KONUK KALEM / Prof. Dr. Mehmet SARAY (06 Ağustos 2014)

KONUK KALEM / Prof. Dr. Mehmet SARAY (06 Ağustos 2014)

Türk’e yapılan haksızlık

Bugün insanlığın varmaya çalıştığı hukuka, hak ve özgürlüklere, inançlara ve fikirlere saygı ortamının, bu çalışmadaki belgeler incelendiğinde, Türk milletinin hayatında ve kültüründe var olduğunu herkes görecektir. Türk insanını tarihi boyunca koruduğu bu asil düşünceyi ve davranışı belgelerle ortaya koymak, bu satırların yazarı için, elbette mutlu bir olay olmuştur.
Fakat, Türk milletinin bu asil davranışına rağmen, yöneticilerinin eğitim ve bilim alanında üzerlerine düşeni yeterince yapmaması Türk insanını iktisaden geri bırakırken, Türkler kadar asil davranmayan Hıristiyan Batı milletleri eğitim ve iktisatta daha ileri gitmeye başlamıştır. İktisatta ve eğitimde büyük hamleler yapan Batılı ülkeler, oluşturdukları endüstri hayatı için hammade ve enerji kaynaklarının peşine düşmüş bu kaynakların bolca bulunduğu Osmanlı coğrafyasına gözlerini dikmişlerdir.
İslam dünyasının önderliğini yapan Osmanlı Türkiye’sinin idaresinde bulunan petrol rezervlerine sahip İslam ülkelerini ele geçirmek için hazırlıklar ve ittifaklar yapan Batı’nın sömürgeci devletleri, en büyük yalan makinesini oluşturarak Müslüman Türk milleti aleyhinde propaganda yapmaya başlamışlardır. Bu emperyalist devletlerin propagandalarında şu 2 gerçek dışı noktayı işlediklerini görüyoruz:
1- Avrupa’nın önemli bir kısmını yüz yıllardır idaresi altında tutan Müslüman Türkler, yeteneksizlikleri yüzünden bu bölgeleri yeterince kalkındırmamıştır.
2 - Müslüman Türkler, idareleri altında yaşayan Hıristiyan halklara kötü davranmış, zulmetmiş ve öldürmüştür.
Bu gerçekdışı 2 iddiayı bütün Hırsitiyan Avrupa ülkeleri ve Amerika’da yayan İngiliz, Fransız, Rus ve İtalyan yetkilileri ile ABD misyonerleri, gerekli hazırlıkları yaparak, 12. ve 13. yüzyıllarda cereyan eden Haçlı seferlerini gölgede bırakacak şekilde, adları geçen sömürgeci milletler, bir Haçlı zihniyeti ile 20. yüzyılın başlarında Türkler üzerine yürümüşlerdir. Hıristiyan Batı’nın bu haksız saldırısına karşı Atatürk önderliğinde Türk milleti kendini, hukukunu yiğitçe savunmuş, aleyhinde yürütülen gerçek dışı propagandaları kabul etmemiştir. Atatürk, Amerikalı ve Avrupalı basın mensuplarına Müslüman Türk milletinin, tarihinin hiçbir devrinde, Hıristiyan milletlere ve toplumlara zulmetmediğini, bilakis hiç bir milletin yapmadığı kadar onların hukukuna ve inancına saygılı davrandığını açıklamıştır. Ayrıca Atatürk, Türklerin idaresi altında olan Avrupa ülkelerini adaler ve barış içinde yönettiğini, elinden geldiği kadar insanların refahını sağlamaya çalıştığını belirtmiştir. Bu çalışmada kullanılan yerli ve yabancı belgeler Atatürk’ün ne kadar haklı olduğunu göstermektedir.
Burada akla şöyle bir soru gelebilir: Türklerin, diğer milletlerin hukukuna, dinine ve kültürüne gösterdiği saygının belgeleri ortada iken, acaba Türkleri itham eden milletlerin aynı konulardaki tutumları nasıldı? Belgelerin ışığında Hısristiyan dünyasının önde gelen sömürgeci ülkelerinin durumu şöyle idi:
1- Ruslar, işgal ettikleri Kafkasya’nın ve Orta Asya’nın Müslüman Türk ve diğer halklarını sömürmekle kalmamış onların dilini ve dinini de değiştimeye kalkışmıştır. 2- İngilizler, başta Kuzey Amerika, Avusturalya, Yeni Zelanda ve Hint Yarımadası başta olmak üzere, işgal edip sömürge olarak kullandığı pek çok ülkede kendi dilini ve Hıristiyan dinini yaymak için elinden geleni yapmıştır. Pek çok Afrika ülkesinin halklarını dejenere edip ortada bırakmıştır.
3- Fransızlar ise diğerlerine göre daha ikiyüzlü davranmıştır. Bir tarafta Fransız ihtilalinin prensipleri olan eşitlik ve hürriyetten bahsetmişler, diğer taraftan da başta Kuzey Afrika ülkeleri olmak üzere, işgal ettikleri ülkelerin dinine saygısızlık yapmış ve dilini zorunlu dil haline getirmek için o ülkelerin insanlarına baskı uygulamıştır.
4- İspanya yarımadasında başka dinlere ve kültürlere hayat hakkı vermeyen İspanyollar ve onlara özenen Portekizliler, Meksika’dan Güney Amerika kıtasının son ucuna kadar uzanan bölgede yer alan ülkelerin halklarına kendi dillerini ve dinlerini kabul etmeleri için her türlü baskıyı uygulamışlarıdır.
5- Hollanda ve İtalya gibi sömürgeciliğe özenen ülkeler de işgal ettikleri ülkelerin insanlarına her türlü baskıyı uygulamıştır.
Adlarını verdiğimiz ve yaptıklarını söylediğimiz Hırsitiyan Batı’nın önde gelen ülkelerinin hükümetleri ve liderlerinin Müslüman Türk milletinin birlikte yaşadığı ve idaresi altına aldığı Hıristiyan toplumlara kötü davrandığı veya zulmettiği iddiasında bulunması tarihi gerçeklerle tezat halindedir ve yalandır.