KONUK KALEM / Dr. Cüneyt Mengü

KONUK KALEM / Dr. Cüneyt Mengü

Ata Terzibaşı'nın ardından

Türk dünyasının bilim ve bilgi alanında ender yetiştirdiği alimlerinden biri olan Türkolog, araştırmacı, kültür ve edebiyat uzmanı Ata Terzibaşı 31 Mart 2016 Perşembe akşamı hayata veda etti.  

14 Kasım 1924 tarihinde Kerkük'ün Bulak mahallesinde dünyaya gelen Terzibaşı, ilk, orta ve lise eğitimini Kerkük'te tamamladıktan sonra 1950'de Bağdat Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olmuştur. Öğrencilik yıllarından başlayarak doğup büyüdüğü Kerkük'te icra ettiği avukatlık mesleğinin yanı sıra ömrünün tamamını Türk kültürüne adayan Terzibaşı, otuzdan fazla değerli eserler meydana getirmiş, Ankara, İstanbul, Beyrut, Bağdat, Halep ve Kahire gibi uluslararası gazete ve dergilerde Arapça - Türkçe bilimsel makaleleri yayınlanmış ve çeşitli kongrelerde tebliğler sunmuştur.

Terzibaşı'nın eserleri arasında yer alan 13 ciltlik Osmanlı döneminden başlayan bir dönemi kapsayan "Kerkük ve Erbil Şairleri" adlı eseri Türk dünyasında yoğun ilgi görmüştür. Ayrıca bu ve diğer eserlerinin Irak'ta Türkmen varlığının Türk kültürü ve medeniyete sağladığı katkıların yanı sıra Kerkük ve Erbil'in birer Türkmen şehri olduğuna dair de tapu niteliğinde birer belgedir.

Türk Dil Kurumu üyesi de olan Terzibaşı'nın Türkmence sözlük eserinde, Türkiye'de kullanılan bazı kelimelerin kökeni ve anlam yönünden farklılıkları üzerindeki yorumları dil bilimcileri tarafından dikkatle takip edilmekle birlikte Türk Kültür Birliğine de damgasını vurmuştur.

"Hoyrat demek Kerkük demektir" diyenlere katılıyorum. Gönüllere hitap eden ve topluma mal edilen hoyratlar, Türkmen ferdinin genellikle kişisel veya toplumsal acı ve kederleri, siyasal ve sosyoekonomik yönden ıstırap ve buhranlarını yansıtan sesleniş ve feryatlar olup şair ve bestekarlar için ilham kaynağıdır. Terzibaşı'nın kaleme aldığı "Kerkük Hoyratları ve Maniler" adlı eserinde, Hoyrat lafının kökeni, edebi anlamı, musiki bakımından çıkışı ve tekamülü, bini aşkın cinaslı ve cinassız hoyrat yer almaktadır. Bu eserde de bin yılı aşkın süredir Irak'ta yaşayan Türkmenler onca savaş, acı, keder ve baskıya rağmen varlıklarını korumuş, türkü, ağıt ve feryatlarla zengin bir kültürel miras oluşturdukları görülmektedir.

Araştırmacı kimliğini koruyan Terzibaşı siyasetle uğraşmamasına rağmen çeşitli dönemlerde defalarca tutuklanmış ve soruşturmalara tabii tutulmuştur. Terzibaşı'nın avukatlık bürosu ve evi sürekli yazar, şair ve siyasetçilerin uğrak yeri olmuştur. İhtilaflı gruplarla eşit mesafede durmayı sağlayabilen ve idealist kimliğiyle bilinen Terzibaşı inandığı tez ve eleştirilerini her zaman cesaretle savunmuştur.

Terzibaşı hakkında daha çok yazılıp çizilecektir. Gençlik yıllarımdan beri kendisi ile görüşen biri olarak bildiğim birkaç hususu dile getirmek isterim;

Yıl 1963, Terzibaşı'nın da yer aldığı kalabalık bir Türkmen heyetinin Irak Cumhurbaşkanı Abdüsselam Arif'le yapılan görüşmesinde, Terzibaşı'nın ''Kabinede kanalizasyon bakanı bile olsa Türkmenlere neden bir bakanlık tahsis edilmiyor?'' sorusu, Türkmen siyasi tarihinde bir ilktir.

1980 yılı Türkmen siyasi tarihinin en büyük kırılma noktasıdır. İdamlar, tutuklamalar ve Türkmenlere ait sivil toplum kuruluşları el değiştirdi. Geçen zaman içerisinde Saddam'ın adamları yandaş toplamak için Terzibaşı'na ziyaretlerinde, talepleri münasip bir lisanla geri çevrilmiş ve mecliste bulunan bir Türkmen şairinin;

"Yada Yol,

Saçını tara ya da yol,

Yad yolu bilmezdi,

Kim gösterdi yada yol" sözleriyle görüşme bitmiştir.

Terzibaşı 1987'de genel nüfus sayımının protesto için Irak Türkleri derneği tarafından Ankara'da yapılan büyük Türkmen yürüyüşünü de ilk kutlayan şahsiyettir.

2003'den sonra Kerkük'ü ziyaretimizde her zaman olduğu gibi birlik ve beraberlikten söz eden Terzibaşı Türkmen kurultayının yapılmasının gerekli olduğunu ifade etti.

Terzibaşı'nın zengin arşivi mutlaka koruma altına alınmalıdır.

Ata Terzibaşı ağabeyimizin ruhu şad, mekanı cennet olsun.