KONUK KALEM / Dr. Cüneyt Mengü (08 Mart 2015)

KONUK KALEM / Dr. Cüneyt Mengü (08 Mart 2015)

Musul ve Telafer elden gitmesin

“Musul’a operasyon” başlığı adı altındaki bir önceki yazımda; Irak’taki son gelişmelere değinerek Merkezi Hükümet tarafından ABD’nin bilgisi dâhilinde ve Türkiye’nin de desteği alınarak peşmerge ile birlikte Musul’u IŞİD elinden almak için geniş kapsamlı bir askeri harekât başlatılmasının planları ve pazarlığı yapıldığı konusuna değinmiştim. Bu operasyonun önemli bir parçası olan IŞİD’in işgali altında kalan katıksız Türkmen kenti olan Telafer ve diğer Türkmen köylerinden yüzbinlerce Türkmen yerini yurdunu terk ederek Irak’ın çeşitli şehirlerine ve Türkiye’ye perişan bir halde sığınmışlardır.
Telafer; Kuzey Irak’ın Musul vilayetine bağlı bir Türkmen şehridir. 400 Bin civarında olan nüfusunun % 75’i Sünni Türkmen, %25’i ise Şii Türkmen’dir. Kent coğrafi konumu ile Musul’un 60 Km güneybatısında yer almakta, stratejik yönden ise Türkiye-Suriye ve Irak sınırlarının bitiştiği noktadan başlayarak Türkmeneli bölgesinin Kuzeybatı ucunu oluşturmaktadır. Körfez Savaşı sonrası 36. paralelin içerisinde olmasına rağmen güvenli bölgenin kasten dışında bırakılmıştır.
Bilindiği üzere Irak ve Suriye topraklarının hemen hemen 1/3 ’ü üzerinde hâkimiyet kuran IŞİD, özellikle Türkiye ve Türkmenler için büyük bir sıkıntı yaratmış olup bu fiili durum da halen devam etmektedir.
IŞİD operasyonları sonucunda en fazla zarar gören Türkmenlerin endişesi ise; önümüzde yapılması planlanan operasyonlar sonucunda, Kerkük’te olduğu gibi, bölgede Kürt yönetimi tarafından “girilen topraklardan çıkılmayacak” denilerek bir oldu bitti ile karşı karşıya kalınmasıdır.
Nitekim birkaç hafta önce Peşmerge ve Şii milisler tarafından, Kerkük’ün güneyi ve Bağdat’ın batısında bulunan bölgelerde IŞİD’e karşı yapılan operasyonlarda; Peşmerge, Arap ve Türkmenlerin geri dönüşünü engelleyerek toprak kazanımı elde etmişlerdir. Irak’ta IŞİD’ten geri alınan Celavla, Mikdadiye, Uzeym, Süleyman Beg ve diğer birçok Türkmen yerleşim yerleri de dünyanın ve Amerika’nın gözleri önünde çok ağır zarar görmüşlerdir. Böylece operasyon sonucunda gelinen noktada Kürtlerin Telafer’e yerleşmeleri ve Şii milislerin Telafer’deki Sünni Türkmenlerle, Musul’daki Sünni Türkmen ve Araplara karşı top yekün bir intikam girişimi ise Irak’ın askeri harekatının kaçınılmaz sonucu olabilecektir.
Öte yandan Celavla’da olduğu gibi; Musul ve Telafer kurtarıldıktan sonra Şii milislerin bölgeden ayrılıp yönetimi büyük olasılıkla peşmergeye bırakmaları, yani bu harekat hem bölgenin demokrafik yapısını değiştirerek haksız bir şekilde Kürt bölgesinin genişlemesine neden olacak ve hem de yüzbinlerce Türkmen ve Arap’ın tek kaçar yolu olan Türkiye’ye akın ederek yeni bir mülteci sorunu da yaratabilecektir. Bu gelen felaketin önlenmesini teminen; Türkiye, IŞİD belasına karşı koalisyonda ve operasyonda aktif rol alarak hem Musul ve Telafer’in demografik yapısının değişmesini engelleyecek ve hem de Arap, Türkmen ve diğer etnik ve dini grupların yerlerine dönmelerini ve de yurtlarında güven içinde kalmalarını sağlayacaktır. Terör örgütü IŞİD’in işgali altındaki Musul ve Telafer’in geri alınması için Türkmenlerde seferberlik ilan etmişlerdir. Bazı Türkmen yetkililer tarafından 5 -10 bin savaşçının harekata katılmak için hazır oldukları bildirilmiştir.
Türkiye bu tarihi misyonu üstlenerek hem kendi iç güvenliğini koruyacak ve hem de kapı komşusu soydaş ve dindaşlarını büyük bir felaketten kurtaracaktır.
Konu ile ilgili olarak İstanbul’da yerleşik bazı Türkmen Sivil Toplum Örgütleri tarafından; Cumhurbaşkanlığı, Meclis Başkanlığı, Başbakanlık, Genelkurmay Başkanlığı, ilgili bazı Bakanlıklar ve iktidar ve muhalefet partilerine “Türkmenlerden Açık Mektup” başlıklı yazıyla endişelerini dile getirmişlerdir.
Allah Irak’ta ki Türkmenlerin yardımcısı olsun.