Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sabahattin ÖNKİBAR
Sabahattin ÖNKİBAR

"Konu komşu bilsin, elimiz ağır" mış...!

Hürriyet’in önceki gün yarım sayfayı kapsayan manşeti şöyleydi:
-“Konu komşu bilsin, elimiz ağırdır.”
Manşet gurur okşayıcı ama gerçeği yansıtmıyor.
Öyle, çünkü Türkiye’nin bu operasyonu şekil olarak muhteşem olmakla beraber, içerik olarak yalancı pehlivanlığı
çağrıştırıyor.
Neden mi?
Genelkurmay’ın Nisan ayında talep ettiği harekat ancak Aralık ortalarında yapılabilmiştir ki, şu ana kadar yapılan da sadece ve sadece hava harekatıdır. Böyle bir tabloda övünmek ve hadiseyi bu biçimde mübalağalarla manşetlere taşıyıp destansı bir havaya sokmak ancak AKP’yi aklamak amacına matuf olabilir.
Malum, AKP sınır ötesi operasyon konusunda takındığı teslimiyetçi tavır sebebiyle, geniş kitlelerden tepki alıyordu. İşte bu operasyonla aslında dolaylı olarak AKP temize çıkarılmaya çalışılıyor.
Konu komşu bilsin, elimiz ağır demek için önce İran ya da İsrail gibi anında kısasa kısas yaparak gerçek anlamda egemen ülke olmak gerekiyor.
Uluslararası anlaşmaların size tanıdığı bir hakkı kullanmak için aylardır Washington kapılarında yakaran bir ülkenin, ne gerçek anlamda egemen olduğuna ne de elinin ağırlığına kimseleri inandıramazsınız.
Bu söz ya da manşet, Türk’ün Türk’e propagandasıdır ve iç kamuoyunun gazını almaya matuftur.
Hayır asla ve kat’a herekâtı küçümsüyor ve önemsiz buluyor değiliz..
Gerçekten de TSK, kendine verilen görevi dünyada pek az ordunun yapabileceği mükemmeliyette yerine getirmiştir.
Karşı çıktığımız şey, harekâtın siyasi faydaya ve AKP’yi aklamaya dönüştürülmesidir.
Öyle olmasaydı, çok değil bir iki ay önce bu tür bir harekâtı Türkiye’ye ihanet olarak gören AKPve cemaat medyası koro halinde alkış tutmazdı.
Takınılan bu tavrın bir başka boyutu da, “Bu kadar yeter, burada duralım” mesajı içindir.
Evet AKP medyası ile dış dinamiklerin kontrolünde olan malum medya, bunun ötesini yani kara harekâtını istemediğinden, bu işi büyütüp kamuoyunu bu harekâtla doyurmak niyetindedir.
Önceki gün yazdık bugün de yazalım:
Evet bu harekât Türkiye ve TSK için olmazsa olmazdı ve tamamen imaja dönük bir eylemdi.
Harekâtla TSK, psikolojik olarak belki rahatlamış gibidir. Ancak bundan sonrası
karanlıktır.
Birinci boyut bu harekâtla PKK bitmeyecektir. Tersine yapılan bu bombalamayla PKK, epey bir zaman daha kazanmış olacaktır.
Yapılan bu harekâta ABD’nin verdiği iznin karşılığında, Kerkük ve peşmerge ile ilgili olarak bazı şeylerin istenebileceği ve ödeşmeye gidilebileceği güçlü ihtimaldir.
Sonuç olarak söyleyeceğimiz şudur:
Medyanın son yaptıkları, AKP lehinde bir psikolojik harekattır... Güya TSK’yı övmek maskesiyle başka amaç ve hesaplar güdülüyor.
TSK’ya, aman dikkat diyoruz..
Biz Kara Kuvvetlerimizin on binlerle sınırı aşıp, uygun yerde bir güvenlik hattı oluşturma fikrinde ısrarlıyız.. Bu şimdi yapılamaz ise, Kerkük’ün de bağlanacağı Bağımsız Kürdistan ilan edilecek demektir...

