekliyor.
Duy da inanma.
***
İktidar gübrede indirim yapmış, elektrik fiyatlarını düzenlemiş, doğal gaz yardımı yapmış, suda indirime gidiyormuş, gıdada KDV''yi indirmiş. Peki muhalefetten herhangi bir öneri duyan var mıymış?
İnsaf yahu!
Bizatihi gıda ürünlerinde KDV''nin sıfırlanması (iktidar yüzde 1 olarak uyguladı) muhalefetin "önerisi" değil miydi?
Keza, "yakacak yardımı"?
Keza, durumun ciddiyetini "yiyecek ekmek bulamayız" diye üstüne basa basa anlatıp da gündeme getirdikleri "gübre indirimi"?
Keza faturaların düzenlenmesi?
Bunların hepsini zaten muhalefet önermedi mi?
***
Klasik zeytinyağı stratejisi…
Muhalefetin, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının en temel hak ve ihtiyaçlarına dair tekliflerine uzunca bir süre neredeyse "anarşik talep" muamelesi yaptıktan sonra, içine sıkışıp kaldıkları çaresizlikten kurtulabilmek için hem o tekliflerin içindeki "oksijen maskeleri"ni kullanıyor, hem de sanki kendi keşifleri, buluşları, politikaları, çareleriymiş gibi üste çıkmaya çalışıyorlar.
Yüz, yüz değil ki!
***
Polis, öğretmen, hemşire, kamu avukatları ve din adamlarına 3600 ek gösterge verilmesi, CHP ve İYİ Parti''nin teklifiydi; TBMM''de Cumhur İttifakı oylarıyla reddedildi.
Şimdi sanki bir iktidar "dermanı" gibi gündeme getirildi.
Asgari ücretten vergi alınmaması, CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi''in teklifiydi; TBMM''de Cumhur İttifakı oylarıyla reddedildi.
Sonradan sanki iktidarın geliştirdiği bir merhem gibi servis edildi.
Doğal gaz ve elektrik faturalarından alınan %18''lik KDV''nin %1''e indirilmesi CHP''nin teklifiydi?
Şimdi sanki iktidarın milletin mağduriyetini gidermek için ürettiği bir formülmüş gibi yazılıp çiziliyor faturalardaki bazı kalemlerdeki -acı faturayı tatlılaştırmanın yanına bile yaklaşamayan- oynamalar.
***
Kimsenin aklına karpuz kabuğu düşürmek istemem ama bu tecrübelerden sonra sizi de huylandırmıyor mu bu ısrarlı ve abartılı "hani öneri" söylemi?
Yıl boyu bir kere bile dersi dinlemeyip, ödevlerini yapmayıp, sınava çalışmayıp, sınav saati boş kağıda bakan öğrencinin kıvranışı gibi.
Arkadaşlarını taciz edip durur hani;
Göstersene…
Açsana…
Haydi söyle!
***
Hey ön sıradakiler!
Arkalara gizlenme ihtiyacı duymayanlar…
Evet evet size diyorum, milletten geçer not alabilmek uğruna gece gündüz, çarşı pazar, il ilçe dolaşan, çalışan muhalif arkadaşlara…
Kapatın kağıtlarınızı!
Aman diyeyim, mızıkçı çocukların "Söylemez ki" tekerlemesine dönen bu "Önerin yok ki" baskısının gazına gelip de bir çırpıda sıralamaya kalkmayın çözüm için ürettiğiniz stratejileri…
Kopyalayacaklar belli;
En nazik ifadesiyle "intihal" yapmadıkları şey mi!
Hayır milletin faydasına olacaksa ona da eyvallah da, kıymet de bilmiyorlar ki!
Hem emeğinizin üzerine konup hem de suçlu çıkarıyorlar günün sonunda sizi.
Az sabredin.
Yaklaşıyor yaklaşmakta olan karne günü; seçim mitinglerine saklayın bundan sonraki bütün öneri, teklif, formül, çare, hedef, niyetlerinizi…
***
Millete kalsın takdiri;
Ucu açık bir "Biz batırdık, biz çıkarırız" mı yoksa emekliden, hamileye, ev hanımından üniversiteliye, çiftçiden memura hepsi için "adı konmuş", bütün maddi unsurları somut olarak ifade edilmiş projeler mi "öneri"?
SORU-YORUM
Haber o ki, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, TBMM Adalet Komisyonu''nun AKP''li üyelerine, "Milletvekili milleti temsil eder, milletin taleplerini iletir. Milletvekillerinin telefonlarına çıkmayan bakan yardımcısı ve bürokratları görevden alırım" demiş.
Mevzunun bürokrasiyi siyasetin emrine verme boyutu bir yana;
BİR: Hangi milletvekillerinin telefonlarına çıkmayan bürokratları almayı düşünüyor acaba Sayın Bozdağ? Sadece AK Parti milletvekillerinin mi, yoksa muhalefet milletvekillerinin ulaşamadığı, ulaşamamaktan yakındığı bürokratlar da dahil mi bu "uyarı"ya?
İKİ: Hadi bakanlar, danışmanları, yardımcıları; siyasi kadrolarla "aldım-verdim-ben seni yendim" kıvamında oynamak alışkanlık yaptı da, bir hukuk devletinde "devletin üst düzey yöneticileri", öyle "laf dinlemiyor" diye görevden alınabilir mi? Yok mudur bu işin bir şartı-koşulu? Bunun söyleyenin Adalet Bakanı olması ayrıca izaha muhtaç değil mi?
///////////////////////////
GEÇÇEK(!)
İktidar bir şarkılık ömrü kaldığına bu kadar inanmış, bu sonu piyasa deyimiyle "satın almış", içselleştirmiş ise Tarkan ne yapsın Allah aşkına!