Telafer, Amirli, Tuzhurmatu, Beşir ve diğer Türkmeneli bölgelerinde yaşanan trajik olayların ardından geçtiğimiz günler içinde terör örgütü IŞİD'in Kerkük'ün 20 km güneyinde ve Beşir'e 5 km uzaklıkta olan Türkmen Kasabası Tazehurmatu'da dünyaca yasaklanan kimyasal silahları kullandığı ve soykırım teşebbüsünde bulunduğu bölgeden gelen haberlerde yer almaktadır. Tazehurmatu'nun, Haziran 2014'ten beri IŞİD'in kontrolü altında olan Beşir kasabasından atılan hardal - klor karışımı zehirli gaz bombalarına maruz kaldığı da bildirilmektedir. Böylece Tazehurmatu, Irak'ta Kürtleri dünyaya tanıtan Halepçe'den sonra kimyasal silahların kullanıldığı ikinci bölgedir.
Yine bölgeden aldığımız bilgilere göre hastanelerde tedavi altına alınan sayıları binleri aşan yaralıların vücutlarında, yüzlerinde kabarıklıklar ve farklı derecede yanıkların bulunduğu ve pek çoğunun solunum problemleri yaşadığı tespit edilmiştir.
Tazehurmatu'da durum çok vahim. Kasabada okullar kapalı ve yaşayanlar korku içerisinde hayatlarını idame ettirmeye çalışmaktadırlar. Yaralıların akıbeti ve kullanılan kimyasal silahlar sonucu kirlenen bölgede sağlıklı yaşam ortamının olup olmadığı acilen incelenmelidir. Tazehurmatu'ya yapılan insanlık dışı saldırılar devam ederken ABD'nin ilgisiz kalmasının yanı sıra, Irak hükümeti ve yerel yönetimin de seyirci kalmaları ise düşündürücüdür.
Tazehurmatu'da kullanılan kimyasal silahların halka olan etkisinin incelenmesi için bölgesel veya uluslararası bir komitenin bölgeyi ziyaret etmesi gerekmez mi? Tazehurmatu'da normal yaşam ortamı nasıl sağlanacak ve potansiyel kanserojen riski taşıyan kişilerin muayene ve tedavileri için alınması gereken tedbirler nelerdir? Bu insanların tedavisi karşılıksız olarak nasıl ve nerede yapılacaktır? Bu konularda acilen somut adımlar atılmalıdır.
Türkmenlerin bölgede ne silahlı bir güç kurmalarına müsaade edilmekte ve ne de Türkmenler korunmaktadırlar. Musul'dan önce, IŞİD unsurları dışında hiçbir kimsenin kalmadığı küçük Beşir kasabası neden kurtarılmıyor? Bu soruların cevapları ulusal ve uluslararası mahfillerde aranmalıdır.
Türkmen kökenli milletvekillerinin katkılarıyla Irak Millet Meclisi tarafından 17.03.2016 tarihinde Tazehurmatu'nun afet bölgesi olarak ilan edilmesinin yanı sıra alınması gereken 13 maddeden oluşan tedbirlerin onaylanması çok önemli ve yerinde bir adımdır. Ancak daha da önemli olan husus yukarıda sözü edilen ve kararda yer alan konular uygulama safhasına geçmeli ve gerekli çözümler ulusal ve uluslararası mahfillerde aranmalıdır. Başka bir ifadeyle Tazehurmatu için Irak meclis kararı kağıt üzerinde kalmamalıdır. Bu itibarla bir fon oluşturulması kaydıyla Türkmenlerin siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinden oluşacak birkaç heyetin uluslararası çevreler ile bölge nezdinde kamuoyu oluşturmak amacıyla girişimlerde bulunmaları ise elzemdir. Buradan yola çıkılarak bölgede yaşanan sıkıntılarla ilgili olarak Türkmeneli Stratejik Araştırma ve Düşünce Merkezi'nin, Türkmeneli İnsan Hakları ve Türkmeneli Kadınlar Dernekleri ile birlikte bu elim olayla ilgili olarak ortaklaşa hazırladıkları rapor, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan, Meclis Başkanı, Dış İşleri Bakanı ve siyasi parti liderleri makamlarının dikkatlerine sunulmuştur.
T.C. Dışişleri Bakanlığı'nın Tazehurmatu'da kimyasal silah kullanıldığı yönündeki açıklaması ve Irak Türkmen Cephesi öncülüğünde Tazehurmatu'dan getirilen yaralıların Ankara'daki muhtelif hastanelerde tedavi görmeleri Türkmen toplumu içerisinde bir umut yaratmıştır. Her türlü yardıma ihtiyacı olan Tazehurmatu ve diğer Türkmeneli bölgesi ile ilgili olarak umarız ki bu umutlar tükenmez.