KONUK KALEM / Dr. Cüneyt Mengü

KONUK KALEM / Dr. Cüneyt Mengü

22. TÜRSAB Genel Kurulu'na doğru...

Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) tarafından 24.11.2013 tarihinde İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Salonu'nda yapılan Genel Kurulun akabinde seyahat acentelerinin içinde bulunduğu yaşamsal sorunlarla ilgili olarak "21. TÜRSAB Genel Kurul Toplantısı Ardından" başlığı altında kaleme aldığım yazıda; Genel Kurul Divan Heyeti'nin duruşunun tarafsız olmadığı hususunu belirterek;

*             TÜRSAB'ın Türkiye'nin 2023 turizm hedefleri ile ilgili olarak gerçek tespit ve analizin yapılmadığı takdirde dünya sıralamalarında ilk altıya değil ilk on altıya bile giremeyeceğimiz,

*             1618 sayılı yasanın günümüz şartlarına kesinlikle hitap etmediği, Tur Operatörleri Yasası'nın askıda kaldığı,

*             Ülkemize hatırı sayılı döviz sağlayan seyahat acentelerinin neden ihracatçı statüsüne alınmadığı,

*             Hac Kotasının uygulanmasında eskiden olduğu gibi merkezi sistem uygulamasına neden geçilmediği,

*             Tur ve Transfer Organizasyonu ve Fiyatlandırma Konusunda dünyada eşine rastlanmayan uygulamanın düzeltilmediği,

*             Global Online Sistemleri'nin Türkiye'deki seyahat acentelerinin yanı sıra Türk ekonomisine vermiş olduğu milyarlarca dolarlara tekabül eden zararlar, gibi konular mümkün mertebede açıklanarak yer almıştır.

Yazının son kısmında ise çok az bir farkla seçimi kazanan Sayın Başaran Ulusoy'un yukarıda sözü edilen konular ve yazıda yer almayan başkaları tarafından dile getirilen ve TÜRSAB camiasının yararına olan diğer önemli hususların düzeltilmesi için gerekli adımların üzerinde durulmasının yerinde olacağı da ifade edilmiştir.

Yazımın üzerinden neredeyse iki yıl geçmesine rağmen yukarıda sözü edilen konularla ve sektörün içinde bulunduğu diğer sorunlar ile ilgili olarak ne ilgilenen oldu ne de bir çözüm getirildi. Nedenini sorarsanız, bana göre TÜRSAB Başkanı Sayın Ulusoy, acentelerin içinde bulunduğu sorunların iç yüzünü ya yeteri kadar bilmiyor ya da bilmesine rağmen gerekli adımları atamıyor.

Bilindiği gibi son yıllarda iletişim ve enformasyon teknolojisindeki hızlı gelişmelerin akabinde turizm sektörü farklı boyutlar kazanmış, özellikle bu teknolojinin fiilen incoming yapan acentelere sağladığı yararların yanında korkulu rüyaları haline geldiği de bir gerçektir. TÜRSAB acentelerin zararına olan bu gelişmelerin neresindedir!!!

TÜRSAB'da hem taze kan, hem de nöbet değişiminin elzem olduğu gerçeğinden yola çıkarak ve hatta bundan sonraki dönemler için de seçilen başkanın en fazla iki dönem görevde kalabilmesi hususu önümüzdeki günlerde yapılacak 22. Genel Kurulun gündeminde mutlaka yer almalıdır. 1999 yılından başlayarak aralıksız 16 yıldan beri TÜRSAB başkanlık görevini üstlenen Sayın Ulusoy'un geçen dönemlerde defalarca "artık bu dönem benim için sondur" ifadesi, tüm TÜRSAB camiası tarafından bilinmektedir.

Bunun için Sayın Ulusoy'un yapılacak olan 22. Dönem Genel Kurulu yapılmadan önce başkanlık görevinden feragat edeceğine dair bir bildiri yayınlaması ve buna karşılık da genel kurulda kendisine uzun yıllardan beri TÜRSAB'a vermiş olduğu hizmetlerden dolayı bir plaketin verilmesini öneriyorum. Bu öneri Sayın Ulusoy tarafından uygun görüldüğü takdirde hali hazırda gündemde olan iki listenin veya bunlara 3. bir liste eklenerek demokratik ve şeffaf bir ortamda seçimin turizm camiası açısından faydalı olacağı kanısındayım.

Şayet Sayın ULUSOY'a sunulan önerim uygun görülmediği takdirde TÜRSAB Başkanlığı'na talip olan kişilerin bazı hususları aşarak ve sektörün yaşamsal menfaatlerini ön plana çıkararak bir araya gelip müşterek bir listeyle ve acentelerin sorunlarını gerçekten çözmek vaadiyle seçime katılmaları büyük bir önem arz etmektedir.  

İkinci öneri de uygun görülmediği takdirde üçüncü önerim ise; 21. Dönem Genel Kurulu'na katılan üye sayısının 1800 civarında olduğundan hareket edilirse, 22. Dönem Genel Kuruluna katılım sayısının 2.500 ile 3.000 civarında olacağı ihtimal dahilindedir. Bu sayı toplam acente sayısının %30'una bile tekabül etmemektedir. Buradan da çıkarılacak diğer bir sonuç ise; TÜRSAB Genel Kurulu'na katılımın düşük olmasının sebepleri arasında, üyelerin TÜRSAB yönetiminden maalesef ciddi bir beklentilerinin olmadığını göstermektedir. Üçüncü öneri kapsamında oluşturulacak bir komisyon nezaretinde, TÜRSAB başkanlık seçimine katılacak kişilerin isimlerini içeren bir anket formunun TÜRSAB'a kayıtlı en az 5.000 üyeye ulaşması sağlandığında, anket sonuçları her şeyi ortaya çıkaracaktır.

Sektörün diğer sorunlarına değinmiyorum, ancak seçimlerden sonra gelecek yönetimin, sektörde her pazarda yer alan seyahat acentelerinden en fazla turist getiren 2'şer acentenin katılımından oluşan bir istişare heyetinin oluşturulması, onlarla devamlı fikir teatisinde bulunması uygun olacaktır. Günümüzde seyahat acentelerinin görev ve fonksiyonları, TÜRSAB'a üye olmayan Vakıflar, STK'lar, Belediyeler, Rehberler Birliği, Taksiciler Birliği-Derneği-Odası, korsan ve kaçak kuruluşlar tarafından yapılmaktadır.

Maalesef hali hazırda seyahat acenteciliğinin onuru, itibarı ve geleceği hiç de iç açıcı değildir. Bu sebepten dolayı, bir araya gelerek şeffaf bir yönetim ile el ele verip, Kültür ve Turizm Bakanlığı'mızın ve ilgili mercilerin de desteğini alarak, çok ciddi sorunları olan sektörümüzü bu çukurdan kurtaralım.