KONUK KALEM / Dr. Cüneyt Mengü (11 Ekim 2015)

KONUK KALEM / Dr. Cüneyt Mengü (11 Ekim 2015)

Rusya tansiyonu yükseltiyor

Rusya'nın Suriye'deki son hamlesi sadece Suriye'deki kriz değil uluslararası tüm oyuncuların hem siyasi hem de askeri tutumlarını etkilemeye başlarken, Rus jetlerinin Türkiye hava sahasını defalarca ihlal ederek krizi farklı boyutlara götürebileceğinin işaretini verdi. Bir taraftan Rusya'nın hava operasyonları, diğer taraftan İran, Hizbullah ve Esad Rejiminin karadan saldırıları devam ederken Türkiye'nin de içinde bulunduğu NATO'dan sadece protesto ve kınama mesajları yayınlanmakta.

Suriye krizinin başladığı günden itibaren Rusya'nın son hamlesine kadar krizin baş aktörü ABD idi. Ancak sözü edilen müdahaleden sonra Rusya da belirleyici muadil aktör olarak sahada yerini almıştır. Rusya'nın Suriye krizindeki kararlılığı, tüm tarafların ve özellikle bölge ülkelerinin Suriye ile ilgili duruşlarını ve politikalarını tekrar gözden geçirmeye zorlayacaktır.

Aslında Suriye'deki Rus askeri müdahalesi ve Çinlilerin uçak gemisi Akdeniz'de gövde gösterisinde bulunması, NATO'yu Rusya ile karşı karşıya getirmiştir. Bilindiği gibi Rusya'nın bir ülkeye girdiğinde oradan kolay kolay çıkmadığı, yakın geçmişte Ukrayna örneğinde görülmüştür. Rusya'nın asıl derdi Suriye'deki üslerinin bekası ve bölgedeki uluslararası nüfuzunun artırmaktır. Hedefleri ve çıkarları korunduğu sürece Esad'lı bir süreçten de vazgeçebileceği kanısındayım.

Türkiye yönünden meseleye bakıldığında; Ankara Esad'sız çözüm üzerinde ısrarlı olurken, Moskova son hamlesi ile hem Esad'ı güçlendirdi, hem de Esad'a muhalif olanlara savaş açtı ve bunlara ilaveten Rusya, Suriye bölünse bile Esad'ın yanında yer alacağını deklare etti. Artık bu aşamadan sonra Suriye krizinde inisiyatif tamamen olmasa da kısmen Rusya'da olmasına karşın, Afganistan ve Vietnam örneklerinde de görüldüğü gibi, hava bombardımanlarıyla nereye kadar başarılı olabilecektir. Nitekim ABD'nin Irak'ta IŞİD'e karşı bir seneden fazla süreden beri yaptığı mücadele kapsamında hava bombardımanı yanında Irak ordusu ve Haşid Al Şadi adı altındaki milis kuvvetlerinin karadan desteklerine rağmen aldığı neticeler ortadadır. Hali hazırda Irak topraklarının % 40'ı ve Suriye topraklarının % 30'u IŞİD kontrolünün altındadır. Rusya da, Suriye'de de aynı durumla karşı karşıya kalabilir.

----------------------

Türkiye denklem dışı

------------------

Askeri alanda Rusya'nın giriştiği hava operasyonlarının hedefleri arasında sadece IŞİD değil Türkiye Cumhuriyeti'nin de temasta olduğu ılımlı muhalefet ve Özgür Suriye Ordusu yer almaktadır. Diğer taraftan Rusya'nın; PYD-YPG'yi Esad rejimini devirmek isteyen teröristler arasında görmemesi Ankara'nın hesaplarını alt-üst etmektedir. Bu gelişmelerden çıkartılacak sonuç ise Türkiye'nin Rusya tarafından denklemin dışına itilmeye çalışıldığıdır.

Rusya'nın Esad muhaliflerini vurmaya son vermesi halinde, ABD başta olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti ve Körfez Ülkeleri ile işbirliğinin yolu açılabileceğinin kanısındayım. Ki bu süreç de imkansız değildir. Hatırlandığı gibi 2013'de Esad'ın kimyasal silah kullandığı iddiası üzerine ABD Suriye'ye askeri müdahaleye hazırlandığı sırada Rusya'nın sert çıkışı ile müdahale önlenmiş ve ikinci Cenevre Konferansı düzenlenmiştir.

Hali hazırda zaten Batı'da Esad'sız bir çözüm olmayacağı algısı iyice oturmuş ve hatta Mısır bile Esad Rejimini desteklemeye başlamıştır. Batı'nın Şam'da ne IŞİD'i ne de Türkiye Cumhuriyeti'nin desteklediği söylenen diğer bazı İslamcı grupları görmek yerine en azından bir geçiş süreci için Esad'ı tercih ettikleri ortadadır. Almanya Başbakanı Merkel siyasi çözüme ulaşmak için Esad katılımının şart olduğunu belirtirken Türkiye'yi denklem dışında tutması ise düşündürücüdür. Öte yandan ABD yetkilileri, Türkiye'nin krizin başladığı günden beri savunduğu Suriye'nin kuzeyinde iç savaştan kaçan mülteciler için güvenli bölge oluşturulmasının benimsenmediğini açık açık ifade edilmektedir. Diğer bir ifadeyle ABD, Türkiye'nin bölgede bir Kürt koridorunun oluşturulmasına itirazı ile ilgili olarak, yeşil veya temiz bölge adı altında kaçamak cevaplar vermektedirler.

Tüm bu olaylar devam ederken iki gün önce Kremlin sözcüsü Dmitri Sergeyeviç PEskov yaptığı açıklamada, Türkiye ile iyi ilişkileri sürdürmeyi umduklarını ve aynı zamanda Rusya'nın hava saldırılarının Türkiye Cumhuriyeti'nin sınırlarını korumayı amaçladığını! belirtmiştir. Bu açıklama kim bilir belki de hem ABD'nin oyununu bozmak ve aynı zamanda da Suriye'nin toprak bütünlüğünü muhafaza etmeye yöneliktir. Yoksa ABD ile Rusya arasında devam eden bir pazarlık mı var?

Türkiye, Rusya'ya tek başına karşı koyacak güçte olmadığı gibi, Rusya'ya olan enerji bağımlılığı, iki ülke arasındaki ticari ilişkiler ve turizmin ülke ekonomisine sağladığı gelir kaynağı olması hususları göz önünde tutulduğunda, Türkiye'nin daha da dikkatli davranması gerekmektedir.