Ülkemizin en büyük sorunlarının başında eğitim gelmektedir. Özellikle "meslekî eğitim" Türkiye'nin kanayan yaralarından biridir. Gelişmiş ülkelere göre genç bir nüfus yapısına sahip olan Türkiye, mevcut genç demografik yapısının eğitim ve beceri düzeyinin düşük olması yüzünden, 21. yüzyılın sanayi ve bilgi toplumları ile rekabet şansını kaybetmektedir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre; iş gücünün yüzde 14'ü yüksek öğrenim, yüzde 26'sı lise ve dengi ve yüzde 60'ı ortaokul ve altı eğitime sahip olan ülkemiz, bu oranlarla eğitim düzeyi açısından OECD ülkeleri arasında en alt sıralardadır ve yine maalesef eğitim sisteminin kalitesine yönelik uluslararası karşılaştırmalarda en gerilerde yer almaktadır.
Türkiye 2012'de 12 yıllık, 4+4+4 kademeli zorunlu eğitime geçti. Bu yeni eğitim modeline göre; 66 ayı dolduran çocuklar 4 yıl süren ilkokula başlıyor. İlkokuldan sonra gelen ikinci 4 yıl ortaöğretimin 1. basamağıdır. Milli Eğitim Bakanlığı istatistiklerine göre; 2014-2015 öğretim yılında örgün eğitim okullarında 17 milyon 532 bin 645 öğrenci var. 5 milyon 230 bin öğrenci ilkokulda, 5 milyon 578 bin öğrenci ortaokulda okuyor. Ortaokul öğrencilerinin 298 bini açık öğretim ortaokuluna kayıtlıdır. Orta öğretimin ikinci basamağı genel liseler ve teknik-meslekî liselere, 8. sınıfın sonunda yapılan "TEOG sınavı" ile öğrenci alınıyor. Türkiye'de meslekî eğitim, Türk eğitim sistemi içerisinde olan örgün ve yaygın eğitim kurumlarında düzenlenmektedir.
***
Örgün eğitimde mesleki eğitim: 2014-2015 öğretim yılında 2 milyon 241 bin 674 öğrenci meslekî ve teknik liselerde okuyordu. Bu sayının içinde 546 bin öğrenci imam hatip liselerine ve 333 bin öğrenci de açık meslekî öğretim lisesine kayıtlı idi.
Türkiye kendisine hedef olarak; "orta öğretimin ikinci kademesindeki öğrenci oranlarını %65 teknik meslek lisesi, %35 genel liseler" şeklinde koymasına rağmen, 2014-2015 öğretim yılında ortaöğretimde meslekî ve teknik liselerde okuyan öğrencilerin oranı %39,3; genel liselerde ise bu oran, %51,12'dir.
MEB'in 2014-2015 örgün eğitim istatistiklerine göre; 2 milyon 902 bin öğrenci genel liselere devam ederken, açık öğretim lise kayıtları 1 milyon 470 bine çıkmıştır. Bu yüksek rakamın sebebi, "Teog sistemi" yüzünden istemediği halde meslek lisesi ya da imam hatip lisesine kaydı yapılan öğrencilerin bu okullarda okumak yerine açık liseye kayıt yaptırmalarıdır. Bu yüksek rakam aynı zamanda 12 yıllık zorunlu eğitim hedefinin gerçekleşmediğini de göstermektedir.
Orta öğretimden sonra 2 yıl süreli ön lisans eğitimi veren meslek yüksek okulları(MYO), üniversitelere bağlı okullardır. 2013 -2014 öğretim yılında Türkiye'de 802 MYO vardı ve bu okullara devam eden öğrenci sayısı 777 bin 74'dir. YÖK sayılarına göre 2014-15'de açık öğretim de dâhil 6 milyon 62 bin öğrenci yüksek öğretim kurumlarında okuyordu. Türkiye 2014'de eğitim için 113 milyar harcadı.
***
Yaygın eğitimde meslekî ve teknik eğitim: Yaygın eğitimde yürütülen en önemli meslekî eğitim; çıraklık eğitimidir. Bu eğitim de Milli Eğitim Bakanlığı'nın yönetim ve denetimi altındadır. Ancak etkin olmayan bu eğitime az sayıda genç katılmaktadır. Çıraklık eğitiminden başka; çeşitli kamu kurumu, meslek örgütü ve sivil toplum örgütü tarafından çeşitli kurslar düzenlenmektedir. Bu kurslar kısa müddetlidir; okuma yazmadan, boş zaman değerlendirme ve hobi kurslarına; bazı beceriler kazandırılan kurslara kadar geniş bir yelpazededir. Bir meslek eğitimi olarak düşünülemez.
Bunlardan başka ülkemizde meslekî eğitim; geleneksel olarak usta-çırak ilişkisiyle bir meslek ustası yanında öğretilmektedir. Ancak geleneksel usta-çırak meslek öğretimi günün şartlarına göre düzenlenmediği için tercih edilmemektedir. Eski ustalar da yanlarına çırak bulamamaktan yakınmakta, bazı meslekler bu yüzden unutulmaktadır. Temel eğitimini bitirmiş çırak adaylarının, çıraklık yeri ve devletin sorumluluk ve görevlerinin belirlendiği yeni bir çırak mesleki eğitim modeline ihtiyacımız var.
Türkiye'de en az temel eğitimli, beceri sahibi meslekî işgücünün önemi büyüktür. Yukarda kısaca anlattığımız; Türkiye'de uygulanan gerek örgün, gerekse yaygın meslek eğitimi modeli ile Türkiye'nin ihtiyacı olan vasıflı işgücünün yetiştirilmesi zordur. Türkiye'deki meslekî eğitimin dünyadaki başarılı örnekleri gibi düzenlenmesi kaçınılmazdır. Dünyada meslekî eğitimde haklı bir şöhrete sahip ülkelerden biri Almanya'dır. Bir başka yazımızda da Almanya'daki meslekî eğitim sistemini ele alıp bu konuda iki ülke arasındaki uçurumu gözler önüne sermeye çalışacağız