Türkiye’de gayrimenkul alım satım işlemlerinde ödenen tapu harçları, alıcı ve satıcı açısından ciddi bir maliyet kalemi oluşturmaktadır. Hâlihazırda yüzde 4 oranında (alıcı ve satıcı için ayrı ayrı yüzde 2) uygulanan tapu harcı, taşınmaz devri sırasında devletin aldığı zorunlu bir vergidir. Ancak bu oranın yüksekliği hem kayıt dışılığı artırmakta hem de piyasa dinamiklerini olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle tapu harçlarının düşürülmesi, birçok açıdan olumlu sonuçlar doğurabilecek bir politika adımı olacaktır.
Her şeyden önce, tapu harçlarının yüksekliği, tarafların tapuda gerçek satış bedelini beyan etmekten kaçınmasına neden olmaktadır. Bu durum, gayrimenkul piyasasında şeffaflığın azalmasına yol açarken, devletin uzun vadede vergi gelirinde kayıplar yaşamasına sebebiyet verir. Tapu harcı oranlarının düşürülmesi, gerçek satış bedellerinin beyan edilmesini teşvik edecek ve böylece hem daha adil bir vergi sistemi kurulacak hem de kayıt dışı ekonominin önüne geçilecektir.
İkinci olarak, yüksek harç oranları, özellikle dar ve orta gelirli vatandaşların konut edinmesini zorlaştırmaktadır. Türkiye gibi konut sahibi olmanın büyük bir toplumsal değer taşıdığı bir ülkede, alım satım işlemlerinin önündeki mali engellerin azaltılması, sosyal adalet açısından da önemlidir. Düşük harçlar, konuta erişimi kolaylaştırır, taşınmaz devrini teşvik eder ve mülkiyet hakkını daha ulaşılabilir kılar.
Ayrıca gayrimenkul sektörünün canlandırılması açısından da tapu harçlarının düşürülmesi kritik öneme sahiptir. İnşaat ve emlak sektörü, Türkiye ekonomisinde lokomotif görevi gören alanlardan biridir. Bu alanda gerçekleşecek her türlü hareketlilik, doğrudan ve dolaylı olarak birçok sektörü etkilemektedir. Harç oranlarının düşürülmesi, taşınmaz alım-satımını hızlandırarak piyasayı canlandırabilir, istihdamı artırabilir ve ekonomik büyümeye katkı sağlayabilir.
Bir başka önemli nokta da yatırımcı güvenidir. Özellikle yabancı yatırımcılar açısından işlem maliyetlerinin yüksek olması, Türkiye’yi cazip bir yatırım ülkesi olmaktan uzaklaştırabilir. Düşük harç uygulamaları, yatırım iklimini iyileştirir, ülkeye döviz girişini artırır ve gayrimenkul piyasasını daha rekabetçi bir hale getirir.
Sonuç olarak, tapu harçlarının düşük tutulması; kayıt dışılığı azaltmak, vergi adaletini sağlamak, konut erişimini kolaylaştırmak, piyasa hareketliliğini artırmak ve yatırım ortamını güçlendirmek açısından oldukça önemlidir. Bu konuda atılacak yapıcı adımlar, hem devletin hem de vatandaşın kazançlı çıkacağı bir dengeyi mümkün kılacaktır. Ekonomik istikrarın ve sosyal adaletin güçlenmesi için tapu harçlarının gözden geçirilmesi ve makul seviyelere çekilmesi kaçınılmazdır.
