İmparatorluk Türkiye'sinin son dönemlerine yön veren isimlerden olan Talat Paşa, kirada oturan, başı sadece kurşunla eğilen sadrazamı ve Jön Türk Devrimi'nin öncüsüydü.
15 Mart 1921 tarihinde Berlin’de şehit edilen Talat Paşa, vefatının 103. yıl dönümünde anılıyor.
İttihat ve Terakki’nin liderlerinden olan Sadrazam Talat Paşa, mücadelelerle dolu hayatıyla Osmanlı Devleti’nin son dönemine damga vuran isimlerden biriydi.
1908 ihtilâlinin hazırlanmasında büyük rolü olan Talat Paşa, 1908-1918 arasında Osmanlı Devleti siyasetine yön vermiş önemli biriydi.
Bâb-ı Âli Baskınından sonrasında Said Halim Paşa kabinesinde Dahiliye nazırlığına getirildikten sonra devletin siyasetinin en önemli belirleyicilerinden biri olmuştu. Enver Paşa ve Cemal Paşa ile birlikte Üç Paşalar iktidarını kuran Talat Paşa, Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’na girmesinde ve Ermeni Tehciri’nde rol oynamıştı.
1917 yılında sadrazamlık yapmış, savaşın kaybedilmesinin ardından İttihat ve Terakki Cemiyeti’ni feshedip Cemal ve Enver Paşalarla birlikte ülkeyi terk etmişti.
BİR ERMENİ TARAFINDAN ÖLDÜRÜLMÜŞTÜ
1921 yılında Berlin’de, Hardenberg Caddesi’nde bir Ermeni tarafından öldürülmüştü.
Mehmet Talat Paşa’yı şehit eden suikastcı Tehliryan, Alman makamları tarafından “suçsuz” bulunmuş ve skandal bir kararla tahliye edilmişti.
Talat Paşa’nın cenazesi 1943 yılında Türkiye Cumhuriyeti tarafından Berlin’den İstanbul’a getirilerek Şişli’deki Abide-i Hürriyet’e defnedilmişti.
ATATÜRK TALAT PAŞA'NIN ÖLDÜĞÜNÜ DUYUNCA NE DEDİ?
Talat Paşa’nın katlinin haberi, Ankara’ya ulaştığında, Atatürk gözyaşlarını tutamamıştı.
“Vatan büyük bir evlâdını, inkılâp büyük bir teşkilatçısını kaybetti” ifadelerini kullanmıştı.
Talat Paşa, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından milli şehit ilan edildi.
TALAT PAŞA'YA YAZILAN ŞİİR
Talat Paşa'nın ölümünün ardından gazeteci ve romancı Mithat Cemal Kuntay, Talat Paşa'nın tabutu önünde şu şiiri yazmıştır:
Alnındaki ter, bir vatanın döktüğü terken,
Nabzındaki kan belki de bir nesle yeterken,
En sonra, şu torba kemik sen misin? anlat!
Biz dipdiri verdik seni bir devlete tal'at!
Takriben adamlık sana yetmezdi, tamamdın,
Sen kitle adam, millet adam, bayrak adamdın.
En sevdiğin insan senin, çıplak olandı;
Şanlar, senin ölçünle palavraydı, yalandı.
İnsanların insanlara verdikleri şanlar,
Göğsünde kalır, kalbine girmezdi nişanlar.
Asla derileşmezdi vezir esvabı sende,
Sen zorla büyüktün, ne kadar istemesen de..
En sonra eğildinse de kurşunla eğildin,
Altınlar akarken de züğürt ölmeyi bildin.
Neymiş sana heykel? ne demekmiş sana türbe?
Arkanda kalan tertemiz ismin yetişir be