KONUK KALEM / Gülçin Çandarlıoğlu (20 Mart 2016)

KONUK KALEM / Gülçin Çandarlıoğlu (20 Mart 2016)

Türk'e Türkçe'yi yanlış kullanmak hiç yakışmaz

Yeniçağ Gazetesi Okuyucuları,

Bundan sonra sağlığım izin verdiği sürece; bazen haftada, bazen on beş günde bir bu sayfada Türk Dünyası Tarihi ve Kültürü hakkında bir şeyler söylemeye çalışacağım. Sınıfta ders anlatmak ve kitap yazmak çok farklı, bir gazetede okuyucuya hitap etmek çok farklı bir şey; inşallah çabuk anlaşırız. Gazete yöneticileri ile anlaştığımız projeye göre, yazılarımda sizlere Türk fikir adamlarından Eski Türk Tarihi'nin ayrıcalıklı taraflarından ve destanlaşmış kahramanlardan bahsedeceğim.

Derslerimde, öğrencilerimi soru sormaya teşvik ederim. Gazetede de sizlerden gelecek sorulara göre gündem belirleyeceğim. Sorularınızı (gulcincandarlioglu@yenicaggazetesi.com.tr) mail adresime gönderebilirsiniz.

Ben bugün sizlere öncelikle; medyada gördüğüm, okuduğum bazı yanlışlar ve dikkatsizliklerden bahsedeceğim. Özellikle, Yeniçağ okurlarının doğruları öğrenip bunlara dikkat etmeleri çok önemli. Bizlerin de dalgınlıkla bu yanlışlıkları yapmamız, diğerleriyle aynı düşüncede olduğumuzu göstermesin. Radyo televizyon ve gazetelerin çoğunda anlamları yanlış kullanılan kelime ve kavramlardan ilk aklıma gelenlerden bazıları şunlar:

Türkistan = İslam kaynaklarında Türklerin oturduğu bölge (coğrafi isim) olarak geçmektedir. Batılı araştırma eserlerinde bu bölge Orta Asya olmuştur. Maalesef bu kelime dilimize öyle yerleşmiştir ki doğrusunu unutmuşuz.

Türkiye = Bizans kaynaklarında Türklerin oturduğu yer olarak geçmektedir. Biz bu kelimeyi sonradan uydurmadık asırlardır böyle.

Asıl önemli olan dil ve lehçeler konusunda yaptığımız bazı yanlışlar.

Türkçe = Türk dili, Türklerin kullandığı dil.

Biz Türk Cumhuriyetlerinin kullandığı değişik lehçelere; Kazakça, Kırgızca, Türkmence, Azerice dediğimiz zaman onları kendimizden uzaklaştırıyoruz. Başka bir milletmiş, soydaş değilmişiz gibi bir imaj veriyoruz. Lütfen çok dikkatli olalım ve Kazak, Kırgız, Özbek, Türkmen, Azeri lehçeleri demeye özen gösterelim.

Türkî = Türk'e benzeyen demektir. Türkî Cumhuriyet yerine Türk Cumhuriyetleri demeye gayret edelim.

İlk yazımızı, "Dilde, fikirde işde birlik" düsturuyla Türk Birliği'nin temellerini inşa eden büyük Türkçü Gaspıralı İsmail Bey'den bahsederek noktalayayım.

Gaspıralı İsmail Bey'in doğum günü, eski takvime göre 8 Mart olup yeni takvime göre 20 Mart'tır. Büyük bir tesadüf, bildiğiniz gibi ben de Kırımlı bir aileden geliyorum. Onun fikirlerinin Türk Dünyası'nın her tarafında etkili olması dolayısıyla bu tesadüf benim de çok hoşuma gitti.

Kırım halkı nereden gelmiş, neden önemli derseniz; tarihte büyük Altınorda Devleti'nin dağılması ile birçok hanlık kurulmuştur ve Özbek, Kazak, Kazan, Kırım Hanlıkları bunlar arasındadır. Hepsi de yer altı zenginlikleri ve stratejik önemi olan bölgelerdir. Kırım yarım adası, deniz yolları için de çok önemlidir. Ruslar buradaki Türkleri değişik tarihlerde, değişik yerlere sürgüne göndermiş adeta soykırım yapmıştır. Ukrayna bağımsızlığını kazandığı zaman, Kırım Türklerinin yurda dönmelerine izin vermiş ve parlamentoda onlara da yer ayırmıştır. Rusların Kırım'ı yeniden işgali, hem Türkleri hem Ukraynalıları zor durumda bırakmıştır. Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Porosenko, Türkiye Cumhuriyeti'ni ziyaret ederek devlet büyükleri ile görüşmüş ve son durum hakkında bilgi verip yardım istemiştir.

İsmail Gaspıralı (1851-1914) 8 Mart 1851'de Kırım Bahçesaray'a bağlı bir köyde dünyaya geldi. Eğitiminin çoğunu Rus okullarında tamamladı. Pan-islavist baskı ve propaganda onda ters tepki yaptı. Türklük ve İslamiyet için çalıştı. "Altı Ayda Okuyup Yazma Kursu" ile herkesin Türkçe öğrenmesini sağladı. Çarlık yönetiminde dikkat çekmesin diye Müslüman Halklar toplantıları yapmaya çalıştı. Bahçesaray, Kazan, Kahire, İstanbul'da yapılmaya çalışılan bu toplantılar ve çıkarılmaya çalışılan gazeteler, pek başarılı olmadı. Onun Bahçesaray'da çıkardığı Tercüman gazetesi uzun ömürlü oldu. Türk-İslam adı altında milliyetçilik yaptı. Gazetesini basabilmek için matbaa kurdu. Matbaadaki her türlü teknik işi o yapıyordu. Matbaacılık, gazetecilik, öğretmenlik, fikir adamlığı gibi pek çok konuda faydaları bugüne kadar etkili olan şeyler yaptı. Saygı ve minnet ile anıyoruz.