NİYET BAŞKA...
MB’nin taşınması ve Başkent İstanbul projesi!
Ekim’den Hazine’den sorumlu Bakan Mehmet Şimşek önceki gün, “Merkez Bankası’nı kim itiraz ederse etsin, İstanbul’a taşıyacağız” demiş... Hiç kuşkunuz olmasın bu fikir Şimşek’e değil, Başbakan Erdoğan’a aittir ve Bakan Şimşek bu sözü talimat gereği etmiştir... Peki İstanbul’u adeta her şeyin üstünde tutan ve gören Başbakan’ın amacı ne midir? Söylenen İstanbul’un uluslararası finans merkezi olması hedefidir... İyi de böyle bir hedef için sondan başlanmaz ki. İstanbul gerçekten böyle bir kimliğe bürünecekse, önce uluslararası finans gelsin ve bu görülsün, hükümet de ondan sonra adımlar atsın... Hem finans merkezi olmak için Merkez Bankası’nı illa da aynı şehre taşımak gerekmiyor. Dünyada bunun pek çok örneği de var. Mesela Şanghay değil Çin’in, bütün dünyanın en önemli finans merkezidir ama Çin’in Merkez Bankası Pekin’dedir... Bu madalyonun bir tarafı. Diğer boyutuna gelince; Derler ki Merkez Bankası’nı İstanbul’a taşımak, İstanbul’u yeniden Başkent yapmak projesinin ilk ciddi adımı olacaktır. Uluslararası finans merkezi söylemi kamuflajdır. Gerçek amaç rövanş almak, yani Dersaadet’i yeniden eski yerine taşımaktır... Evet söylenen bu... Ne dersiniz, amaç bu olabilir mi?


EGE’DE DEĞİL Mİ!
Yunan adaları ve “Bebecan” ın suskunluğu!
Genelkurmay, Yunan adalarının silahlandırıldığına ısrarla dikkat çekerken Dışişleri Bakanlığından tık yok.. Oysa bu görev, yani bunun bütün dünyaya duyurulması işi Dışişlerine ait değil mi? Görüldüğü gibi Türk hariciyesi AKP ile beraber yeni ve garip bir sürece girmiştir. Hariciyemiz artık en doğal görevlerini bile yapamaz noktadadır. Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Atina’ya gidip orada Türkiye’nin onlarca yıllık tezlerini feda edercesine imzalar atarken, uluslararası anlaşma ihlallerine tepki bile vermiyor... Tamam Babacan istisnasız her adımını Başbakan Erdoğan’a soruyor ve bu konuyu belki sorma zamanını bulamamıştır ama bu olacak şey midir? Türkiye krallık ya da sultanlık mıdır ki her şey Erdoğan’a sorulsun.. Hem işler öyle yürüyecekse Dışişleri Bakanlığına ne gerek var.. Maalesef Türkiye’de onlarca yıldır ilk kez ciddi anlamda bir Dışişleri Bakanlığı yetersizliği yaşanıyor... Tamam biz Yalçın Küçük’ün dediği gibi Sayın Babacan’a ’Bebecan’ demiyoruz ama Sayın Bakan’ın koltuğunu dolduramadığı da artık aşikardır.


RAFA KALKTI...
Çeçenisitan, Doğu Türkistan ve AKP?
AKP iktidar olana kadar Türk dünyasının ve örtülü olarak Türkiye’nin de bir Çeçenistan ve Doğu Türkistan davası vardı... Gerçi Türkiye Devleti bu davasını sürekli örter ve açığa vurmazdı ama, dolaylı desteğini hep verirdi... Örnek mi? Çeçenistan’daki direnişçilere Türkiye’den silah ve yardımların gittiği artık bütün dünyanın malumudur. Keza Ankara’nın, Doğu Türkistan ilgisi de sır değildir... Doğu Türkistan Türklüğünün yiğit lideri, merhum İsa Yusuf Alptekin’e bu ülkenin örtülü ödeneğinden para verildiğini yakından biliyoruz... Bunları niçin mi yazdık?.. Dün sınırlı olsa da var olan Çeçenistan ve Doğu Türkistan ilgisinin, bugün asla olmadığı ve AKP ile tamamen rafa kaldırıldığıdır... Görüldüğü gibi AKP, sadece ABD ve İsrail’in hegemonyasına girmedi, aynı zamanda Rusya ve Çin’in korkusu ile soydaşlarıyla arasına büyük mesafeler de koydu.. İşte bunun içindir ki biz ısrarla AKP, Türklüğü tasfiye için emperyalizmin ’Truva Atı’dır diyoruz.. Yalan mı?

Yazarın Diğer Yazıları