KONUK KALEM / Dr. Cüneyt Mengü

KONUK KALEM / Dr. Cüneyt Mengü

Batı, Türkmenlere de silah yardımı yapmalıdır

Türkmen kasabası olan Emirli’nin IŞİD terör örgütü tarafından 84 gün süren kuşatmanın ABD askeri hava kuvvetleri desteğiyle kaldırılması,Telafer’den Mendeli’ye kadar tüm Türkmen toplumu arasında büyük bir sevinç ve ümitle karşılanmıştır. Emirli kuşatmasının kaldırılmasından bir gün önce yazdığım makalede; ne yazıktır ki ne Irak ordusu ne de kendine göre bölgeyi korumakla görevli olan peşmerge güçleri kuşatmayı kaldırmaktan aciz olduğunu ve bu kuşatmanın ancak ve ancak Amerikan güçlerinin müdahalesi ile mümkün olabileceğini belirtmiştim. Nitekim de öyle oldu. Elbette BM Irak Özel Temsilcisi  Nickolay Mladenov’in; aç, susuz direnen Emirli halkının gerçek bir katliamla karşı karşıya kaldığı, bunun durdurulmasının bir insani ve vicdani görev olduğuna dair dünya kamuoyuna yaptığı çağrının ve ayrıca ITC Başkanı Sayın Salihi ve ekibinin de bu yöndeki temasları etkili olmuştur.  
Ortaçağ zihniyetinden daha ilkel olan bu terör örgütünün insan katli ve kadınlara tecavüzü mubah kılan insanlık dışı zihniyetinin ne insanlıkla ne de İslamiyet’le hiçbir ilgisi olmayıp er geç yok edilmesi kaçınılmazdır. 
Emirli kuşatmasının kaldırılması 18 saat süren bir çatışmaya sahne olmuştur. Bu çatışma sırasında öncelikle kasabanın çevresindeki bazı köylerin IŞİD militanlarından temizlendikten sonra Emirli’ye girenler arasında Irak ordusu ile birlikte Türkmen savaşçıların da yer alması Türkmenlerin mücadeleci olmadığı görüşünü ileri sürenlere de cevap niteliği taşımaktadır. Telafer, Çardaklı, Bastamlı ve Beşir’de yaşanan insanlık dışı olayların görüntüleri 20 bin nüfuslu Emirli halkının iradesini, azmini daha da güçlendirmiş, çocuk, kadın, yaşlı demeden hemen hemen hepsi Türk halkının İstiklal Savaşı’nda vermiş olduğu mücadelenin bir benzerini ortaya koymuşlardır. Bu bağlamda84 gün süren aç, susuz ve ilkel silahlarla inanç ve imanla direnen kahraman Emirli Türkmenlerinin bu direniş destanı hem Irak halkı hem de Türkmenler için çok büyük bir gurur kaynağıdır. 
Emirli kuşatmasının kaldırılması ile ilgili yorum ve bilgiler arasında Özdemir Hürmüzlü’nün,  “Türkmen Emirli’den Türk Dünyası’na Birlik Mesajı”  başlıklı makalesinde, Emirli kasabası kuşatma altında iken askeri bir helikopter ile kasabaya inen Iraklı bir ulusal televizyon kanalının bölge halkı ve savaşçılarla yaptığı röportajda her mikrofon uzattığı kişinin,   “Ama ben Arapça bilmem, ancak Türkmence konuşabilirim” dedikleri ifade edilmektedir. Bu da Emirli’de yazılan destana ayrı bir boyut kazandırmakta ve de Emirli’deki Türkmen direnişine mezhep kisvesi giydirme girişimlerine de bir cevap niteliğindedir. 
Dr. Turhan Müftü’nün Emirli’nin adını Şanlı Emirli olarak değiştirilmesi talebine içtenlikle katılmak isterim. Bir televizyon kanalında Yüksek Meclis Partisi’nin üst düzey yöneticilerinden Türkmen kökenli Muhammed Taki Mevla’nın ağlayarak  “Türkmen kadınlarımız, kızlarımız IŞİD’in tecavüzüne uğruyor, pazarlarda satılıyorlar. Bunu insan vicdanı nasıl kabul eder?” şeklindeki çaresiz cümleleri yürekleri dağlamıştır. 
Son olarak Hasan Özmen’den alınan bilgilere göre halihazırda Musul ve Telafer’in kurtarılması için Bağdat’ın Numaniye kasabasında Türkmenlerin de askeri eğitim gördükleri hususu sevinçle karşılanmakla birlikte silahsız olan Türkmen gruplara başta ABD olmak üzere Türkiye ve batı ülkelerinden Kuzey Irak’taki kürt gruplara olduğu gibi silah yardımı yapılmalıdır.
Bazılarına göre Türkiye’nin de IŞİD’in hedefleri arasında olduğunu ve Güneydoğu’ya saldıracağı, bu nedenle Kürt ordusu kurulmalı yönündeki iddialara ise bir anlam verilememektedir. Türkiye Cumhuriyeti’ni korumakla mükellef olan Türk Silahlı Kuvvetleri, ne Musul’u terk eden Irak ordusudur ne de Sincar’dan kaçan peşmergedir. Diğer taraftan da Türk Milleti ile birlikte TSK’nın Türkiye Cumhuriyeti topraklarını Kurtuluş Savaşında olduğu gibi bugün de korumaya muktedir olduğundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.