Komut-kabir, olurlar, çarık-sarık...
-Yalnız anıt-kabir değil orası; kanıt-kabir, tanıt-kabir, yanıt-kabir, komut-kabir'dir. Düşün Türk çocuğu, o kabire eklediğim uyakları iyi düşün... Kanıtı gör, yanıtı al, tanıtı tanıt, komuta uy, kayıtsız ve koşulsuz.
-Bir ülke ki konu bulanlar değil, konu mankenleri konu olurlar. İlkeller ilkeli ilklerin sonu olurlar. Kişiliksizler kendilerini değil şunu bunu olurlar, değerlilerin D günü, önemlilerin G günü olurlar. Coşkusuzlar coşkun suların buz tutturucusu, donu olurlar. Cenneti satılık sananlar tarikatların fonu olurlar. Yüzsüz yüzlerin derisi kalınlaşıp manda gönü olurlar. Nice dostlar çürük çıkar yanılgı ve sanı olurlar; minarenin ezanı, kilisenin çanı olurlar. Nice acılar vardır ki nice derde tanı olurlar. Kimi sözler değer biçer kanı olurlar. Kimi anlar özeldirler unutulmaz anı olurlar. O yüce kişiler ki erdemlerin önü, algıların yönü, büyüklüğün geni olurlar. Nice unvanlılar vardır ki, algısızlığın bönü olurlar. Bilimi mürşit görenler, çalışan kafaların feni olurlar. Bilmezler, sezmezler ve canını ezmezlerin yüzünden, köhnemiş fikirliler başımıza yeni olurlar. Güzelliğe damga vurmak isteyenler, ak gerdanların, gül yanakların beni olurlar.
-Sanat emekle, esinle, özgürlükle yaratılır. Doğmalar ve doktrinler esini tehlikeli bulurlar, özgürlüğü öz işlerinde kullanırlar yalnızca... Kaldı emek... Salt onunla sanat değil tekrar yapılır ancak.
-Çarıktan kurtuldu da bu millet, sarıktan kurtulamıyor... Sarığın altındakinden daha doğrusu...
-Türkülerin anı yanı... Neden odur, onan dolayıdır, onunla başlamış ya da bitmiştir özel bir şeyler... Bunu yapan türkü çıkagelir birdenbire. Söz-müzik değildir söz-müzik-anıdır sizin için. Müziğin anıya, anının müziğe kattığını ise, bilirim, bilirsiniz, bilirler de, anlatamayız hiçbirimiz.
-Türküler, Türklüğün en güzel hâlidir bana göre. Hayran olunacak hâlidir, ayıpsız hâlidir. Övüncümüzdür türküler sözleri ve ezgileriyle.
-Söyle anılarına bugün terk etsinler seni, ben geleceğim...
-Adam'la, ada arasında bir "m" var... Var da, bunların başına sonu m ile biten "yarım"ı kondurduğumuzda gör neler olmakta...
-"Ekran bozar" deyimi yanlış... Ekran uğruna bozulur ya da bozarlar kolaycıları, kişiliksizleri...
-Acı da önemli, açı da... Acılar olgunlaştırır insanı, açılar çoklu baktırır...
-Sevginizi nefretinize mahsup ediniz sık sık, borçlu kalmayınız sakın.
-Yeraltı nehirleri ne kadar gizemlidirler. Şairlerin içinde de var bunlardan.
-Yazarın ömrü, yarattıklarının ömrü kadardır.
-Yazarlığı anlatmak da yazarlığa dâhildir.
-Olağanüstülükten korkar sayın olağan, fikirde papağan, yaman lafazan.
-"Malumatfuruş" bilgiçlik taslayan, bilmediğini bileni haşlayan, bilgin ve bilgeler yüce gönüllü...
-Bunlar hep "Ben... ben... ben" diye söze başlayan.
-Fikirleri şükürlerle yarıştırmışım, yalanı gerçekten sorup soruşturmuşum.
-Neler yapmışım ben neler, suçum çok ağır, o lafazanın soyunu karıştırmışım.
-Dünya güzeli bir kadın ama dilsiz... Alımlı ama anlamsız... Kadının çekiciliği sesindedir, telefonda duyduğu kadın seslerine vurulan nice erkekler biliyoruz.
-Bürokrat mı olacaksın? Gözün tilki uykusunda olacak, kulağın işine geleni duyacak ama burnun her kokuyu alacak...
-İçgören mi istersiniz işgören mi? İşgören elbette, içinin görülmesini kim ister ki?