Karar gazetesi yazarı İbrahim Kahveci, hükümetin enflasyon hesaplarını köşesine taşıdı. TÜİK'in hesaplara köprüleri dahil etmediğini söyleyen Kahveci, son üç yılda köprü geçişlerine %157 zam yapıldığına dikkat çekerek "Bu konuyu TÜİK Başkanına sorduğumda “Düşük harcamalar hesaba katılmamaktadır” dedi. Lakin az önce yukarıda verdiğim rakamlara göre, sadece Osman Gazi Köprüsü’nün geçiş ücreti bile 1. ve 2. Boğaz köprüleri toplamından daha fazladır" ifadelerini kullandı.
Kahveci'nin "Hesap oyunlarıyla nereye kadar" başlıklı yazısı şöyle:
Karayolları Genel Müdürlüğü (KGM) 2018 yılı Ocak -Şubat aylarının köprü ve otoyol kullanım bilgilerini açıkladı:
Köprülerden geçen araç sayısı: 49 milyon 187 bin.
Köprülerden alınan geçiş ücreti: 80 milyon 930 bin TL
Otoyollardan ise aynı aylarda 53 milyon 817 bin araç geçiş yaparak 190 milyon 778 bin TL ücret alınmıştır.
Buradaki köprülerin 15 Temmuz Şehitler ve FSM Köprüsü olduğunu belirtelim.
Şimdi basit bir hesap yapalım: İlk 2 ayda köprü geçişlerinden 80 milyon lira gelir elde ediliyorsa, kabaca 12 ayda bu gelir 480 milyona karşılık gelmektedir. Diyelim ki, yaz aylarında geçişler daha da arttı. Yine de köprü gelirleri yaklaşık 500 milyon civarında edebilir.
O zaman sorumuz şu: Köprülere yapılan yüksek zam araç geçişlerini ne kadar azalttı?
TÜİK hesaplarına göre köprü ücretleri;
2015 : 3,40 TL
2016 : 4,75 TL
2017: 7,00 TL
2018 : 8,75 TL
Görüleceği üzere son üç yılda köprü geçişlerine %157 zam yapılmış oldu. Ama 2015 yılında 288 milyon lira olan köprü geçiş gelirleri, 2017 yılında 475 milyon liraya yükseldi. Galiba son zamlarla köprülerden geçişte bir düşüş başladı. Ama sonucu henüz görmedik; bekleyip anlayacağız.
TÜİK HESABA ALMIYOR
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) enflasyon kayıtlarında yukarıda da belirttiğimiz gibi köprü geçiş ücretleri son olarak 8,75 TL ilan ediliyor. Bu fiyat eski yıllarda da Özal ve Demirel’in yaptırdığı iki eski köprü fiyatına eşit durumdadır.
Bildiğiniz gibi şu anda köprü ve köprü benzeri tünel olarak Osman Gazi Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Avrasya Tüneli de hizmet vermektedir. Yine bildiğimiz kadarı ile Osman Gazi Köprüsünde günlük 40 bin araç garantisi +45 $ ücret ile yıllık 500 milyon doları aşan bir garanti durumu var. Lakin Hükümet köprü geçiş ücretini 70 TL’ye düşürerek (aradaki farkı vergilerle ödeyerek) indirimde bulundu. Buna göre günde 25-30 bin arası bir araç geçişi olduğu açıklandı. Bu hesaba göre (27.500 araç) Osman Gazi Köprüsü’ne vatandaşın aylık ödediği ücret 58 milyon lira civarı görülmektedir.
Bu ne ifade ediyor?
1. 2. Boğaz köprülerinin toplamından daha fazla bir ücret Osman Gazi Köprüsü’ne ödenmektedir. Ama TÜİK hesabında tek yöne geçişi 70 liraya gelen bu köprünün fiyatı yoktur. Enflasyon hesabımıza bu ücret katılmamaktadır.
Ya, Yavuz Selim Köprüsü?
Ya, Avrasya Tüneli?
Bu köprü ve geçiş ücretleri de TÜİK’in enflasyon hesabında yer almamaktadır. Hatta özel sektöre hazine garantileri ile yaptırılan yeni otobanlar da TÜİK’in enflasyon hesabında yer almamaktadır.
Bu konuyu TÜİK Başkanına sorduğumda “Düşük harcamalar hesaba katılmamaktadır” dedi. Lakin az önce yukarıda verdiğim rakamlara göre, sadece Osman Gazi Köprüsü’nün geçiş ücreti bile 1. ve 2. Boğaz köprüleri toplamından daha fazladır.
TÜİK’in hesabına göre ulaştırma hizmetleri toplam harcamamızın %17,47’sini oluşturuyor. Bu harcamanın içinde köprü geçiş ücretleri 0,0021 ve otoyol ücretleri 0,0034 pay almaktadır. TÜİK eğer düşük harcamayı hesaba katmıyoruz dersek, mesela tramvay harcaması var ve ağırlığı 0,0012.
Anlayacağınız özel sektöre yaptırılan ve işlettirilen köprülerin ve otoyolların harcaması enflasyondan sayılmıyor. Bir köprüye 70 lira ödemişsiniz, bir yoldan km başına 5 cent ödemişsiniz; bunların enflasyonda bir kaydı bulunmamaktadır. Eğer bulunsaydı, köprü geçiş ücreti 8,75 lira mı olurdu?
Ek: Hatırladığım kadarı ile otomobillerden Osman Gazi Köprüsü 70 TL; Avrasya Tüneli 20 TL ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü 18 TL geçiş ücreti alınmaktadır.
TL YERLERDE AMA...
Türk Lirası Mayıs 2016’dan sonra emsallerinden ayrıldı. Son 2 yılda adeta yere serildi. Bırakın dolara karşı değer kaybetmeyi, asıl emsallerine karşı da değer kaybetti. Brezilya Reali’ne karşı, Güney Afrika Randı’na karşı, Şili Pesosu’na karşı, Endonezya Rupisi’ne karşı, Rus Rublesi’ne karşı adeta yere serildi.
Dün Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcımız Sn Mehmet Şimşek bu durumu rekabet gücümüz artıyor diye yorumladı. Değer kaybeden yerli para birimi ihracatı kolaylaştırır, ithalatı da pahalılaştırır. Böylece dış ticaret dengeye oturur.
Ama bu eski hikaye.
TL değer kaybetmesine rağmen dış ticaretimiz kapanmıyor, tersine artıyor. Hatta enerji ve altın hariç tutulduğunda da artıyor.
Bilginize...